ELEKTROMANYETİK MİKRODALGANIN VE ZİHİN
KONTROL TEKNOLOJİSİNİN ASKERİ KULLANIMI
Dr. Armen Victorian
Lobster Magazine’den.
‘Bu zavallı iblisler ıstırap vermeyi ancak ruhunuzu kaybettiğinizde
durdururlar.’
Psikotronik Çağ
Eski Sovyetler Birliği, Batı dünyasında psikotronik olarak bilinen, enerji
biliminde ve psiko-enerji teknolojisinde uzun bir programlar tarihine sahipti.
Son zamanlara kadar, bu teknolojiyi temellendiren başlangiç çalişmalarinin
büyük çoğunluğu Batı’da yapıldı ve Sovyetler Birliği’ne kaçırıldı. Yıllarca
Batı’nın bilimsel toplumu, Moray, Abrams, Hieronymous, Tesla, Dela Warr, Down
ve Reich gibi kişilerin çalışmalarını önemsemeyerek, Sovyetler’e psikotronik
silahlardaki durumlarını pekiştirmek için en azından 30 yıllık bir öncelik
verdi. Brejnew, 1978 SALT görüşmelerinde, ‘ insan aklının kavrayabileceğinden
daha korkunç ’ silahların yasaklanmasını önerdiğinde Başkan Carter’in önerilen
şey hakkında bir fikri bile yoktu.
Pandora Projesi
Moskova’daki Amerikan Elçiliği 1960 dan 1965 e kadar orada çalışan Amerikalı
personel arasında, Amerikan Elçisi’nin daha sonra ölmesini de içeren, çok
çeşitli fiziksel ve zihinsel hastaliga neden olan elektromanyetik ve
migrodalganin bir karişimi ile kuşatıldığında, Amerikan yönetimi psikotronik
gerçeğine uyandı. Bir zamanlar Savunma Bakanlığı’nın Bilim Danışmanı, şimdi
emekli olan, Dr. Stephen Possony bana dedi ki:
‘ Moskova ’daki elçinin ve diğer çalışanlardan bir çiftin, lösemi nedeniyle
orada ölmesinden sonra orada ne olduğuna çok dikkatle araşrırmamız için ani bir
emir geldi. Dev bir proje yürürlüğe girdi. Bu tümüyle PANDORA Projesi olarak
bilinen hale geldi ve bu CIA’ yı, İleri Araştırma Proje Ajansı ( ARPA ) yı,
Devlet Departmanı’nı, Donanma’yı ve Ordu’yu da içeren TUMS, MUTS, ve BAZAR
Projeleri gibi çok sayıda paralel projeyi ihtiva etti. Bunlar yayılan Sovyet
mikrodalgalarının hayvanlar ve insanlar üzerindeki etkilerini incelemek için
görevlendirildi. Sonradan ‘ Moskova Sinyaleri ’ olarak adlandırılan
elektomanyetik sinyaller, Moskova’daki Amerikan Elçiliği’ni her gün hedefledi.
Kısa ‘ S ’ ve uzun ‘ L ’ spektromda bu sinyaller bazıları rastgele olan gelişme
örnekleri ile karmaşık modülasyona sahipti. ARPA’nın 20 Aralık 1966 tarihli Çok
Gizli notu bu projenin önemini gösteriyor. Tehtidin ne olduğunu belirlemek için
Beyaz Saray, Birleşik Devletler Haberalma Heyeti ( USIB ) vasitasiyla, Devlet
Departmani, CIA ve Savunma Bakanligi için de bir araştirma çalişmasinin
yürütülmesi için direktif verdi. Ulusal Programin koordinasyonu “ TUMS ” kod
adıyla Devlet Departmanı tarafından yapıldı. ARPA insan üzerinde düşük seviyeli
elektromanyetik radyasyon etkileri bulunan potansiyel tehditlerden birisiyle
ilgilenen tüm programın seçilmiş bir kısmında temsil edilmekte ve bunun
üzerinde araştırma yürütmektedir. Bu not PANDORA diye adlandırılan bu
programdan elde edilen ilk sonuçları özetlemektedir.
1976 yılında Devlet Sekreteri Henry Kissinger Amerika’nın Moskova’daki
Elçiliği’ne Moskova Sinyali ile ilgili çalışmaların sonuçlarını özetleyen
aşağıdaki telgrafı gönderdi.
Konu: Radrasyon ve Ultra Yüksek Frekans ( UHF ) ve Elektromanyetik Tehlikeler
16 Nisanda AFSA başkani John Hemenway AFSA’nin yönetim kuruluna aşagidaki
raporu sunmuştur. 1960 dan başlayarak Sovyetler Birligi Amerika’ nin Moskova
Elçilgi’ne akli kaybettirmeyecegi hesaplanan fakat personel üzerinde psikolojik
etkilere neden olan yüksek frekansli radrasyon huzmesi gönderdi. Sovyetlerin
çalişan personelde ( en azindan 1960
a kadar ) başarmayi hesapladigi etkiler, (A) Kırıklık -
keyifsizlik, (B) Sinirlilik – alınganlık, (C) Aşırı yorgunluk – bitkinlik
hallerini içermektedir. Bu zamanlarda Sovyetler neden olunan etkilerin geçici
olduğuna inandılar. Daha sonra bu etkilerin geçici olmadığı doğrulanmıştır.
Böyle radrasyona ve Ultra Yüksek Frekanslı / Çok yüksek Frekanslı ( UHF/VHF )
elektromanyetik dalgalara kesinlikle bağlanan şeyler: (A) Katarakt, (B) Kalp
atışını etkileyen kan değişmeleri, (C) Habis urlar (D) Dolaşım proplemleri, ve
(E) Sinir sisteminin sürekli gerginlği. Birçok durumlarda, sonraki etkiler ışın
verildikten on yıl veya daha uzun süre sonra aşikar hale gelir.
1974 yılında V. P. Kaznacheyev ispat etmiştir ki, ölüm uzak bir mesafeden
ultraviyole ışınlar kullanılarak nakledilir. Aynı yılda, bir Çek mühendis,
Robert Pavlita böcekleri uzak bir mesafeden psikotronik cihazlkar kullanarak
öldürebildiğini gösterdi. Amerikan Haberalma Servisinin raporuna göre Pavlita -
güçlü ve kontrol edilemez heyecanlara, hastalık nöbetlerine, felce ve ölüme
neden olacak kapasiteye sahip olan biri 320 km. diğeri daha uzun mesafeden etkili olan
iki psikotronik silah geliştirdi. O zaman Pavlita’nın psikotronik üreteçlerin
yapımı konusunda 30 yılık bir tecrübesi olduğu rapor edildi. Benzer işlerin
delilleri Batı’da ortaya çıkmaya devam etti.
