Neden Şemdinli ?
2 Kasım Perşembe günü Hakkâri’nin Şemdinli ilçesindeki Büyüktepe
Karakoluna bağlı Toklu Kontrol Noktasında PKK terör örgütü tarafından yoğun sis
ve kötü hava koşullarından faydalanarak gerçekleştirilen terör saldırısı nedeni
ile altı askerimiz ve iki güvenlik korucumuzun şehit olması, iki askerimizin
ise yaralanmasıyla bir kez daha yüreklere ateş düşürdü Şemdinli. Aslında
teröristle mücadele gündeminden hiç düşmeyen, 15 Ağustos 1984’te Siirt/Eruh
ile birlikte PKK terör örgütünün ilk hedefi olan Şemdinli’nin önemi nedir?
Coğrafi Açıdan Şemdinli’nin Önemi
Hakkari’nin üç ilçesi mevcut: Şemdinli, Yüksekova ve Çukurca. Şemdinli
ilçesi coğrafi konum açısından üç ilçe içerisinde en stratejik konuma sahip
olanı. Şemdinli’nin doğusunda İran ile 53 km, güney
ve batısında Irak ile 117 km sınırı bulunuyor. Üçlü sınır noktası diye bilinen
Şemdinli bu konumu ile büyük bir coğrafi öneme sahip. Her iki ülkeye sınırı
bulunması, sınır hattı üzerindeki arazinin çoğunlukla sarp, engebeli, kayalık
ve ormanlık olması, uzun yıllardır Şemdinli ve çevresinin PKK terör örgütü için
en önemli barınma alanı haline gelmesine neden oluyor.
Şemdinli bölgesinde; Katina Boğazı, Haruna, Şapatan, Mezar,
Ortaklar, Ulaşan, Gilini ve Su Gediği gibi coğrafi açıdan önemli büyük gedik ve
geçitlerle birlikte sayıları yüzlerle hatta binlerle ifade edilebilecek çok
sayıda küçüklü büyüklü geçit bulunuyor.[i] Geçit
ve gediklerin sayısının oldukça fazla olması Şemdinli’yi PKK terör örgütünün
geçiş güzergâhlarından en önemlisi haline getiriyor.
PKK Terör Örgütü İçin Şemdinli Neden Önemli?
PKK terör örgütünün ana barınma alanlarından birisi olan Hakurk
alanı Şemdinli’nin hemen güneyinde, Irak sınırları
içerisindedir. Şemdinli’nin doğusunda İran sınırları içerisinde PKK’nın bir diğer
barınma alanı olan Şehidan ve Jermi bulunur. İlçenin
hemen batısında, yine Irak topraklarında terör örgütünün Basyan barınma alanı
mevcuttur. Yani, güney sınırımıza doğru bir bıçak ucu gibi
uzanan Şemdinli’nin üç bir yanı, PKK terör örgütünün barınma alanları ile
kaplıdır.
Bahsedilen bölgelerde kendisine hareket alanları oluşturan PKK,
bu bölgelerden Basyan’ı kendisine açılım noktası olarak kullanır. Basyan barınma
alanı üzerinden PKK, yine Irak topraklarında Basyan’ın batısında bulunan Avaşin
ve Zap alanları üzerinden Çukurca ve Şırnak bölgelerine geçiş sağlar. Şemdinli,
teröristlerin Irak üzerinden Türkiye’ye açıldığı, eylem sonrası dönüş
yapabildiği en önemli giriş-çıkış noktasıdır ve bu nedenle
Şemdinli PKK terör örgütü için de çok önemlidir.
Şemdinli bölgesi coğrafi yapısı nedeniyle PKK terör örgütüne
avantaj sağlar. Dağlık alanlar, engebeli arazi yapısı, su kaynaklarının
ziyadesiyle mevcudiyeti, arazinin gizlenme ve barınma imkânları yaratması bu
avantajların başında gelir. Bu zorlu coğrafya; Şemdinli’nin sınır komşusu
olduğu ülkelerin topraklarında PKK’nın daha rahat hareket etmesini, bu bölgede
barınma alanları arasında terör örgütü elemanlarını kaydırabilmesini, zorlu
hava koşullarında gizlenebilmesini, vur-kaç olarak tabir edilen eylem türlerini
gerçekleştirebilmesini sağlar.
