ULUSLARARASI SUÇLAR VE TARİH /
INTERNATIONAL CRIMES AND HISTORY DERGİSİNİN 19. SAYISI YAYINLANDI
Uluslararası Suçlar ve Tarih / International Crimes
and History dergisinin (UST / ICH) 19. sayısı altı araştırma makalesi, bir
değerlendirme yazısı ve bir kitap incelemesinden oluşmaktadır.
UST/ICH’nin bu sayısında yer alan ilk makale, Dikran
M. Zenginkuzucu’nun “Filistin Devleti’nin Başvurusu Bağlamında Uluslararası
Ceza Mahkemesi’nin Yargı Yetkisi ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin
Rolünün Analizi” başlıklı çalışmasıdır. Dikran M. Zenginkuzucu bu çalışmasında,
on yıllardan bu yana Orta Doğu’da insani, sosyolojik ve siyasi çözümsüzlüklerin
nedeni olan İsrail-Filistin sorununa değinmektedir. Orta Doğu’da yaşanan
karmaşaların en önemli sebeplerinden olan ve etki ve sonuçları tüm dünya
siyaseti açısından öneme sahip bu meselenin ve olası çözümünün en önemli
boyutlarından bir tanesi hiç kuşkusuz hukuki boyutudur. Dikran M. Zenginkuzucu
çalışmasında, Filistin Devleti Hükümeti’nin, İsrail Devleti’nin işlediğini
iddia ettiği insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları sebebiyle Uluslararası
Ceza Mahkemesi’ne yaptığı başvuruları; bu bağlamda Uluslararası Ceza
Mahkemesi’nin yer, zaman, kişi ve konu bakımından yargı yetkisini ve bu
çerçevede BM Güvenlik Konseyi’nin konuyla ilgili olası rollerini ve bu rollerin
muhtemel sonuçlarını incelemektedir.
Günümüzde enerji kaynakları ve madenlere ulaşım ve
bunların kontrolü uluslararası siyasi rekabetin en önemli meselelerinden bir
tanesidir. Konunun uluslararası siyaset boyutunun yanında, bu kaynaklardan elde
edilen kazancın paylaşılması, ülke içi refah politikaları açısından da
önemlidir. Liubov Suliandziga “Indigenous Peoples and Extractive Companies: The
Case of the Russian Arctic” (Yerli Halklar ve Petrol, Gaz ve Madencilik
Şirketleri: Rusya’nın Kuzey Kutup Bölgeleri Örneği) başlıklı çalışmasında, bu
konuyu Rusya Federasyonu özelinde irdelemekte ve Rusya’nın kuzey kutup
bölgelerinde enerji ve maden şirketleri ile bu bölgelerdeki yerli halklar
arasındaki ilişkileri faydapaylaşımı sorunsalı çerçevesinde
değerlendirmektedir. Liubov Suliandziga çalışmasında, zengin enerji kaynakları
ve madenlere sahip Rusya’nın kuzey kutup bölgelerinde yaşayan yerli halkların,
kendi topraklarından çıkartılan bu kaynaklar sayesinde elde edilen faydadan
oldukça yetersiz bir şekilde yararlanabildiklerini göstermektedir.
Rusya Federasyonu’nun Ukrayna’ya bağlı Kırım
Yarımadası’nı 2014 yılının Şubat-Mart aylarında önce işgal sonra yasadışı
ilhakının, Kırım ve Kırım’ın yerli halkı (indigenous people) olan Kırım
Tatarları’na olan akademik ve siyasi ilgiyi artırdığı görülmektedir. Nitekim
UST/ICH, 2015 yılında yayınlanan 16. sayısını Kırım ve Kırım Tatarları’na
ayırmıştı. Kırım’ın işgal ve yasadışı ilhakı ve bununla ilgili olarak Kırım’ın
yerli halkı Kırım Tatarları’nın yaşadıkları sorunlara geçen yaklaşık beş
senelik süre zarfında bir çözüm bulunamamıştır.
UST/ICH’nin bu sayısında Kırım ve Kırım Tatarları’nı
konu edinen üç çalışma yer almaktadır. Bunlardan ilki, 1917-1918 yıllarında
Kırım’ın Bolşevikler tarafından ilk kez işgal edildiği üç ay boyunca yaşanan
sürece odaklanan, Ufuk Aykol’un kaleme aldığı “Kırım Ahalî Cumhuriyeti ve
Kırım’da İlk Bolşevik İşgali (1917-1918)” başlıklı makaledir. Ufuk Aykol’un bu
çalışması, 1917-1918 Bolşevik işgalinin, yeni yeni gelişmesine rağmen hızlı bir
şekilde güçlenme eğiliminde olan, devletleşme hedefindeki Kırım Tatar milli
hareketinin, Bolşevikler tarafından hangi yollarla ve nasıl bir şiddetle bastırıldığını
irdelemektedir.