1979 yılında değişim programıyla Prag Üniversitesi’nde çalışan bir Amerikalı
biyofizikçi fazla bir süre önce dedi ki, “ Benim varmamdan hemen önce bir Doğu
Alman yüksek lisans öğrencisi süper iletken dalga klavuzu ( büyük bir
hassaslıkla radyodalgalarını hedefleyen ve onları sıraya sokan ve soğutucu bir
mahlutla soğutulan bir cihaz ) kullanan bir projede çalışırken öldürüldü. Asıl
şaşırtıcı olan bundan sonra olandır. Sovyetler fizik laboratuarının tüm
duvarlarını yıktılar, soğutma cihazlarını, dalgaklavuzlarını ve diğer donanım
Çek- SSCB sınırı yakınındaki bir kaleye nakledildi ” . Biyofizikçi dedi ki, “
Projeye yardım eden diğer proföserlerden öğrendiğime göre birkaç ay sonra
Sovyet bilim adamları bir kilometre ötedeki bir mesafeden keçileri
öldürebilmişler ve keçilerin kafasının görünüş açisina bagli olarak iki
kilometreden fazla bir mesafeden keçilerde yanlış yönlenme ve kapasite
düşüklükleri etkilerine neden olmuşlardır ”.
Sovyet ‘ Ağaçkakan ’ sinyali. ‘ Moskova Sinyali’nden sonra Amerika’da alarma
neden olan ve ‘ Ağaçkakan ’ sinyali olarak adlandırılan ikinci Sovyet
aktivitesi ilk olarak 1975
in sonlarında keşfedildi. Ülkedeki 21 MHz. de yayın
yapan radyolarda toplanabilen bu yüksek frekanslı sinyaller bir ağaçkakanın
çıkardığı sesler gibi ‘ tak, tak, tak ’ seslerine haizdi. Bunların
kaynaklarının en sonunda Riga, Latvia’daki üç istasyonda izi bulundu. Yayılan
sinyaller 7-7,5 Hz olan yerkürenin doğal zemin elektromanyetik alanından 25-30
defa daha kuvvetli olabilmekteydi. Dünyadaki memelilerin beyni tabii olarak
7-7,5 Hz. lik frekansla yüklüdür. Fakat memelilerin %25 nin beyinleri Ağaçkakan
sinyallerinin 10 Hz. lik modülasyonlarıyla etkilenebilir. Sıra ile bu
modülasyonlar doğrudan insan beynine yollanacak bir mesaj tipini taşimak için
adapte edilebilirler. Yayın frekansında olduğu gibi yayınlanan pulsun
karakteristiğinde sık sık vuku bulan değişmeler birilerine bunun uzaktan
kontrol veya telemetri için kullanılabildiği fikrini verdi. Bununla birlikte
Savunma Haberalma Servisi tarafından toplanılan istihbarat gösterdi ki; ‘
Ağaçkakan ’ Sovyetlerin – ufuk – radarı ( OTHR ) üzerindeki geliştirmelerinin
ilk teşebbüsleriydi. Ilk radar sitesi 1975 yılında inşa edildi. Atölye testleri
başladi ve birkaç yıl sürdü. Elektromanyetik sinyallerin Kutup İyonosferi’nden
geçerken zayıfladığı ortaya çıktı. Atılan 10 füzeden, radar yanlızca birkaçının
keşfini ( bulunmasını ) garanti eder. ‘ Ağaçkakan ’, daha sonra Bilimsel Araştirma
Enstitüsü ( N I I )’nın direktörü olan, baş tasarımcı F. Kuzminsky’nin beyninin
ürünüdür. Kuzminsky ile bir teknik bilim danışmanı olan Vladimir Ivanovich
Markov arasındaki güç mücadelesi projeyi bir durma noktasına getirdi. Sistemin
problemlerini açıkca çözmesine rağmen, Kuzminsky Sovyet rejiminin desteğini
almayı başaramadı ve onun sistemi asla tamalanmadı.
‘ Ağaçkakan ’ sistemi üzerine DIA’ nın raporu bir ‘ silahlar sistemi ’ olarak
Kuzminsky’nin çalışmasına defalarca atıfta bulunmasına rağmen, şimdi ‘
ağaçkakan ’nın insan beynini bozmak için düşünülerek tasarlanmadığı açıktır.
Bunun henüz keşfi üzerine, bunun ‘ dünyanın iklimini kontrol etme veya SSCB
dışındaki insanların üzerinde fiziksel ve psikolojik etkiler yaratmak için ’
bir araç olacağı farzedildi.
Benzer mesnetler şimdi Amerika’da Alaska’da inşa halinde olan Amerikan Savunma
Bakanlığı’nın HAARP programına atfedilmektedir.
Savunma Bakanlığının Programları
Arkadan yetişmeye çalişan Amerikan Ordusu ve Donanması elektromanyetik,
mikrodalgalar, radyo frekansları v.s. üzerine yoğun araştırma programları
başlattı. Bu programların çoğu çok gizliydi ve hala öyle olmaya devam ediyor.
Başlangicta gizli olmayan bazı bölümler 1970 lerin sonunda gizli hale
getirildi. Bu programlarla ilgili alanlar nerede ve ne zaman varsa CIA oraya
ayağını bastı ve bunları fonlayarak araştirmanin boyutlarını genişletti ve
sonuçlarını paylaşti. Kamu tarafindan yapilacak soruşturmalari önleyecek
kanunlar getirildi. Bu programlarla meşgul olan akademik elemanlarin üniversite
yetkilileri tarafindan sorgulanmasi önlendi. Egitim değerleri ve ahlak yersiz
hale geldi. Benzer bir durum bazı İngiliz Üniversiteleri’nin kampüslerinde de
görüldü. Bazı deneysel programların sonuçları şok ediciydi. Çeşitli askeri ve
haberalma kuruluşlarının iyonlaştırmayan radyasyonun ve mikrodalgaların insan
üzerindeki mümkün zaralı etkileri konusunda şüpheleri vardı. Savunma Haberalma
Servisi, CIA ve Ordu, eski Sovyetler Birliği tarafından yapılan ilerlemeleri ve
onların uydularını yıllarca gözlüyordu. Elektromanyetik Frekanslar ( EMF )’nin
ve mikrodalgaların zaralı etkileri üzerine istihbarat raporlarına rağmen, onlar
gerçekleri kendileri tesbit etmeye çalışmaya karar verdiler. PANDORA Programı
neticede bir atlama taşiydi.Genişletilmiş deneyler anlaşma yapilan müteahhit
kuruluşlar vasitasiyla veya kendi laboratuarlarında Ordu’da, Donanma’da, Hava
Kuvvetleri’nde ve CIA’ da gerçekleştirildi.
