ÖZEL BÜRO NOTU : HAYRET ETTİK
DOĞRUSU. ABDURRAHMAN BEYİN DİĞER YANDAŞ YAZARLAR GİBİ REZA ZARRAB KONUSUNA
MİLLİ MESELE YADA MİLLİ KOMPLO PERDESİNDEN BAKIP YOLSUZLUKLARI TOPYEKÜN RED EDECEĞİNİ
SANMIŞTIK ANCAK AŞAĞIDA KIRMIZI RENK İLE İŞARETLEDİĞİMİZ SATIRDA “ÇALDIĞINIZ PARALARI YURT İÇİNE GETİRİN DE GLOBAL YAĞMACILARIN
ELİNE GEÇMESİN” DİYE TAVSİYEDE BULUNUYOR. EĞER
BU SÖZLERİ REZA ZARRAB MEVZUSU İÇİNDE OLANLARA DİYORSA EYVALLAH. DOĞRU YERE DİKKAT
ÇEKMİŞ. HEM HAYRET HEM DE TAKDİR ETTİK. ŞİMDİ BEKLEYELİM VE GÖRELİM. DAVA
SÜRECİNDE TOPLANAN DELİLLER AÇIKLANDIĞINDA MİLLİ BİR KOMPLO MU YOKSA MİLLİ BİR
YOLSUZLUK MU UMUYORUZ ORTAYA ÇIKAR.
Dilipak : Zarrab olayını deşelerseniz iş, Almanya’ya, Rusya’ya,
Yunanistan’a, Ermenistan’a kadar ulaşır !
“Yani
bu kadar karışık bir işte kim inanır CIA, MOSSAD, MI6, BND’nin olmadığına;
kambersiz düğün olur mu?”
Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, ABD’de yargılanan Reza Zarrab’ın
itirafçı olmasıyla ilgili olarak, “Zarrab işi iki tarafı pis bir çubuk.
Mahkemeye birileri 3500 sayfa bilgi-belge vermiş. Dosyada 200’e yakın kişinin
adı geçiyor” diye yazdı.
Dilipak, “Zarrab işini deşelerseniz, bu işe Barzani’yi de, Irak
yönetimini de, İran’ı da dahil edebilirsiniz. Azerbaycan, Gürcistan,
Ermenistan, Rusya, Bulgaristan, Yunanistan ve hatta Almanya’ya kadar uzanır bu
iş. Zarrab işini eşelerseniz, bir bakmışsınız bir ucundan Zindaşti’ye uzanmış /
uzatılmış.. Diğer, Türkiye’de iş yapan İranlı şirketlere ulaşmış. İşin ucu
Suriye’ye, Lübnan’a uzanmış. Bu kadar bulaşık bir işte İsrail, KKTC ve Kıbrıs
Rum Kesimi, Malta, Dubai, Bahreyn olmazsa ayıp olur” ifadesini kullandı.
Dilipak’ın “Zarrab diye biri” başlığıyla yayımlanan (23 Kasım
2017) yazısı şöyle:
Zarrab itirafçı olup serbest mi bırakıldı?. Zarrab suikast
tehlikesi mi atlattı?. Zarrab son duruşmaya niçin katılmadı?. Zarrab mahkum mu
olacak?. Zarrab suçsuz mu, ya da suçu ne!
Zarrab gitti, Zarrab geldi!. Zarrab işi iki tarafı pis bir
çubuk. Mahkemeye birileri 3500 sayfa bilgi-belge vermiş. Dosyada 200’e yakın
kişinin adı geçiyor.
Zarrab işini deşelerseniz, bu işe Barzani’yi de, Irak yönetimini
de, İran’ı da dahil edebilirsiniz. Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan, Rusya,
Bulgaristan, Yunanistan ve hatta Almanya’ya kadar uzanır bu iş. Zarrab işini
eşelerseniz, bir bakmışsınız bir ucundan Zindaşti’ye uzanmış / uzatılmış..
