TERÖR

PKK ÖRGÜTÜ DOSYASI /// CAHİT ARMAĞAN DİLEK : Fırat'ın doğusundaki PKKistan'a Avrupa ve Körfez desteği

Fırat’ın doğusundaki PKKistan’a Avrupa ve Körfez desteği


Cahit
Armağan Dilek


E-POSTA : cahitdilek@yahoo.com


Orta
Doğu’nun dizaynında belirleyici unsur olacak Suriye’nin geleceğine yön verecek
gelişmeler yeni bir safhaya girmiş gözüküyor. Bu süreçte Türkiye açısından en
önemli gelişmeler Suriye’nin kuzeyinde Fırat’ın her yakasında yaşanıyor.


Cılız
yalanlamalara rağmen Suudi Arabistan
ve BAE’den oluşan Körfez güçlerinin ABD güdümünde PYD kontrolündeki bölgelere
ulaştığını
biliyoruz. Bunların Suriye kuzey doğusundaki Haseke
bölgesinden Menbic’e kadar değişik noktalarda konuşlandığı artık haberlerde
rutine bindi.


Türkiye’den
bu konuda henüz bir tepki yok. Ya haberlerin doğruluğunun kesinleşmesini
bekliyor ya da belli bir kabullenme söz konusu. Körfez ülkelerinin güçlerinin
Suriye kuzeyine gelişi Suudi veliaht prensin Kaşıkçı cinayeti nedeniyle bir
numaralı şüpheli olarak suçlandığı bir ortamda gerçekleşmesi de ayrıca dikkat
çekici. Aslında Kaşıkçı cinayetinin ilk günlerinde ABD Dışişleri Bakanı’nın
Riyad ziyaretine başladığı gün S.Arabistan ABD öncülüğündeki koalisyonun Suriye
kuzeyindeki projelerine 200 milyon dolar aktardığını açıklamıştı. Bu, cinayetin
ABD-Suudi Arabistan ilişkilerini etkilemeyeceğinin ve ABD’nin Suudilere Suriye
kuzeyinde yeni roller biçtiğinin de işaretiydi.


Nitekim,
daha düne kadar Suudi Arabistan’a söylemediğini bırakmayan küresel güçlerin
dertlerinin cinayet değil kendi çıkarları olduğunu bir kez daha gördük. Nerede?
G20 zirvesinde. Suudi prensin
gördüğü muamele G20 zirvesini prensin aklanma zirvesi
olarak
kayıtlara geçirecektir. Macron ile samimi görüşmeler, Putin ile “çak kanka” pozları,
Trump’la sevgi dolu bakışlar aklanmanın belgeleridir.


Tam da
G20 zirvesi esnasında Trump’ın 2017 yılındaki Suudi Arabistan ziyaretinde
mutabakata vardığı 110 milyar dolarlık silah satış projesinde füze savunma
sistemlerini içeren 15 milyar dolarlık bölümünde imzaların atılması cinayet
tartışmalarında Trump’ın hanesine yazılan bir artı oldu.


Suriye
kuzeyinde ağırlığı ABD’de olmak üzere, Fransa, İngiltere ve Almanya’nın askerî
güçlerinin olduğunu biliyoruz. Bunlara şimdi de Arap NATO’su projesi kapsamında
Körfez ülkeleri de katıldı. Tabii bu PKKistan oluşumu sadece askerî ayakta
yürüyen bir proje değil. Bunun ekonomik ve siyasi yönü de var. ABD bölgedeki
diplomat sayısını ikiye katladı. Amerikalı büyükelçi bölge valisi gibi her
noktaya adım atıyor, projeleri yerinde takip ediyor, Amerikalı generallerin
yaptığı gibi PKK/YPG’lilerle poz veriyor el sıkışıyor. Şimdi bu siyasi desteğe
diğer ülkeler de katılıyor.


Fransa burada öncü rolde. Geçen
aylarda PKK/YPG’nin yakaladığı Fransız IŞİD’lilerin PYD bölgesindeki
mahkemelerde yargılanmasını kabul ettiğini açıklayarak bir devletin varlığının
en temel unsuru olan PKK/PYD yargısını dolayısıyla devlet uygulamasını
tanıdığını ifade etmiş oluyordu.


Hafta
sonu bölgeden haberler PKKistan yapılanmasındaki hızlı gelişmeye işaret ediyor.
Buna göre Fransa, Mısır, Irak ve Kolombiya‘dan gelen
akademisyenler ve siyasilerin yanı sıra Fransa’nın eski Dışişleri Bakanı Kouchner, stratejik
araştırmacı Jirar Şalyan’ı kapsayan heyet Suriye’nin kuzeydoğusunda Kamışlı
kentinde ‘özerk’ yönetime bağlı
dış ilişkiler kurulu karargahına ulaştı. Heyet oradaki yönetimin
temsilcileriyle basına kaplı bir toplantı da yaptı.


Heyet,
Amuda’da ‘Rojava Stratejik
Araştırmalar Merkezi
‘nin himayesinde yapılacak uluslararası foruma
katılmak için Kamışlı’da. Forumun konusu ziyaret kadar rezalet: ‘Afrin’de etnik temizlik ve demografik
değişiklik
‘. PYD bu tür algı yönetimleri için stratejik araştırma
merkezini kurmuş, uluslararası katılımlı toplantılar için davetiye bile
bastırmış.


BM ve
uluslararası kuruluşların PYD/YPG’nin bölgede yürüttüğü etnik temizlik ve
demografik değişiklik yaptığına ilişkin çok sayıda haber ve rapor sunmasına
rağmen uluslararası arenada, Avrupa’da hiç gündeme gelmedi. Ama aynı
Avrupalılar şimdi Fırat’ın doğusunda PKK/YPG’nin himayesindeki onları temize
çıkaracak, Türkiye’yi suçlayacak bir etkinliğe katılıyor. Katılanlar arasında
Fransa’nın eski bir dışişleri Bakanının yer alması Fransa’nın Türkiye aleyhinde
aldığı açık düşmanca duruşun da ifadesi.


Peki
bu arada Türkiye ne yapıyor? En klasik anlamda sadece izliyor. İzledikleri
arasında Erdoğan’ın Trump’la görüşmesine ilişkin yaptığı açıklamalarda sonuç
için umutlu olduğunu söylediği Suriye kuzeyi konusu da var.


Ama
ABD tarafından tutumunun değişmediğini gösteren benzer mesajlar geliyor. ABD
bunu hep yapıyor. PKK/YPG’ye askeri desteğe devam ediyor. Ne zaman
Türkiye-ABD  liderleri, bakanlar görüşse aynı gün, önceki veya bir sonraki
gün böyle bir sevkiyat yapıyor. Aynen G20 zirvesinden önceki gün olduğu gibi.
Diyorlar ki işte cevabımız; ortağımız YPG/PKK.


Peki buna cevabımız ne olmalı? İzlemeye
devam mı etmeliyiz? Yoksa silah yardım TIR’ları Suriye’ye hareket ettiği anda
vurmalı mıyız? İsrail’in Rus S400 ve S300’lerine rağmen Suriye’deki İran
sevkiyatlarına yaptığı gibi.



Kaynak
Yeniçağ: Fırat’ın doğusundaki PKKistan’a Avrupa ve Körfez desteği -
Cahit Armağan Dilek