Müteahhitler onlara gönülsüz insan deney standını tedarik ettiler. Bazı askeri
anlaşmalar oldukça tehlikeli çevrelerdeki çalışmaları ihtiva etti. Bazıları
hala böyle devam etmektedir. Bazı zamanlar, onların çalışanları bunun farkına
vardılar ve hala bunun devam etmesine izin veriyorlar. İki ana sebep vardı: ( a
) karlı anlaşmanın maddelerine razı olmak; ( b) radyasyonun insan üzerindeki
etkileri hakkında veri toplamak. Seneler sonra habersiz kurbanlar tarafından
getirilen davaların bolluğu bir kez daha ciddi soruyu seslendirdi: son,
araçların suçsuzluğunu ispatlayacak mı? Hepsinden sonra, çeşitli durumlarda
sorumlu olanlar gerçekten elektromanyetik alanın zararlı etkilerinin farkına
vardı ve hala gerçekleri kurbanlarından ve çalışanlarından kasden gizlediler.
Birçok hayat kaybedildi, henüz kuruluşlar ve onlarin müteahhitleri tarafindan
hiçbir sorumluluk kabul edilmedi.
Amerikan Ordusu’nun elektromanyetiğe olan ilgisi iyi tayin edilmiştir. Üç-
Servisli Elektromanyetik Danışma Paneli ( TERP ) Amerika’daki üç askeri
servisin hepsinin ilgilerini temsil etmektedir.
TERP’in 1990 durumları ile ilgili anlayışını gösteren notu: AMAÇ:
Bu Üç – Servisli Panel, İyonlaştırıcı olmayan Elektromanyetik Radyasyon ( EMF
)’ nin insan üzerindeki biyolojik etkileri üzerine yürütülen araştirma ve
geliştirme çalişmalarini yapan ve herbirinin genel ve kendisine özel
gereksinmeleri olan askeri bölümlerin çalişmalari arasinda görünür ve etkili
bir koordinasyon saglamak için yeniden yapilandi ve imtiyaz verildi.
AMACA AİT:
a. Üç askeri bölüm için ortak olan
iyonlaştırmayan elektromanyetik radyasyonun biyolojik etkilerini ilgilendiren tıbbi
araştırma ve geliştirme çalışmalarını ve her ayrı bölümün göreve özel
ihtiyaçlarını, teşhis etmek ve periyodik olarak gözden geçirmek.
b. Askeri operasyon kuvvetlerinin, sistem geliştiricilerinin ve askeri bilimsel
ve teknik toplulugun ihtiyaçlariyla ilgili tibbi araştirma ve geliştirmeleri
teşhis etmek.
c. İmkanların, malzemenin, personelin ve ihtiyaç duyulan araştirma ve
geliştirmenin zamanında ve etkili bir şekilde tamamlanması için ayrılan
fonların koordinasyonu.
d. İyonlaştırmayan elektromanyetik radyasyonun insan üzerindeki etkileri
üzerine devam eden araştırma ve geliştirmelerin bütün yönleri üzerine
servislerarası bilgi değişimini sürdürmek için işlemleri geliştirme.
e. Üç askeri bölüm ile diğer servisler tarafından bu alanda yapılan araştırma
ve geliştirmelerin koordinasyonu için işlemler geliştirmek. TERP, Ordu,
Donanma, Hava Kuvvetleri ve Deniz Şirketleri tarafından seçilen asker ve
sivilllerden oluşan üç full-time gruptan müteşekkildir. Panel daha ileri
tavsiye ve gelişmeler için bilimsel toplumun temayüz etmiş üyelerini düzenli
olarak davet eder. TERP Savunma Sekreterliği Dairesi ( OASD )’ nin içindeki
diğer dairelere istişare heyeti olarak hizmet verir. TERP araştırmalarını
orduyla sınırlandırmaz, ulusal araştırmalara karşı da aktif bilgisi vardır.
TERP’in araştirmasi 1990’
da geniş bir alani kapladı. Örneğin, Ordu’nun nükleer olmayan elektro-manyetik
pulsların bioetkilerine ilgisi şu gibi alanlarda çalışma ve araştırmayı
başlatmıştır:
İnsan dozimetrisi ve maksimum yüksek pulslu elektromanyetik alanların
biyoetkileri, ve çevresel nükleer-olmayan elektromanyetik hasar veri tabanının
gelişmesi.
Bunları başarmak için böyle alanların insanlar üzerinde sahip olduğu etkileri
öğrenmek hayati önemdedir. Şimdiden hem Avrupa’da hem de Amerika’da çok sayıda
sivil bu alanda yapılan gizli deneylerin hedefleri oldular, fakat onlar
kendilerine yapılan bu yanlış muamelenin kaynağını teşhis etmekte başarısız
kaldılar. Bunların kendi politikacılarından ve Uluslararası Af Örgütü ve
İşkence Kurbanlarının Himayesi için Tıbbi Kurum gibi değişik uluslararası
kurbanları destekleme kuruluşlarindan destek almak için sarfettikleri çabalar
bir sonuç vermedi.
Amerikan Hava Kuvvetleri * Milimetre dalga sistemi ile oluşturulan gözle
görülebilir hasarlar * Alçak mikrodalga bölgesinde ( S bandında ) ki Yüksek
Güçlü Mikrodalganın Biyoetkileri, üzerine araştirma yürütmekteydi. 27/28 Şubat
1987 de, Teksas, Brooks Hava Üssü’ndeki Hava Kuvvetleri, Hava ve Uzay Tıbbi
Okulu’nda devam eden Üç – servisli Elektromanyetik Radyasyonu İstişare Paneli (
TERP )’in tutanakları davranış kontrolüne verilen önemi gösterdi. Sayfa 2 de
şunları buluruz: ‘ Walter Reed Army Araştirma Enstitüsü ( WRAIR ) deki Radyo
Frekansi Radyasyonu ( RFR ) davraniş programi yüksek öncelikle müteala edilir.’
