TELEGRAM

MK ULTRA PROJESİ : TELEVİZYON, ALGI YÖNETİMİ VE KİTLESEL ZİHİN KONTROLÜ

1) Algı Yönetiminde kullanılan en önemli cihaz
televizyondur ve bu cihaz normalde her eve bir tane bedava verilebilirdi ancak
bu çok şüpheli olurdu.




2) Aynı mesajın insanlara sürekli aktarılması zihin
kontrolünün temelini oluşturur ancak insanların bunu fark etmemesi amacıyla
aynı mesaj yüz farklı kanaldan, yüz farklı şekilde yayınlanır. Böylece insanlar
“özgür seçim” yaptıklarını düşünürken aslında hep aynı propagandaya maruz
kalırlar.




3) İnsanlar çocukken ne kadar erken yaşlarda cinsellikle
ilgili sembollere maruz bırakılırlarsa büyüdükleri zaman “nevrotik” ve
“tutarsız” davranışlar sergiler. Televizyon açıktan veya gizli cinsellik
sembollerini çok erken yaşta çocukların bilinçaltına yerleştirir.




4) İnsanlar korktukları ve stres altına girdikleri zaman aynen
korkmuş çocukların anne, babalarına sığınması gibi kendilerini büyük grupların
güvencesi altına almak isterler ve çoğunluğun fikrinin dışına çıkmaya
çekinirler. Bu sebeple televizyonlarda haberler, diziler ve filmler üzerinden
şiddet, tecavüz ve vahşet hikayelerinin sürekli insanlara verilmesi önemlidir.




5) Televizyonun amacı aileniz ve yakın arkadaşlarınızdan çok
daha fazla televizyondaki hayali karakterlerle zaman geçirmenizi sağlamaktır.
Böylece yavaş yavaş gerçek dünyadan kopartılır ve hayali bir dünyaya
yerleştirilirsiniz. Gerçeklik algınız değişir.




6) İnterneti dışında sadece televizyon üzerinden bir insan
çocukluğundan 65 yaşına kadar ortalama 2 MİLYON reklama maruz kalır. Bu sadece
ticari amaçlı ve reklam olduğu belli reklamların sayısıdır. Açıktan ve gizliden
yapılan siyasi propagandalara ek olarak ürün yerleştirmeli gizli reklamlar bu
rakama dahil değildir.




7) İnsanların gerçeklik algısı bozulduğu için televizyon
ekranına konulan her görüntüyü “gerçek” olarak algılarlar. Hatta kendileri bizzat
şahit oldukları bir olayı televizyon ekranında daha farklı şekilde anlatılırken
görseler bile televizyonun anlatımı onlara daha “gerçek” gelir.




8) Bir insan televizyon izlemeye başladıktan beş on dakika
sonra kendini “kaptırır” ve beyni alfa dalgaları yaymaya başlar. Bu yarı uyku
durumu gibidir ve telkine oldukça açıktır. Televizyonda heyecanlı bir dizi
izlerken etrafınızdakileri unutmanızın sebebi budur.




9) Son teknoloji HD görüntü ve üç boyutlu ses sistemleri
televizyonların telkin gücünü büyük ölçüde arttırmıştır. Özellikle İnternet’e
bağlanmış televizyonlar sayesinde her tür sinyalin normal televizyon yayını
içine karıştırılabilmesi de kolaylaşmıştır. Bu şekilde televizyon üzerinde her
yaptığınız eylemin (hatta bazı durumlarda evin içinde yaptıklarınızın bile)
Internet sistemi üzerinden kayıt altına alınabilme imkanını ortaya çıkmıştır.




10) Belli görüntü ve ses frekanslarıyla insanlarda belli
duyguların oluşturulabilmesi mümkündür. Örneğin eğer istenirse dizi ve
programların içine sadece beyninizin algılayacağı sinyaller yerleştirilir ve
insanlar bu programları “çok etkileyici bulurlar” aynı yöntemle bir “haber”
izlediğiniz zaman da bu haberin içine yerleştirilmiş bir takım sinyallerle
duygusal tepkiler üretilebilir. Bir programı izlerken aniden “öfkelenebilir”,
“sakinleşebilir” veya “sevinebilirsiniz”. 


Büyük kitleleri “ortak televizyon yayınlarıyla”
yönlendirebilmek teorik olarak mümkündür.




Sevgilerimle

Aydın Serdar Kuru