PKK’nın Bölgedeki Kaçakçılık Faaliyetleri
1980’lerin ikinci yarısından itibaren hep gündemde kalmıştır
Şemdinli. PKK terör örgütünün ana hedeflerinden birisi bu bölge olduğu için
bundan sonra da gündemde kalacaktır. Aktütün, Alan, Durak, Ortaklar,
Derecik, Tekeli isimlerinin hafızalarda PKK
terörünü canlandırmasının temel nedeni de budur. PKK terör
örgütü Şemdinli bölgesinde sürekli aktif kalmak, eylem yapmak, halk üzerinde
baskı kurmak, kaçakçılığı canlı tutmak ve yönlendirmek ister. Şemdinli
bölgesi, Hakkâri’nin diğer iki ilçesi gibi kaçakçılığın yani PKK terörünün mali
kaynağının kilit noktası pozisyonundadır.
Şemdinli’den başta uyuşturucu, çay, sigara, tütün ve elektronik
eşya olmak üzere birçok malzeme kaçak yollardan yurt içine sokuluyor. 2016 yılı
Ağustos ayından itibaren hudut hattında alınan tedbirler kaçakçılığı,
dolayısıyla PKK terör örgütünün gelir kaynaklarını sınırlıyor. PKK saldırısının
gerçekleştiği Toklu Kontrol Noktası da Şemdinli bölgesinde kaçakçılığın
engellenmesi açısından oldukça kritik bir noktada konuşlu bulunuyor.
PKK terör örgütünün en önemli gelir kaynaklarından birisi
kaçakçılık. Hem uyuşturucu ticareti üzerinden terör örgütüne maddi kaynak
sağlıyor hem de bölgede kaçakçılık yapanların sınır geçişlerinden haraç alarak
kendisine gelir sağlıyor. Kaçakçılık PKK ilişkisinin bir boyutu da güç gösterme
hususu. PKK terör örgütü kaçakçılık faaliyetlerini kontrol altına tuttuğu
sürece bölgede hâkim güç olduğu algısını yaratmak istiyor.
Hakkâri Valiliğinin basın açıklamalarından[ii] elde
edilen veriler bölgedeki kaçakçılık faaliyetlerinin boyutlarını gözler önüne
seriyor. 01 Ocak-04 Kasım 2017 tarihleri arasında Hakkâri İli genelinde kaçak
yollardan ülkeye sokulan; 45.560 kg çay, 2.369 kg nargile tütünü, 1.737.859
paket sigara, 2.718 adet cep telefonu, 11.518 kg esrar, 187,6 kg eroin, 13, 6
kg metanfetamin, 21 ton akaryakıtın güvenlik güçlerince yakalandığı
belirtiliyor. İran sınırından Balkanlara, oradan Avrupa’ya kadar narkoterör
trafiğini kontrol eden terör örgütü PKK’nın, kenevir üretimi ve
ticaretinden yıllık 500 milyon TL, uyuşturucu kaçakçılığından da yine yıllık
1.5 milyar dolara yakın gelir elde ettiği biliniyor.[iii]
Kaçakçılık devlet
otoritesi tarafından engellenmeye başladıkça bölgede terör eylemleri artıyor.
Bu korelasyonun temel nedeni bölgede hâkim güç olarak PKK terör örgütünün
olduğu algısını kuvvetlendirmek. Kaçakçılık faaliyetlerini kontrol eden PKK
olduğuna göre, kaçakçılığın artması ya da azalmasından da kendisini sorumlu
gören PKK oluyor. Bu nedenle kaçakçılık faaliyetlerinin önlenmesi adına sınır
hattında Mehmetçik ne kadar fazla sayıda ve etkin önlem alırsa bu durumdan
olumsuz etkilenen PKK’nın da terör eylemleri sayısı o yönde artıyor.
Özellikle
FETÖ/PDY’nin 15 Temmuz hain kalkışma girişiminin ardından sınır ve teröristle
mücadele bölgelerinde görev yapan komuta kademesinin değiştirilmesi, bölgede
görevli güvenlik güçleri arasında bilgi ve istihbarat akışı ile koordinasyonun
sağlanması, hudut hattında alınan tedbirlerin etkinleştirilmesi, “kaçakçılıkla
mücadele terörle mücadeledir” anlayışının ön plana çıkarılması neticesinde
Şemdinli bölgesinde kaçakçılıkla mücadeleye de hız verildiği biliniyor.