Her askeri servis tarafından Los Alamos, Lawrence Livermore’da Sandia
Laboratuarı’nda gelitirilen, Yüksek Güçlü Mikrodalga ( HMP ) nin kullanılması
herkesin bildiği bir şeydir. 10-13 Şubat 1986 da yapılan TERP toplantısıyla
ilgili 18 Mart 1986 tarihli bir mektup işaret etmektedir ki, ‘ Ordu, Sandia
Laboratuarında geliştirilen 2,5 GHz.lik bir sistemin 3 Mart 1986 da teslimini
isteyecektir.’ Yine aynı mektup işaret etmektedir ki, ‘Biyoılojik çalışmalar
göz, kalp ve davranış üzerinde ısrarla duracaktır.’ Savunma bölümü bu alandaki
tıbbi araştırmaların peşini bırakmamaktadır. TERP’in 1 Mayıs 1989 tarihli
toplantı tutanakları, yararlanabilirlik, hayatta kalabilirlik ve
Elektro-manyetik Işinlarin Etkileri Üzerine ‘ herhangi bir tıbbi kriterin ’
araştirmanin neticesinde nihai rolü rolü oynamasini tavsiye etmektedir.
Amerikan Donanmasi servislerin en ilgilisi gibi görünmektedir. Donanma
Araştirma Bakanligi Dairesi ( OCNR ) tarafından verilen elektromanyetik
dalgaların biyolojik etkileri üzerine programların listesi muazzamdır. Nisan
1989 da yalnızca fihrist beş ciltten oluşuyordu.
Bu programlar, – Çok Düşük Frekans ( VLF ) li ve Çok Yüksek Frekans ( VHF ) li
yayinlarin absorbiyon oranlarini tayin etmek için vücut akiminin kullanilmasi,
manyetik alanlarin biyolojik etkileri, etkili elektromanyetik alan gözetiminin
geliştirilmesi ve elektromanyetigin genler ve DNA üzerindeki etkilerinden,
Elektro taşima – elektroportation – ( teleportation kelimesiyle anlamdaş bir
kelime ) gibi bilim kurguya benzer mevzulara kadar degişmektedir. Bilimsel bir
degeri bulunmayan bu çalışmaların maksatları ve sonuçları saldırı amacıyla
kullanılmak üzere modifiye ( tadil ) edilirse bunun korkutucu neticeleri
olabilecektir. Elektromanyetik Alan ( EMF ) teknolojisinin avantajını
kullanarak, değişik haberalma servisleri müthiş yetenekler geliştirdiler. NSA,
EEG den celbedilen potansiyeli uzaktan izlemek için geliştirilen teknolojilere
büyük ilgi gösterdi.Böyle bir teknoloji geliştirilmeli mi, hedeflenen bir
bireyin EEG si kodlanmalı mı? Bu gizli servise yalnızca hadeflenen bireyin
düşünce işlemlerinin çalışması imkanını vermekle kalmayıp aynı zamanda bu
hedeflerin karar verme işlemlerinin düşünce örneklerini de etkileyebilir.
Halihazırda ön ilerleme yapıldı. Konuşma güçlerini kaybetmiş olan, zihnine
tesir edilmiş kurbanlara yardim etmek gayesiyle, Missuri Üniversite’sinden bir
noropsikolog olan Dr. Donald York ve bir konuşma patolojisti olan Dr. Thomas
Jensen özgün beyin dalga örneklerindeki 27 kelime ve heceyi teşhis etmeyi ve
kodlamayi başardilar. Onlar, 40 kurbanda, bu EEG örnekleriyle hem konuşulan
kelimeler hem de sessiz düşünce kelimeleri arasindaki karşilikli ilişkiyi
kurabildiler. Onlar beyin dalga lugatiyla bir bilgisayar programi yaptilar.
Uzaktan Görüntüleme programlarının tepesinde bulunan, CIA, Ordu ve DIA gibi
birkaç haberalma teşkilati uzaktan izleyen kişilerin EEG leri üzerine yoğun
çalışma başlattılar. Fikir, gözleyen kişiler tarafından bilginin nasıl elde
edileceğini ve işlemin tersine çevrilmesiyle, gözleyene verilen bilgilerin hedefi
etkilemek için ona (hedefe ) geçirilip geçirilemeyeceğini tahkik etmeye
çalışmaktı. Los Alamos Ulusal Laboratuarı ( LANL ) bu alanda geniş araştırma
programları yürüttü.
Modern elektromanyetik saçılma teorisi, insan beyni vasıtasıyla saçılan çok
kısa pulsun, merkezi sinir sisteminin canlanma ( uyanma ) derecesinin güvenilir
bir hesabını yapmak için kullanılabilecek yansıtılan sinyallerle
sonuçlanabileceği, ümidini uyandırmaktadır. Bunun gerisindeki kavram; “
Uzaktaki EEG ” hareket potansiyellerini veya daha büyük sinir sistemi
bölgesindeki hareket potansiyelleri topluluğunu saçmalıdır. Maharetlerimizin
nasıl tesir bıraktıklarını ve nasıl hatırlandıklarını anlayacağımızı varsayarak
bu kavramı bir adım daha ilerletmek ve diğer bir bireyde bulunan bir deneyimi
kopyalamak mümkün olabilir. Bir “ oradaydı – bunu yaptı ” bilgi tabanı sağlama
ümidi, uzmanlık eğitimi için bizim yaklaşımımızda devrimci bir değişim temin
edebilir. Başarının pekişmesi zihni ürkütecektir. Son yıllarda, öldürücü
olmayan silahlar kavramıyla birleşen çok sayıda zihin kontrol programları
geliştirildi. Böyle bir rol için adaylar arasında bulantıya, kusmaya ve
karnında spazma neden olan Çok Düşük Frekans ( VLF ) ile ve Radyo Frekansı ( RF
) ile birleşen infrases silahları vardır. 1969 a kadar Fort Believer,
Virginia’daki Amerikan Ordusu Hareketlilik Donanım Araştırma ve Geliştirme
merkezi infrasonik sistemlerin insan üzerinde sahip olabilecekleri etkilerini
detaylandırdı: Bu etkiler sinir sisteminin bozulmasından ölüme kadar
uzanmaktadır.