Diğer, Türkiye’de iş yapan İranlı şirketlere ulaşmış. İşin ucu Suriye’ye,
Lübnan’a uzanmış.
Bu kadar bulaşık bir işte İsrail, KKTC ve Kıbrıs Rum Kesimi,
Malta, Dubai, Bahreyn olmazsa ayıp olur. Yani bu kadar karışık bir işte kim
inanır CIA, MOSSAD, MI6, BND’nin olmadığını. Kambersiz düğün olur mu?
Bir yanı ile Zarrab sıradan bir piyon. Öte yanı ile bu işlerin
merkezinde yer alan kilit bir isim. Zarrab herkesin bildiği bir isim, piyasa,
siyaset, bürokrasi, finans ve sanat çevreleri ile ilişkisi olan seküler bir
genç. Ama arkasında İran rejimi var. Avrupa’dan gelip, Irak üzerinden İran’a
uzanan bir koridorda ne işler çevrildiği herkesin bildiği bir “sır”! Ambargo ve
petrol karşılığı yapılan ticari işler.
İran’la Almanya’nın arası Sovyetler dağıldığından beri süper!
Doğu Alman sanayiini İran satın aldı bir bakıma. İran’ın Fransa ile de arası
idi. Sovyetler dağıldıktan sonra Ruslarla da araları iyi idi. Rafsancani
döneminde İran, Rusya ve Ermenistan üzerinde de büyük işler becerdi. İran’ın
Ermenistan kapısı hep açık kaldı.
İran, Dubai kapısını ve Bahreyn kapısını hep açık tuttu.
Bakın Zarrab konusunun peşini bırakmazsanız, bütün bu adreslere
ulaşmak için fazla çaba göstermenize gerek yok.
Bugün, Halk Bankası üzerinden Türkiye’ye çekilen operasyon 15
Temmuz’un devamı olan bir FETÖ’cü meydan okumasından başka bir şey değil.
FETÖ’nün ABD’deki patronları 15 Temmuz’dan sonra doğrudan ele aldılar.
Bu işi her yöne çekecekler. İzmir’deki “CIA ajanı papaz”
konusundaki Ankara’nın tavrına karşı da bu tavır bir protesto anlamına geliyor
olabilir.
Seçime doğru yolsuzluk dosyalarını gündeme getirecek dedik ya,
bu dava ile ilişkilendirilmiş bir sürü iddiayı daha gündeme getirebilirler..
Göreceksiniz CHP bu işi meclise taşımaya çalışacaktır. AK Parti’yi DEAŞ
üzerinden terör ile ilişkilendirmek planları vardı, o olmadı. MİT TIR’ları
operasyonu böyle bir oyundu. Ama kendilerinin kirli ilişkileri deşifre oldu.
Bana kalırsa şimdi Ankara’nın, batılı ülkelerin Türkiye’deki
benzer faaliyetleri için çok daha kapsamlı bir iddianamenin hazırlanması içi
savcıları harekete geçirmesi gerek.
Bu tür pis işlerde Türkiye ile ABD ve Avrupa ülkelerini
kıyaslamak mümkün değil.
Bakın bu süreç içinde bazı batılı ülkeler, bazı banka ve
şirketlere ağır ceza ve yaptırımlar uygulamaya kalkabilir.. Türkiye buna hazır
olmalı. Ve bir takım yabancı şirketlerin bazı işlemleri de yakın takibe
alınmalı, geçmişe dönük incelemeler başlatılmalı.
Daha önce yazmıştım, biz şu LIBOR konusunun üzerine niye
gitmiyoruz. Türkiye LIBOR üzerinden yapılan operasyon ve manipülasyonlarla
milyarlarca dolar zarara uğratıldı, ama bizden tık yok! Hukuki süreç
başlatılmasa bile mali açıdan bu tür işlemlerin yakın takibe alınması gerek.