Kaçakçılıkla mücadelenin hızlanmasıyla birlikte gelir kaybına uğramak istemeyen
PKK terör örgütünün; işbirlikçileri vasıtasıyla bölgede güvenlik güçlerimizin
geçiş güzergâhlarına El Yapımı Patlayıcılar (EYP) yerleştirdiği, güvenlik
güçlerinin dikkatlerini kaçakçılık güzergâhlarının ötesine çekebilmek için
diğer alanlardaki terör eylemlerini artırdığı gözlemleniyor.
Kaçakçılık ve terör tabiri caizse birbirinden ayrılamayacak iki
kardeş gibi düşünüldüğünde, PKK terör örgütünün kaçakçılık yollarını kesmek ve kontrolleri
artırmak için kurulan Toklu Kontrol Noktasına 2 Kasım tarihinde neden saldırı
düzenlediği daha rahat anlaşılıyor.
PKK Terör Örgütünün Şemdinli Kalkışması
Şemdinli’nin önemini vurgulamak için biraz geriye gidip 2012
yılında yaşanan Şemdinli kalkışmasını hatırlamakta fayda var. Terör örgütü PKK 23
Temmuz 2012’de, “Kıra Dayalı Kent Merkezli
Eylem Stratejisi” olarak isimlendirdiği terör faaliyetleri
kapsamında, yaklaşık 300 kişilik bir grupla Şemdinli’ye saldırdı. O tarihe
kadar bölgede küçük gruplarla varlık gösterebilen PKK, ülkedeki siyasi
konjonktürü de istismar ederek, Şemdinli’yi sözde kurtarılmış bölge ilan
edebilmek için varını yoğunu ortaya koymaya çalıştı.
Şemdinli üzerinden bir başarı hikâyesi yaratmaya çalışan PKK terör
örgütü, bir yandan Şemdinli ilçesindeki askeri birlikler başta olmak
üzere devlet kurumlarına yönelik saldırılar düzenlerken, bir yandan da ilçeye
yaklaşan yolları keserek kimlik kontrolü ve propaganda yapmaya, Şemdinli’yi
çevreleyen tepelere uçaksavarlar yerleştirerek bölgeye savaş uçakları ve
taarruz helikopterlerinin girmesini engellemeye, bölgede sözde hâkim otorite
olduğu algısını yaratmaya gayret etti. PKK coğrafi konumu nedeniyle bir kez
daha hedef seçtiği Şemdinli’yi Türkiye topraklarından koparmak ve sözde
bağımsız bir bölge ilan etmek arzusuyla, hem Irak hem de İran üzerinden çok
sayıda teröristi bu bölgeye sevk etti.
Hakkâri Valiliği 11 Ağustos 2012 tarihinde yaptığı açıklama ile
Şemdinli bölgesindeki operasyonların tamamlandığını, 120 PKK terör örgütü
mensubunun etkisiz hale getirildiğini açıkladı.[iv] Her
ne kadar operasyonların tamamlandığı açıklansa da o tarihlerde PKK terör
örgütünün Şemdinli kalkışması sona ermemişti. Şemdinli’yi ele geçirme hedefini
siayasi bir şova dönüştüren PKK terör örgütü, 18 Ağustos 2012’de bölgeye giden
sözde milletvekillerinin konvoyunu durdurarak bu kişilerle kucaklaştı. 02 Eylül
2012’de Şemdinli güneyinde bulunan Goman dağı bölgesinde yeniden operasyon
başlatıldı. Eylül ayı ortalarına kadar bölgede 123 terörist daha etkisiz hale
getirildi.
2012 yılında gerçekleşen Şemdinli kalkışmasının üç temel hedefi
vardı. Bunlardan birincisi Şemdinli’yi Türkiye topraklarından
koparmak. İkincisi halkın arasına karışarak “kurtarılmış bölge” ilan etmek ve
neticesinde halk ile güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmek. Üçüncü neden
Şemdinli’ye yüklenerek 2011 Mart ayında Suriye’de başlayan iç savaşın
etkilerinden daha başlangıç safhasında iken faydalanmak. 2012 kalkışmasından da
anlaşılacağı üzere daha ilk kuruluş yıllarından itibaren PKK için büyük önemi
haiz olan Şemdinli, günümüzde de örgüt için aynı önemini koruyor ve koruyacak
gibi de gözüküyor.