Kayıtlar göstermektedir ki Los Alamos Ulusal Laboratuarı 1994 te Amerikan
ordusu Araştırma, Geliştirme ve Mühendistlik Merkezi ( ARDEC ) in destegiyle
Migrodalga silahların tasarımı ve yapılması üstüne bir araştırma ve geliştirme
programı yürüttü.
Bu silahlardan bazıları evvelce Amerikan servisleri ve bölümleri tarafından
Amerika’da ve İngiltere’de gizli olarak kullanılmış olabilir.
Bundan başka, akustik ( ses ) jeneratörleri ( personele karşi ve malzemeye
karşi), yüksek güçlü mikrodalga jeneratörler, sinir gerici ve telsiz
sersemletici teknolojiler için Bilginin Hareket Özgürlügü dilekçelerimden, 1994
yılından beri cevaplandırılmayan, bir tanesine Amerikan Savunma Departmanı’ndan
son zamanlarda gelen bir cevapta araştirdigim bilginin şimdi, daha önceden bilnmeyen,
Öldürücü Olmayan Silahlar Müdürlügü’nün sahasında olduğu konusunda
aydınlatıldım.
16-17 Kasım 1993 te Amerikan Savunma Hazırlık Derneği’nin desteğiyle, Los
Alamos Ulusal Laboratuarı tarafından organize edilen gizli bir konferansta,
aşagidaki konuşmacilar yeni – öldürücü olmayan silahlar kavramının bir bölümü
olarak zihin kontrolünün değişik konuları üzerinde makaleler sundular:
Dr. George Baker ( Savunma Nükleer Ajansı – – şimdi Savunma Özel Silahlar
Ajansı, DSWA ): Radyo Frekans Silahları – – çok çekici bir öldürücü olmayan
tercih…
Dr. John Derring ( Bilimsel Uygulamalar Araştima Birligi – – SARA ): ‘ Akustik
Teknolojisi ’.
Dr. Clay Easterly ( Oak Ridge Ulusal Laboratuarı: ‘ Aşiri Düşük Frekans ( ELF )
Alanlarinin öldürücü olmayan silahlara uygulanması ’
Ms. Astrid Lewis ( Birleşik Devletler Ordusu Kimyasal Araştirma ve Geliştirme
Amiri ) ‘ Kimyasal / Biyolojik Anti-Terorizm’.
Birleşik Krallik’ta savunma meseleleriyle ilgili mikrodalga çalışmalarında rol
oynadı. Kraliçe Elizabeth Koleji’nden Profösör E. H. Grant ve Dr. R. J.
Sheppard bu alanda çalışıyordu. Grant Amerikan Hava Kuvvetleri, Sheppard ise
Donanma tarafından tayin edilen çok sayıda iş yaptı. Grant, NATO İleri
Araştırma Grubu’nda şef bilim adami olarak çeşitli konferanslar verdi. 1983-4
süresinde Sheppard, Amerikan Hava Kuvvetleri, Toory Araştirma Istasyonu ve GEC.
Ltd. Şti. ile çalişiyordu. Savunma meselelerinde pulslanmiş mikrodalgaların
kullanışı ile ilgili mevcut programlar hakkında Genel Haberleşme Karargahı (
GCHQ ) na sorduğum sorular, uzun bir aradan sonra, böyle programların çeşitli
üniversitelere teslim edildiği ve GCHQ’ nun bu konularda bağımsız hiçbir
araştırma yürütmediği konusunda beni aydınlatan Vthe Yabancı ve Memleket Halkı
Dairesi ( Vthe Foreign and Commonwealth Office ) tarafından cevaplandırıldı.
Birleşik Krallık’taki Amerikan Üslerindeki Cruise mevzilerinin tepesinde
Greenham Commen’da barış mücadelelerini silme, kadın barış mücadelecileri
Amerikan Üslerinin dışında bir dizi barışcıl protesto eylemi gerçekleştirdiler.
1985 in
sonunda Greenham Common’ daki barış kampında yaşayan kadınlarda – değişik baş
agrilari, menapozdan sonra zamansiz adet kanamalarindan – geçici felç nöbetleri
ve hatalı konuşma koordinasyonuna kadar gelişen alışılmamış hastalık örnekleri
görülmeye başladı. İki tane de erken bebek düşürme olayı – beşinci ayda -
görüldü, elektromanyetik biyolojik silahların kullanıldığı şüphesiyle, yardım
aradılar. Elektronics Todey dergisi birçok ölçüm yaptı ve raporu Aralık 1985 de
yayınladı. Raporun sonucu şöyledir: Geniş alanlı bir sinyal güç ölçeri ile
yapılan ölçümler, hastalık etkilerine maruz kaldıklarını iddia ettikleri bir
zamanda, kadın kamplarının birisinin yakınında zemin sinyal seviyesinde önemli
bir artış olduğunu göstermiştir.’ Kadınlar gürültü yaptıkları ve karışıklık
çıkardıklarında, sinyallerin aniden yükseldiğine işaret edilmiştir.
10 Mart 1986 tarihli Guardian’ da ‘ Barış Kadınları Üs ’de elektronik silmeden
korkuyorlar, Gareth Parry demektedirki, Amerikan Ordusu’nun ( Greenham
Common’da ), çitin çevresinin yakınında hareket eden bir insanın vücudundan
radar dalgalarını sektirmek için oldukça yüksek bir frekansta çalışan, Üs
Tesisi Emniyet Sistemi ( BISS ) oarak adlandırılan rahatsız edici bir dedektör
sistemi vardır. Amerikan Temsilciler Meclisi Tahsisatlar Komisyonu’nun 1985
yılı için Askeri İnşaat Altkomisyonundan önceki bir oturumda, General Schnidel
Greenham Common’da mikrodalga teknolojisinin kullanılması ihtimalini ima etti.