Maliye bakanlığındaki MASAK, Emniyetteki MASAK bu konuyu incelemeye alsa ne iyi
eder. MİT bu konuyu gündemine alsa.
Ha bu süreç, bizim
içimizdeki benzer işlere bulaşmış diğer siyasilere, bürokratlara ve iş
adamlarına ders olsun!. Dünyanızı ve ahiretinizi berbat etmeyin, ülkenizi zor
şartlara sürüklemeyin. Tevbe edin! Yoksa din günü ayrıca yaptıklarınızın
karşılığı eksiksizce göreceğiniz bir gün var. O gün sizi savunacak kimseniz
olmayacak. Gizleyecek bir sırrınız da olmayacak! Son pişmanlık da fayda
vermeyecek. Bu arada yapabiliyorsanız, yurt dışına kaçırdığınız, çaldığınız
parayı, yabancılar el koymadan memlekete geri getirin de, bir de global
yağmacıların eline geçmesin!
Bakın, bizim ahmakların yaptığını, batılılar, (Şeytanın
dostları) başından beri biliyor ve destekliyorlardı. Ağuyu altın tas içre
sunuyorlardı, bal da onun suç ortağı idi. Bugün bu işler bu noktaya geldi.
Bakın, Zarrab davası ile asıl sanık sandalyesine oturtulmaya
çalışılan Zarrab değil, Türkiye’dir. Ve İran’dır. Eğer bu pislik patlarsa,
İran’da da birçok taş yerinden oynar. Asıl pislik batıda. Öbür tarafta hedef
ülke İran, biz arada kalıyoruz!
“Ol mahiler ki, derya içredir de deryayı bilmezler” sözünü
hatırlayın. Zarrab nasıl bir kirli oyunun parçası yapıldığını, yeni oyunlara
alet edilmek istendiğini bilmiyor olabilir.. Zarrab’dan istedikleri tanıklık da
yoktur. Onun anlatacaklarından çok daha fazlası, bilmedikleri de dahil o
dosyalarda mevcuttur. Ondan istenen, profesyonelce hazırlanmış bu dosyada
“TANIK” olarak bu senaryoda anlatılanların altına imza atması, birileri
suçlaması, fabrikasyon belgelerin gerçekliğini kabul etmesidir. Bunun
karşılığında kendini kurtarması için bir fırsat verilecektir. Yeni bir yüz,
yeni bir hayat ve geçim garantisi. Ama bunlar genellikle bir kazaya kurban
gider, sarhoş olup, bazı sırları açıklamasından korkulur. Yani fazla
yaşatılmazlar. Zarrab ne kadar akıllı, ne kadar zeki biri bilmem. Yaşadığı
hayat ve hapishanede geçirdiği günler ona “Cehennemin yollarının nasıl
döşendiğini” öğretmiş olması umulur..
Allah’a ve ahiret gününe gerçekten inanıyor mu bilmem. Ayağına
pranga vuranların dediğini yaparak aslında yaptığı yanlışların üstüne tüy
dikmiş olacaktır. Kaçtığını sandığı şeye doğru koşacaktır.
Ankara akıllı ve sıkı bir takiple bu olayın üzerine gidebilir.
Savunma yerine saldırıya geçerse, bu top geri teper ve bu davanın yönü
değiştirilebilir. Sadece ABD de değil, AB ve NATO içinde, İrangate’den bin kat
daha beter bir skandalla karşı karşıya kalabilir batı. Yeni global bir 15
Temmuz yaşanır ve bu batının yeni Glasnost ve Perestroykası olur!
Görelim Mevla’m neyler. Mekerallah! La galibe illallah! Kâfirler
istemeseler de! Bize şeri gibi gelen bir şeyde Allah hayır murat etmiş
olabilir. Hak şerleri hayreyler, sen sanma ki, gayreyler.. Arif anı seyreyler..
Görelim Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler! Selam ve dua ile..