Kırım’ın Rusya Federasyonu tarafından işgal ve
yasadışı ilhakı farklı devletler ve uluslararası örgütlerin tepkisini çekmekte
gecikmemiştir. Mustafa Kemal Öztopal, “Önde Gelen Uluslararası Örgütlerin
Kırım’ın Yasadışı İlhakına Tepkileri” başlıklı çalışmasında, Birleşmiş
Milletler; Avrupa Birliği; NATO; Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı;
Şanghay İşbirliği Örgütü; Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü ve İslam İşbirliği
Teşkilatı gibi önemli uluslararası örgütlerin Kırım’ın işgal ve yasadışı ilhakı
karşında verdikleri tepkilerin bir panoramasını sunmaktadır.
Ukrayna’da Kasım 2013-Şubat 2014 arasında gerçekleşen
ve Euromeydan veya Onur Devrimi olarak adlandırılan devrimsel süreç; bunu takip
eden Kırım’ın Rusya Federasyonu tarafından işgal ve yasadışı ilhakı ve
Ukrayna’nın doğusunda hükümete bağlı güçler ve Rusya Federasyonu destekli
ayrılıkçılar arasında başlayan çatışmalar, Ukrayna’nın iç ve dış siyasetinde ve
ulus kurulum süreçlerinde çok önemli dönüşümlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
2014 ve sonrası süreçte, Kırım Tatarları’nın büyük çoğunluğunun Ukrayna’nın
toprak bütünlüğünü savunması ve Rusya Federasyonu’nun Kırım’ı işgal ve yasadışı
ilhakına karşı kararlı bir direniş sergilemiş olmaları, Ukrayna Devleti ve
Kırım Tatarları arasındaki ilişkilerin yeniden şekillenmesi sonucunu
doğurmuştur. Fethi Kurtiy Şahin, “2014 Sonrasında Kırım Tatarları ve Ukrayna:
Ortak Bir Düşman Karşısında Yeniden Kurulan İlişkiler” başlıklı çalışmasında,
bu bağlamda, Ukrayna Devleti ve Kırım Tatarları arasındaki ilişkilerin
değişimini ve gelişmesini incelemektedir.
UST/ICH’nin bu sayısında yer alan altıncı makale,
Garabet K. Moumdjian’ın kaleme aldığı “Cumhuriyet Dönemi Türkiye’sinde 1925
(Ağrı) ve 1937 (Dersim) Kürt İsyanlarına Ermeni Katılımı: “Gizli Ermenilerin”
Kökenlerinin İzini Sürmek” başlıklı, erken Cumhuriyet döneminde yaşanan Kürt
ayaklanmalarındaki Ermeni Taşnaksutyun partisinin rolünü konu alan çalışmadır.
Moumdjian’ın 1915 olaylarını tanımlama şekli hukuk dışı ve kabul edilemez
olmakla birlikte, bu çalışma, 1930’larda yaşanmış olan Ağrı ile Dersim
ayaklanmalarına Ermeni militanların katılımı konusunda şimdiye dek
yayınlanmamış Taşnaksutyun ve diğer Ermeni arşiv belgelerini okuyucuyla
buluşturması ve konu hakkındaki literatürde bazı boşlukları doldurması
açısından önemlidir. Bu çalışmada yer alan ve Taşnaksutyun arşivlerinden
yayınlanan birincil belgeler ile Taşnaksutyun partisinin en önemli isimlerinin
anılarından yapılan alıntılar, Taşnaksutyun ve diğer Ermeni unsurların,
1930’lardaki Kürt ayaklanmalarına katılımlarına dair kesin kanıtlar
sunmaktadır. Bu haliyle Moumdjian’ın çalışması, günümüzdeki Ermeni-Kürt
ilişkilerine dair önemli ipuçları da vermektedir.
Jeremy Salt, “Review Essay: Reinforcing an Unbalanced
Narrative” (İnceleme: Dengelenmemiş Bir Anlatıyı Takviye Etmek) başlıklı
yazısında, 2018’de Stanford University Press tarafından yayınlanan Yiğit
Akın’ın “When the War Came Home. The Ottomans’ Great War and the Devastation of
an Empire” başlıklı kitabın bir değerlendirmesini sunmaktadır.
UST / ICH’nin bu sayısında yer alan son yazı ise
Cengiz Haksöz’ün kaleme aldığı “Ethnic Cleansing of Turks in Bulgaria”
(Bulgaristan’daki Türklere Karşı Etnik Temizlik) başlıklı kitap incelemesidir.
Cengiz Haksöz bu incelemesinde, 2019 yılı içinde Routledge tarafından
yayınlanacak olan, Tomasz Kamusella’nın yazarı olduğu “Ethnic Cleansing During
the Cold War: The Forgotten 1989 Expulsion of Turks from Communist Bulgaria”
başlıklı kitabının bir tahlilini yapmaktadır.