2017’de Şemdinli’de Terör Olayları
Hakkâri Valiliğinin açıklamalarına göre 2017 sene başından Kasım
ayına kadar PKK terör örgütü tarafından; silahlı saldırı, EYP saldırısı, taciz
ateşi başta olmak üzere önemli sayılabilecek toplam 15 terör eylemi
gerçekleştirildi. Düzenlenen operasyonlar
neticesinde yine Şemdinli’de 82’si ölü, 9’u sağ ve 5’i teslim olmak üzere
toplam 96 PKK terör örgütü mensubu etkisiz hale getirildi.
PKK’nın terör eylemleri güvenlik güçlerimize yönelik olmakla sınırlı kalmadı.
PKK terör örgütü mensupları Şemdinli bölgesinde çalışan sivil işçileri de hedef
aldı. Kasım ayı başına kadar yıl içerisinde; bölgedeki yol
ve karakol inşaatlarında çalışan 7 işçimiz şehit oldu, 3 işçi ise yaralandı.
Şemdinli Üzerinden PKK’nın Vermek İstediği Mesajlar
Şemdinli’de meydana gelen üzücü terör saldırısını kaçakçılıkla
paralel kılmak yapılan analizi cılız kılıyor. PKK terör örgütü her zaman
olduğu gibi, bölgesel ve hatta küresel gelişmelere paralel olarak eylem
kararları alıyor. Bu nedenle özellikle Irak ve Suriye’de
yaşananlar çerçevesinde PKK’nın Şemdinli eylemini değerlendirmekte fayda var.
Barzani’nin çocukluk
hayalim dediği bağımsızlığa giden yolun tıkanması, Irak Merkezi Hükümetinin
(IMH) Barzani’ye yönelik operasyonlar yaparak Irak Kuzeyi Bölgesel Yönetimini
(IKBY) 2014 yılı sınırlarına geri sürüklemesi, IMH – İran ve Türkiye’nin IKBY
referandumunun ardından yakınlaşması, Irak Ordusu ile TSK’nın Habur’da ortak
tatbikatı ve PKK terör örgütüne yönelik ortak operasyonların dile getirilmesi,
PKK’nın yeni denklemler kurmasına neden oluyor.
TSK’nın Irak’ın
kuzeyinde Şemdinli sınırındaki Serabatin ve Çukurca sınırındaki Kokozer’de
düzenlediği sınır ötesi harekât, PKK’nın İnsansız Hava Araçları (İHA) ve
Silahlı İnsansız Hava Araçlarının (SİHA) kullanımının artmasıyla küçük gruplar
halinde harekete zorlanması, Afrin bölgesindeki PKK varlığını kuşatma amacına
yönelik olduğu belirtilen İdlib Harekâtı, Rakka’da IŞİD’e yönelik operasyonlar
neticesinde kendi kolu PYD’nin parlatılması, Kandil bölgesi dâhil olmak üzere
Irak’ın kuzeyine yapılan hava harekâtları da PKK terör örgütü tarafından göz
önünde tutuluyor. Bütün gelişmeleri bir arada değerlendiren PKK, Şemdinli’de
düzenlediği terör eylemi ile aslında üç önemli mesaj vermeye çalışıyor.
Bu terör eylemiyle verilmeye çalışılan en önemli mesajın,
teröristlerin etkisiz hale getirilmesinin ardından ele geçirilen silah ve
malzemelerde gizli olduğu görülüyor. Ele geçirilen silahlardan bir tanesinin AT-4
tanksavar füzesi olduğunun altını çizmek gerekiyor. İsveç yapımı olan ve başta
ABD ve Hollanda olmak üzere otuza yakın ülkenin silahlı kuvvetlerince
kullanılan AT-4’ler PKK terör örgütünün eline nasıl ulaşıyor? PKK’nın yıllardır
kullandığı RPG 7 ve 11’lerin mühimmatı bittiği için AT-4’leri kullanmaya
başladığı düşünülebilir mi? Tabi ki hayır…
ABD tarafından PKK/PYD’ye ve Peşmerge’ye verildiği bilinen
AT-4’lerden; mart, nisan, haziran ve kasım aylarında sadece Şemdinli’de dört
adet, sene başından itibaren ülke genelindeki operasyonlarda toplam yirmi
adedinin yakalandığını bir kenara not etmek gerekiyor. PKK/PYD’ye verilen
silahların Türkiye’ye karşı kullanılmayacağını taahhüt eden ABD’nin silahlarını
açıktan kullanan PKK terör örgütü; PYD eşittir PKK mesajını da
açıktan veriyor.