‘ Bizim operasyon mefhumumuz üsde bulunan en yüksek değerli kaynakları
korumaktır… Biz, garnizonda ve savaş zamanında tesisat mevzilendirildiği ve
operasyonel hale getirildiği zaman bunun emniyetini sağlayacak bir takım
anlayışına sahibiz… Sistemin gereksinilen algılayıcılar, çitler ve ışıkla
tamamen techiz edilmediği durumlarda insanlar bunun yetersizliğini telafi etmek
için görevlendirilecektir.’ ( eklenen şiddet )
Mikrodalga emniyet sisteminin yerleştirilmesinden sonra, tesisi korumakla
görevli Amerikan personeli sayisinda önemli bir azalma oldu. Bu emniyet yayilmasinin
ölçüsü daha sonra Hava Kuvvetleri Karargahı Departmanının 501. Güvenlik Polis
Grubunun yıl sonu raporu vasıtasıyla dolaylı olarak teyit edilmiştir: ‘ Geerham
Common nizamnamesi tatbik edildi, süper çitler inşa edildi… ( eklenen şiddet
)
Greenham kadınlarının bir mikrodalga silahıyla mı hedeflendikleri yoksa
mikrodalga emniyet çitine uzun süre yakın durmaları nedeniyle mi radyasyona
maruz kaldıkları açık değildir. Fakat Greenham’daki Amerikan yetkilileri böyle
bir çitin tehlikelerine karşi protestoculari uyarmadiklari için ayni şey çok
sik görülmeltedir. Iyonlaştirmayan radyasyonun insan üzerindeki etkileri
Amerikalı yetkililer tarafından iyi bilinmektedir.
Uzun yıllar barış mücadelesi yapan ve Greenham Common’u sık sık ziyaret eden
Kim Besly 30 Ekim 1986 tarihinde yazılan elektromanyetik radyasyon üzerine
raporun sonucunda sordu, ‘ Biz “ çirkin bir kanıt ” için üç nesil beklemek
zorunda mıyız? ’
Peace ve Emergengy’ den Liz Westmoreland son zamanlarda bana Greenham
Common’dan birkaç kadın barış mücadelecisinin değişik kanser tiplerinden
ıstırap çektiklerini söyledi. Amerika’nın soğuk savaştaki bir muhalifinden
ögrendiği dersi en yakın müttefiklerinden birisinin vatandaşlari üzerine
geçirmiş olmasi mümkün mü?
Sessiz ses- Birçok kişinin işitmesi için beyinde sesler yani elektronik
teknolojisinin yardimiyla insan zihnini degiştirme ve/veya etkileme
teknolojisi, batıdaki özellikle Amerika’daki askeri ve haberalma teşkilatlari
tarafindan yürütülen çeşitli projelerin ve programlarin konusu olmuştur. İşte
bazı örnekler:
Psiko – Akustik Projektör
Yaygın olarak bu açıklama mücadele durumları sırasında, düşmanda işitsel
psikolojik karışıklıklar ve kısmi sağırlık üretmek için bir sisteme yöneltilir.
Esasen yüksek bir yönlendirilmiş huzme farkli güç çeviricilerin
birlikteliginden yayilir ve bir gürültü, şifre veya konuşma vuru sinyaliyle
tadil edilir. Buluş degişik biçimleri faydalı kılabilir, bir araca monte edilen
hareketli yayıcıları ve tesbit edilmiş bir frekansa göre akustik huzmesini
tadil etmek için kullanılan vasıtaları içerebilir.
Şuur Degiştirme Için Metodlar ve Sistem
Savunma Departmanı değişik projeler ve programlar vasıtasıyla evvelce bu
teknolojiyi kazanmıştı. Böyle bir programdan hülasa: ‘ insan şuurunun
durumlarini degiştirmek için bir sistem; katli dürtülerin, tercihan degişik
frekanslara ve dalga şekillerine haiz seslerin eşzamanli uygulanmasini içerir ’
demektedir. Bir diğerinden: ‘Araştirmacilar, hususi beyin dalga ritimleri
göstermek ve bu vasitayla bireyin şuur durumunu degiştirmek için beyni tahrik
etmek için bir sistemler çeşidini kurdular’.
Sessiz Şuuraltı Mesajları
Dr. Oliver M. Lowry, Amerikan Yönetimi için askeri ve haberalma dünyasında
Sessiz Ses Yayılma Spektrumu ( SSSS ), bazen de SQUAD olarak adlandırılan
değişik gizli projeler yaptı. Sistem Irak’ a karşi mevzilendirildi. ‘Esir
alınan ve firar eden Iraklı askerlerin söylediklerine göre, en fazla harap eden
ve en fazla moral bozan programlama, ultra – yüksek – frekanslı, “ Sessiz
Sesler ” veya “ Sessiz Şuuraltilar ” olarak bahsedilen şuuralti mesajlarin yeni
ileri teknoloji tipinin bilinen ilk askeri kullanımıydı. İnsan kulağına göre
tamamen sessiz olmasına rağmen, Psikolojik Operasyon ( Psy Ops ) psikologları
tarafından işitsel programlamanın yanında bulunan bantlara yerleştirilen
olumsuz ses mesajları, Iraklı askerlerin şuuraltı zihinleri tarafından açık
olarak algılandı ve sessiz mesajlar onların moralini tamamen bozdu. Onların
zihinlerine sürekli bir korku ve ümitsizlik duygusunu tamamen yerleştirdi.
Oliver Lowry bu sistemin daha teknik tanımını kendi patetinden veriyor:
‘ İçinde işitsel taşıyıcılar olmayan, çok düşük veya çok yüksek ses frekansı
sahasında veya komşu ( bitişik ) ultrasonik frekans spektrumunda, bir sessiz
iletişim sistemi arzulanan bilgi ile yükseltilir veya frekans modülasyonuna (
tadilatina ) ugratilir ve beyinde tahrik için akustik olarak veya titreşimle
yayilir. Tadil edilen (modulasyona uğrayan ) taşıtıcılar gerçek zamanda
doğrudan nakledilirler veya dinleyici için tehir edilmiş veya tekrarlanan
yayınlar için, mekanik, manyetik veya optik ortamlarda uygun şartlarda
kaydedilir veya saklanır.’
Özel bir dalga şekliyle modulasyona ugrayan ( tadil edilen ) 100 ile 10.000
Mhz. Aralığındaki mikradalgalarla kafayı ışınlayarak, bir insanın kafasında ses
hasıl edilebilir. Dalga şekli frekans modulasyonlu patlamalardan ibarettir. Her
patlama, birbiriyle çok sıkı gruplanmış on ya da oniki taneden oluşan muntazam
sirali pulslardan tertip edilmiştir. Patlama genişligi 500 nanosaniye ile 100
mikrosaniye arasindadir. Puls genişligi 10 nanosaniye ile 1 mikrosaniye
sinirlari içindedir. Patlamalar, kafasi işinlanan kişide işitme meraki
uyandirmak için ses girdisiyle sik sik module edilirler.
