TERÖRLE MÜCADELE & ŞEHİTLERİMİZ ve GAZİLERİMİZ

TERÖRLE MÜCADELE DOSYASI /// Süleyman Çelik : Terörle Mücadele ve Devlet Adamlığı

Süleyman Çelik : Terörle
Mücadele ve Devlet Adamlığı

Tarih: 16 Şubat 1925; Cumhuriyet henüz 15 aylık. Bir davet sonrası
Çankaya akşamı; yemek faslı bitmiş, bazı masalarda sohbet edilmekte,
bazılarında briç ya da bezik oynamakta.

Bir görevli, köşesinde sohbet
etmekte olan Atatürk’e bir
telgraf getirir; telgrafta Şeyh Sait
İsyanının çıktığı bildirilmektedir. Atatürk telgrafı okur ve görevliye “telgrafı
Başbakan’a götürmesini
” söyler.

Bir masada briç oynayan Başbakan Fethi Okyar telgrafa göz ucuyla şöyle
bir bakar ve masanın kenarına koyarak oyuna devam eder.

Olayı izleyen Atatürk, görevliye “telgrafı
alıp İsmet Paşa’ya götürmesini

söyler ve yanındakilere “izleyin ve farkı görün” der.

İsmet Paşa telgrafı okur; sonra
sandalyesini geri çeker, gözlüklerini yerleştirerek bir kez daha dikkatle okur,
biraz düşünür ve masasından kalkarak Atatürk’ün yanına gelir, “okudunuz mu?”
der…

O gece Fethi Okyar istifa etti, Başbakanlığa
İsmet Paşa getirildi ve
arkalarında İngiltere bulunan asiler
iki buçuk ay içinde tepelenerek
yurtta barış sağlandı.

* * *

Terörü
bitirme

konusunda AKP ve CHP Genel Başkanları
arasındaki atışmalar bana bu
olayı anımsattı.

PKK
t
erör eylemleri 33 yıl önce,1984’de başladı;
şehitlerin çocukları da şehit oldu, yakında torunları asker olacak, 50 bini aşkın insan öldü, terör hala bitmedi ve baştakilerin
atışmaktan başka bir şey yaptıkları yok.

15 aylık Cumhuriyeti yönetenler, Millî Mücadele döneminde birçok isyanı
bastırmışlardı, Cumhuriyet’ten sonra çıkan isyanları da bastırdılar
ve Şeyh Sait İsyanı gibi büyük
bir kalkışmayı 2,5 ayda
bitirdiler, şimdikiler 33 yıldır bitiremiyorlar.

Üstelik o zamanki koşullar ve olanaklar günümüzdekilerle kıyaslanamayacak
kadar elverişsizdi. Elimizde, 15 yıla yakın sürmüş
savaşlardan arta kalan eski silahlara sahip, savaş yorgunu askerden başka
gücümüz yok
tu. Ulaşım için yol yoktu,
zırhlı taşıyıcıyı bırakın at arabası
yoktu. Tek haberleşme aracı, çoğu yere ulaşamayan telgraftı; eşkıya telleri kesince her şey bitiyordu…

Oysa günümüzde teknolojinin son
ürünü silah ve haberleşme araçlarıyla donatılmış ve terörle mücadele için özel
eğitim görmüş profesyonel askerler ve
polisler var; tank var, zırhlı taşıma araçları var, uçak var, helikopter var, İHA var, SİHA
var, gündüzü değil geceyi bile
gören dürbün dahil her şey var.
Öyle görülüyor ki başarı için tek eksik,
Atatürk ile İsmet Paşa.

* * *

Yukarıdaki olayda görüldüğü gibi, terörü bitirmek için öncelikle
ciddi ve kararlı olmak,
bireysel çıkar düşünmeksizin “önce vatan”
demek/ ulusal çıkarları her
şeyin üstünde tutmak, dolduruşa gelip boş hayaller peşinden koşmamak, tarihi ve
tarihten ders çıkarmasını bilmek gerek.

Biraz tarih bilgisi olanlar bilirler ki Osmanlı dönemindeki tüm
ayrılıkçı isyanların arkasında emperyalist ülkeler vardır. Millî Mücadele ve Cumhuriyet’ten
sonraki tüm isyan ve kalkışmaların arkasında da emperyalistler vardır. Bugün de
durumun aynı olduğunu, birazcık aklı olanlar bile artık anladı. O halde
emperyalistlerin verdiği akılla terör bitirilmeye çalışılırsa, terör
bitirilemez fakat teröristler sürekli yeni kazanımlar elde ederler.

Cumhuriyete düşmanlıkları nedeniyle uydurdukları yalanlara tarih
diyen sahtekarları tarihçi sananlar, emperyalizmi de tarihten ders çıkarmasını
da bilemeyecekleri için terörü bitiremezler. Emperyalistlerin projelerine
eşbaşkan ya da emperyalistlerin kurdurduğu vakıflara üye olanlar terörü
bitiremezler.

Biraz yakın tarih okuyup Atatürk ve İnönü’den ders alarak terörü
önleyeceklerine, tersine ellerinden gelse ikisini “katliam” suçlamasıyla sanık
sandalyesine oturtacaklar. Özellikle Şeyh Sait ve Dersim ayaklanmalarında
ölenlerin sayısını abarttıkça abartıyorlar. Ne kadar abartırlarsa abartsınlar
öne sürdükleri sayı, hiçbir zaman PKK terörüne bağlı 50 bin ölü sayısına
erişemiyor.

Ne acıdır ki Atatürk ve İnönü’yü suçlayanlar, isyancı hainlere
övgüler dizip, heykellerini yaparak onları kahramanlaştırmaktan da geri
kalmıyorlar. AKP Genel Başkanı’nın da CHP Genel Başkanı’nın da Diyarbakır’a
Şeyh Sait, Tunceli’ye Seyit Rıza hainlerinin heykellerinin dikilmesine karşı çıktıkları
duyulmadı. Bu zihniyette olanların terörü bitirmesi olası değildir?






































Boşuna kavga ediyorlar…