PKK terör örgütünce verilmek istenen ikinci mesaj; bir süredir
sansasyonel eylem yapamadığı, sürekli izlendiği için hareketsiz kaldığı
algısını kırmak ve PKK mensupları ile destekçilerinin morallerini artırmak
amacını taşıyor. Bu algıyı yıkmak için; “istenilen yer ve zamanda eylem
yapabilirim” mesajını iletmek istiyor. Bir yıla yakın bir süredir insansız hava
araçlarının kuvvet çarpanı etkisinden kurtulamayan PKK, bölgedeki hava
koşullarının kendisine avantaj sağlamasını bekleyerek ve bölgedeki iki günlük
sisten faydalanarak eylemsizliğini kırmaya çalışıyor. PKK terör örgütü
açısından Şemdinli terör eyleminin hedeflerinden birisi de kış dönemine
girmeden büyük çaplı bir saldırı düzenleyebildiğini göstererek şiddete dayalı
varlık amacının sürekliliğini korumak.
PKK’nın Şemdinli üzerinden göndermeye çalıştığı üçüncü mesaj; elinde
çok fazla teknoloji ürünü silah ve teçhizat olmasa da eylem yapabildiği, güçlü
olduğu ve gücünü koruduğu yönündeki algıyı artırmaya yönelik. PKK’nın terör
saldırısının ardından ele geçirilen malzemelerden birisinin üzerinde yazılı
olan mesaj; TSK tarafından kullanılan modern harp silah ve araçlarını gözden
düşürme gayretine yönelik hazırlanmış gibi görünüyor. Bu mesaj hem PKK
yandaşlarını cesaretlendirmek, hem de TSK’ya meydan okuyarak, hangi tür
teknolojiyi kullanırsanız kullanın terör eylemleri devam edecektir algısını
yaratmak kapsamında hazırlanmış.
Sonuç
Ağustos 2016 tarihinden itibaren, özellikle son bir yıl
içerisinde kış ayları da dâhil olmak üzere;
– Devam eden kararlı operasyonlar,
– PKK terör örgütünce girilemez algısı yaratılarak
efsaneleştirilen İkiyakalar, Alandüz, Uzundere, Pirinçeken, Balkayalar gibi
psikolojik alanlara girilmesi ve bu bölgelerde sürekli kontrolün sağlanması,
– Terör örgütüne ait sığınak ve barınakların ele
geçirilmesi, söz konusu sığınaklarda çok sayıda silah, mühimmat ve yaşam
malzemesi bulunarak imha edilmesi,
– Hudut birliklerince hudut geçişlerinin engellenmesine ve
kaçakçılıkla mücadeleye yönelik alınan tedbirler,
– Sınır
ötesinden başlayarak yurtiçine doğru gerçekleştirilen hava harekâtları ile
anlık istihbaratın değerlendirilmesi sonucunda düzenlenen operasyonlar
neticesinde; PKK terör örgütünün ülkemiz içerisinde hareket alanı oldukça
kısıtlandı. Silahlı ve silahsız İHA’ların yoğun olarak kullanılmasıyla birlikte
büyük gruplar halinde hareket edemeyen, 3-5 kişilik gruplara bölünmek zorunda
kalan PKK terör örgütü, eylemsizliğini kırma yolunu en çok önem verdiği
Şemdinli’de deniyor.Meydana gelen son saldırı ile PKK terör örgütü yaz aylarında
gösteremediği varlığı, hava şartlarını kollayarak kış ayları başında ortaya
koymaya çalışıyor ve çalışmaya da devam edecek gibi görünüyor.
