Suriyeli Yetim ve Öksüzler Sorunu !
2011 den beri
Suriye’deki iç savaşta pek çok insan hayatını kaybetti. 2017 verilerine
göre 800 bin çocuk anne ya da babasını
ya da ikisini kaybederek öksüz ya da yetim kaldı. Şu anda belki bu sayı 1
milyon.
Az bir kısmı Suriye, Türkiye ve Ürdün’deki
yetimhanelerde barındırılan çocukların çoğu sokaklarda yaşam mücadelesi
veriyor.
Suriyeli yetim ve öksüzler organize suç örgütleri,
terör örgütleri, uyuşturucu ve fuhuş çeteleri ile organ nakli mafyasının
hedefinde.
Türkiye
de ise pek çok aile evlat edinme kuyruğunda. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı rakamlarına göre Türkiye’de 2 bin 100
aile evlat edinme sırasında bekliyor. Tabi ki, Özellikle ülkemizdeki ve Türkiye’nin kontrolündeki
bölgelerde tek ebeveynli de olsa ailesiyle yaşayan çocuklar ayni ve nakdi
desteklerle desteklenmelidir. Ancak hiç aile desteği olmayan Suriyeli kimsesiz
çocukların evlat edinilmelerini ya da koruyucu aileye verilmelerini sağlayacak
yasal çalışmalar yapılmalıdır.
Tabi
işin çok farklı boyutları var. Alınan duyumlara göre, Çocukların bir kısmı
zaten gizlice Batı ya götürülüyor/kaçırılıyor. Batıda genç nüfus azaldı.
Esasında Kontrollü bir şekilde göçü teşvik ediyorlar. Biz ise duruyoruz. Tarihte
Kazım Karabekir paşanın yaptığı
gibi, bu çocukları Ya yanımıza
alıp kazanacağız, bir olacağız –ki Devlet bunu tek başına yapamaz, milletle
sorumluluğu bölüşmeli
-
Ya da karşımızda organize suç örgütü, terör örgütü üyesi ya da sempatizanları
bulacağız.
Bir
an önce karar vermeliyiz. Zaman su gibi akıp geçiyor.
Doğu cephesine tayin olan Kazım Karabekir Paşa, büyük savaşlardan
çıkmış bir ülkede yetim ve öksüzleri devlet korumasına almıştı. 1919 da
Öncelikle Erzurum a geçerken Bayburt ta yol üstünde karşılaştığı kimsesiz
çocukların Erzurum a nakledilmesini sağladı ilk adım olarak. Erzurum da
çalışmalarda 50 bine yakın muhtaç çocuk saptadı. Bu çocuklar sokaklarda ,
mağaralarda yaşıyorlardı. Ot ve ağaç yaprağı yiyorlardı.
Sadece Erzurumda 6 bin çocuk vardı. Bu çocuklar toplatıldı ve
onlara çelişik bir ifade kullanılarak
“Gürbüz Çocuklar Ordusu” denildi. Askeri ve zanaat eğitimleri verildi.
Meslek edindirildi.
1992 –1995 yıllarında yaşanan Bosna savaşında bu yapılamadı. Savaş
ta yetim kalan çocuklar ya da sistematik olarak tecavüz edilen kadınlardan
doğan çocuklar yitik bir nesil oldular. Belki de İşid/Deaş a Balkanlardan bu
kadar çok katılım olmasının sebebi buydu. Travmatik bir çocukluk geçiren bu
neslin, içlerindeki öfkeyi boşaltacak bir alan arayışıydı.
Aynı
olay Suriye’de de yaşanmasın.
Aynı
Coğrafyanın bileşenleri ve her şeyden önce İnsan olan bu çocukları hem onlar
için , hem ülkemizin uzun vadeli güvenliği için koruma altına almalıyız.
Devletin
yükünü de ailelerle paylaştırmalıyız.
Ve
bunu yapmak için zaman çok az.
Şarkıdaki
gibi, Zaman sanki bir rüzgar ve bir su gibi akıyor.
Prof. Dr. İ. Hamit Hancı
Adli Bilimciler Derneği Başkanı
Not:
Ayrıca, bölgenin ekonomisini ya da sosyal dokusunu güçlendirmek için,
Değişik
meslek gruplarından kişileri bölgeye götürerek halkla yakın temas ettirmek ve
halkın gönlünü kazanmak gerekir.
Sağlık
sistemi Hekim ve diş hekimleriyle desteklenmeli, İlk yardım ve hayatta kalma
beceri eğitimleri verilmeli, Bölgede Meslek edindirme kursları düzenlenmeli,
yerinde meslek kazandırılmalı, bölgede kimyasal,ilaç , suni gübre kullanılmamasının
avantajıyla tarımsal organik ürünlerin pazarlanacağı sınır ticaretine ağırlık
verilmelidir.