EEG Klonlama
Korku ve zihin kontrolu teknolojisindeki en son gelişme, hedeflenen herhangi
bir kurbanin veya gruplarin zihninin kontrolu amaciyla insan EEG sin i
klonlamadir. Güçlü bilgisayarlarin kullanilmasiyla öfke, aci, endişe,
küçümseme, ümitsizlik, dehşet, sikinti, kiskançlik, korku, hayal kirikligi,
keder, günahkarlik, kin, ilgisizlik, kizginlik, merhamet, hiddet, pişmanlik,
gücenme, üzüntü, utanç, garez ve terörü içeren insani duyguların kısımları
teşhis edilmiş ve ‘ duygu imza kümeleri ’ olarak EEG den ayrılmıştır. Bunların
ilgili frekansları ve genlikleri ölçülmüştür ve sonra muayyen frekans / genlik
kümesi sentezlenip ve diğer bir bilgisayarda biriktirilmektedir. Bu olumsuz
duyguların her biri uygun bir şekilde ve ayrı ayrı etiketlenmektedir. ‘ Bunlar
daha sonra Sessiz Ses Taşiyici frekanslara yerleştirilir ve diger bir insanda bazi
temel duygularin ortaya çikmasi için tetiklenecektir.’
Kafasında sesler duyduğunu iddia eden, birçok zihin kontrol kurbanının
psikiyatrik yardıma ihtiyaç duymasına yol açılmıştır. Fakat eldeki kanıt ‘
kafada sesler ’ üretmek için gerekli teknolojinin mevcut olduğu fikrini
vermektedir. Benim burada tanımladığım şey muhakkak ki ordunun geliştirmiş
oldugu veya halen geliştirmekte oldugu şeylerin bir kismidir.
Her akılı insanın uyandırılması ve gerçeklerin teslim edilmesi bizim için
önemlidir. Gerçek ‘ Mançuryalı Aday ’ çağı şimdiden buradadır. Verdiği
destekler ve deneme yazısında yer alan bazı bilgiler için, Resonance’den Judy
Wall’a teşekkür ederim. Zihinleri degiştirmek için ön lop lobotimisini tatbik
eden ilk kişi Dr. Walter Freeman’dır. Freeman 3.500 den fazla lobotomi
yürütmüştür. Lobotomi, bugün hala geniş ölçüde İskoçya’da ve İsveç’te
kullanılıyor. Bilhassa V. P. Kaznachayev ve arkadaşları, ‘ İki Hücre Grubu
Arasında Görülür Bilgi Aktarımı ’, Psiko-enerjik Sistem, Cilt 1, Aralık 1994 ve
‘ İki Doku Kültüründen Oluşan Bir Sistemde Farklı Hücrelerarası Etkileşimler ’
, Psiko-enerjik Sistem, Cilt 1, Sayı 3, Mart 1996. Ölümcül Olmayan Silahlar
kavramının kurucusu olan John Alexander’ın da bu konuya ilgisi kuvvetlidir.
Uzak mesafeden hastalığa neden olan imkanları inceleyen, değişik Amerikalı
araştırmacılarla yaptığı kaydedilmiş konuşmalarından bazıları, benim Savunma
Haberalma Servisi Raporum, DST-1805-387-75, ‘ Sovyet ve Çekoslavak
Parapsikoloji Araştirmalari ’,1988 de verilmiştir.
4 The Atlantic, Cilt 259, Mart 1987, sayfa…
Ticari radyo sistemlerinin yayınlarını bozan güneş lekelerinin faaliyete
geçtiği onbir yıllık güneş döneminin başlangıcında çalıştırılmaya başlanan ‘
Ağaçkakan ’ sinyalleri kendi zirve noktasındadır. Bunun, ‘ Ağaçkakan’ı güneşin
bu faaliyeti ile gizlemek için Sovyetler tarafından yapılan bir teşebbüs mü
yoksa Ağaçkakanın etkilerini arttırmada güneş faaliyetinin katalizör rolü mü
oynadığı bilinmemektedir.
5 Savunma Haberalma Servisi Raporu, Sovyetler Birliği;
Askeri İşler, 3 Mayıs 1991,
F. C. Judd, ‘ Rus Ağaçkakanı: Bu soyu tükenmiş bir tür
mü oldu?’ Short Wave Magazine Mart 1991.
Lawrence Livermore Ulusal Laboratuarları ( LLNL )’in bu programının bazıları
insan zihnini etkileyen öldürücü-olmayan silahların geliştirilmesi için sarfedilen
gayretlerle daha uyumlu olduğu görünse bile, acayip bir şekilde, LLNL’nin de ‘
Ağaçkakan ’ ismi verilmiş bir programi vardir. ( Lawrence Livermore ile
muhtelif muhabereler Ingiliz Ordusu’nun üniversitelerdeki faaliyetleri üzerine
daha fazla bilgi için Kampüs Bağlantısı- – Kampüste Askeri Araştirma, Rob
Evans, Nicola Butler ve Eddie Gonsalves, Ögrenci Kanada, Londra 1991 – -’na
bakın.
Pensacola, Florida’daki Donanma Uzay ve Hava Tıbbi Araştırma Laboratuarı, Clam
Lake’te SANGUINE Projesi’nde gerçekleştirdikleri deneyler sonucunda, SANGUINE
anteninin, 45-75 Hz. araligindaki aşiri düşük frekansli alanin manyetik
bileşenine maruz kalmanin aşiri alkol tüketiminde karşilaşilana benzer bir
strese yol açtigini tespit etti. SANGUINE Projesinde yapilan ölçümler Amerikan
Donanmasi tarafindan bu makalenin yazarina verildi. Robert Becker, Cross
Currents, Jeremy P. Tarcher Inc., Los Angeles, USA, 1990, sayfa 202 ye de
bakın. Benim Open Eye sayı 3, 1995 te yayınlanan ‘ Robert Strom’un Öldürülmesi
’ isimli yazıma bakın. Strom’un hikayesi, 5 Mart 1989 da David Aummel
tarafından yapılan CBS haberlerinin ‘ Altmış Dakika’sında, ‘Strom Boeng’e
karşi’ da verildi. TERP kurulduğu zaman 21 Temmuz 1980 tarihli ilgili muhtıra,
askeri temsilciler tarafından imzalandı.