Şemdinli’den başlayarak, Hakkâri, Şırnak, Diyarbakır başta olmak
üzere bütün kritik konumdaki illerimizde devam eden teröristle mücadelenin
etkinliğinin daha da artırılması, hudut hattının daha korunaklı hale
getirilmesi gerekiyor. Söz konusu etkinliğin artırılması için
teknolojiden istifade imkânlarının daha da artırılması elzem. Örneğin
sisli havalarda görüş imkânı sağlayan kamera sistemlerinin daha fazla miktarda
tedarik edilmesinin, sıralanan bölgelerde güvenlik güçlerimize büyük üstünlük
sağlayacağı gözüküyor. Askeri teknoloji
üreten savunma sanayi kuruluşlarımızın kapasitelerini artırılması,
daha hızlı ve daha çok miktarda silah-teçhizat üretebilmesi için bu kuruluşlara
devlet desteğinin maksimum seviyeye çıkarılması, teröristle mücadele eden
birlikleri destekleyecek araştırma ve geliştirme (AR-GE) faaliyetlerinin
mücadelenin yürütüldüğü bölgelere konuşlandırılacak uzman birimlerce
yapılmasına yönelik tedbir alınmasında fayda görülüyor.
Bununla birlikte; SİHA ve İHA’ların teröristle mücadelede
yarattığı kuvvet çarpanı etkisinden faydalanmaya devam edilmeli, bölgenin
şartları da göz önünde bulundurularak teröristle mücadele edilen bölgede her
tugay bölgesine üç adet İHA düşecek şekilde yeni bir yapılanmaya gidilmeli,
Yüksekova Selahaddin Eyyübi Havaalanından da faydalanılarak bu bölgeye bir İHA
yönetim merkezi kurulmalıdır.
Suriye sınırı ile başlatılıp, İran hudut hattı ile devam
ettirilen sınır fiziki güvenlik sistemlerinin öncelikle Şemdinli’den
başlamak üzere önce Hakkâri ve sonrasında Şırnak’a süratle yayılması gerekiyor. Her
ne kadar bu bölgelerde coğrafi şartlar zor olsa da gelişen teknoloji sayesinde
sınır güvenliğinin zor coğrafyalarda da etkin olarak alınabilmesi mümkün
görünüyor. Hakkâri bölgesinde sınır güvenliğinin artırılması maksadıyla
bakanlık ya da başbakanlık seviyesinde kurulabilecek bir araştırma ve
koordinasyon mekanizması ile sınır hattı fiziki güvenliğinin tahmin edilenden
daha kısa süre içerisinde alınabileceğini değerlendiriyorum.
Kaçakçılık ile mücadelenin terörle mücadele ile eş değer olduğu
anlayışının devam ettirilmesi, bu nedenle hudut güvenliği için Hakkâri
bölgesinde; gerekirse ülkenin tüm imkânları seferber edilerek yeni önlemler
alınması gerekiyor. Kaçakçılığın etkisiz hale
getirilmesi için kolluk tedbirlerinin yanı sıra sosyal ve ekonomik tedbirlerin
de alınmasında fayda var. Bir zamanların besicilik cenneti
olan Hakkâri bölgesinin yeniden hayvancılık açısından canlandırılması,
gerektiğinde devlet tarafından besicilere bedava hayvan verilmesine devam
edilmesi, yurt dışından et ithal eden ülkemize de nefes aldıracaktır. Bununla
beraber hudut hattında güvenliğin tesisi ile birlikte bölgede yamaç paraşütü,
kayak gibi spor etkinliklerinin artırılabileceği, bölgenin turizm açısından da
kalkındırılabileceği aşikârdır.
Şemdinli ilçesi
başta olmak üzere, diğer ilçeleri ile birlikte Hakkâri belki de en çok kan
akıttığımız vatan toprağımızdır. PKK terörünü sona erdirmeye yönelik ilave
tedbirlere bu topraklardan başlanmalıdır… Şehitlerimizin mekânı cennet olsun…
[i]http://www.hakkari.gov.tr/semdinli
[ii]http://www.hakkari.gov.tr/basin-aciklamalari-duyurular
[iii]http://www.sabah.com.tr/gundem/2016/06/27/pkknin-uyusturucudan-sagladigi-gelir-soke-etti
[iv]http://www.21yyte.org/tr/arastirma/milli-guvenlik-ve-dis-politika-arastirmalari-merkezi/2012/09/25/6742/pkknin-23-temmuz-23-eylul-2012-arasindaki-teror-faaliyetleri