Uluslararası Af Örgütü’nün Merkezi ve İşkence Kurbanlarının Himayesi için Tıp
Kurumu ( the Medical Foundation For the Care of Victims of Torture ) ile olumlu
sonuçlar vermeyen mektuplaşmalarimiz oldu. Arşivimde, elektromanyetik araçlarla
günlük işkencelere maruz kalan ve bazi durumlarda hala bu işkencelere maruz
kalmaya devam eden, üstün zekali bazi kişilerin dosyalari vardir. Bugüne kadar
hiçbir organizasyon bunun sorumlulugunu kabul etmemiştir. Bunlarin kötü hali
hiçbir kurbanlara destek organizasyonu tarafindan dinlenmemiştir.
TERP’in toplantı Raporu, 1 Mayıs 1989
İyonlaştırmayan Elektromanyetik Radyasyonun Biyolojik Etkileri, cilt XII,
sayılar 1 den 5e , Aralık 1988; Donanma Araştirma Başkanlığı Dairesi,
Arlington,Virginia, Nisan 1989 da yayınlandı.
Bir bilim-kurgu tipi proje örneği, 441k708-04 Proje kodludur.
Elektronakil ( Elektroportation ): Temel Mekanizmanın Teorisi – İlerleme: nicel
teori, iki tabakalı zarın büyük elektrik pulsuna bağlı olarak tersinir
elektriksel çöküntüsünü ve küçük pulsa bağlı olarak yüklerin alıkonması ile
pasif yüklenmesini başarıyla tanımlar.
Bir nükleer araştirma merkezi olan Lawrence Livermore Ulusal
Laboratuarlarındaki bilim adamları, böyle şeylerden nükleer silahın enerjisini
tutabilen ve bunu elektromanyetik spektrumun daha düşük ucunun seçilme kısmına
odaklayabilen ve bu enerjiyi düşmanın beynini etkilemek içn kullanabilen beyin
bombaları olarak söz etmektedir. Düşünce düşman askerlerine kendi izlerini
ziyaret ettirecektir. ‘ The Atlantic, cilt 259, Mart ’
‘ Bir İnfrases Sistemi ’ , B. D. Ordu Hareketlilik Donanım Araştırma ve
Geliştirme Merkezi, Fort Believer, Va, 1969. ‘ Etkiler İnsan ’ bölümüne bakın.
Yakında çıkacak olan kitabı, Gelecek Savaş’ta – öldürücü olmayan silahlar
kavramının destekçilerinden, önde gelenlerinden ve kurucu babalarından birisi
olan – John Alexander bu yıkıcı silahların iktisabını ve mevzilendirilmelerini
meşrulaştırmak için çalışmaktadır. LA-CP-94-0061, Mikrodalga Silah Tasarım ve
İcra Zarfı; B. D. Ordu Araştırma Geliştirme ve Mühendislik Merkezi ( ARDEC ),
Picatinny Arsenal, New Jersy – tarafından desteklenen iş.
Yüksek Güç Mikrodalga Teknolojisi Konferansı ( Harry Diamond Laboratuarı,
Aldephi, Maryland, 1-3 Mart 1983)’na sunulan LA-UR-83-150, ‘ Los Alamos Ulusal
Laboratuarı’nda Mikrodalga İle İlgili Çabalar ’
Deniz Kuvvetleri Sistemler Komutanlığı vekili William A. Longwell’den yazara
gelen ve 1994 te dosyalanan bir istekle ile ilgili 2 Ekim 1997 tarihli mektup.
Inside the Air Force’daki ‘ öldürücü – olmayan Teknolojilerdeki önceliği tayin
etmek için Pentagon: Hava Kuvvetleri programları, tedarik ve politika oluşturma
üzerine gizli haftalık rapor-Cilt 5, sayı 15, Nisan 1994e bakın. Grant, sağlık
için tehlike yaratabilecek yerlerde mikrodalga kulesinin yerleştirilmesine
müsaade etmek için Manchester Şehir Konseyi tarafından verilen red cevabına
karşı 1971 Şehir ve Kır Planlama Hareketi altındaki başarili temyizinde Mercury
Haberleşme Ltd. Şirketi’nin başlica bilimsel şahidiydi. FCO’dan yazara mektup,
1993
Donanma Satıh Silahlar Merkezi, USN’de çalışan bir bilimadamı olan Eldon Byrd,
mikrodalganın etkileri üzerine 1986 da verdiği bir konferansta şunları söyledi:
‘ Biz dokuların, hücrelerin, organların ve bütün organizmanın davranışını
değiştirebiliriz… Laboratuar hayvanlarında altı kat daha fazla cenin ölümlerine
ve doğum kusurlarına neden olabilirsiniz ve bu manyetik alanlar öyle zayıftır
ki bunları güçlükle sezebilirsiniz… Genetik mühendisliği yapmak için sık sık
uygulanan mikro-cerrahi teknikleri olmaksızın, ELF ( aşırı düşük frekans ) li
zayıf manyetik alanlarla genetik mühendisliği yapabilirsiniz. İnsan
hücrelerinde ölümcül hastalıkların nasıl hasıl edildiği ve bunların nasıl
iyileştirildiği bilinmektedir. İnsanın beyin dalgalarını bir odanın içinde çok
düşük bir manyetik alanla dolaştırabilirsiniz.’ Yazar’ın mülkünde teybe
kaydedilen konferanslar
Ön Rapor-Arka plan malumatı
Mikrodalga / Elektromanyetik Kirlilik: az bilinen bir tehlike
Ekim 1986, güncelleştirilmiş Haziran 1988
Besly 1996 da kanserden öldü.
30 Psiko- Akustik Projektör, Patent 3, 566,347, B. D. Patent Dairesi, 23 Şubat
1971
31 32 33 Şuuru degiştirmek için Metod ve Sistem, Patent 5, 123, 899, 23 Haziran
1992 tarihli
34 ‘ Yüksek Teknolojik Psikolojik Savaş Orta Dogu’ya ulaştı ’, Bülten, 23 Mart
1991, ITV ( Londra ) News Bureau Ltd.’’en. Newsweek 30 Temmuz 1990, sayfa 61
35 Sessiz şuuralti Takdimi, Patent 5, 159, 703, B. D. Patent Dairesi, 27 Ekim
1992
36 Bu paragraf, ‘ Sentezlenmiş Sessiz Beyindalga Demetleri TM ’, – Silent Sound
Inc., 5188 Falconwood Court, Narcross, GA 30071, USA’dan alınan iktibasların
bir tefsiridir.
Digi-Security Service