TERÖRLE
MÜCADELEYE SÜRÜLEN KARA LEKE : HAMPİG SASUNYAN DAVASI
Yorum No : 2020 / 2
20.01.2020
Türk diplomasi
tarihinde 1970’li yıllardan 1990’lara kadar olan dönem, Ermeni milliyetçisi
terör örgütleri tarafından Türk diplomatlara düzenlenen suikastlarla
anılmaktadır. ASALA ve JCAG-ARA gibi terör örgütleri, 31’i diplomatik görevli
olmak üzere, onların aileleriyle birlikte toplamda 58 Türk
vatandaşını öldürmüştür. Gerçekleştirilen saldırıların ardından şehit
düşen diplomatların katil zanlılarından bazıları yakalanmış, bazıları ise
bugüne kadar ele geçirilememiştir.
Söz konusu
saldırılardan biri, 28 Ocak 1982’de Hampig Sasunyan ve suç ortağı Krikor Saliba
tarafından Türkiye’nin Los Angeles Başkonsolosu Kemal Arıkan’a düzenlenen
suikasttır. Sasunyan kısa süre sonra yakalanmış olsa da, suç ortağı Saliba
Lübnan’a kaçmış ve daha sonra hakkında kesin bilgi alınamamıştır. Eylemin
ardından Arıkan’ın cinayeti terör örgütü JCAG tarafından üstlenilmiştir.
Sasunyan ise çıkartıldığı mahkemede suçlu bulunarak “şartlı tahliyesiz ömür
boyu hapis cezasına” çarptırılmıştır.
Daha önce AVİM
yazılarında belirtildiği üzere Hampig Sasunyan, mahkûmiyetinin 25. yılı
olan 2003’ten itibaren düzenli olarak şartlı tahliye başvurusu yapmaya
başlamıştır[1]. 2006, 2010, 2013, 2015, 2016 ve 2018
yıllarındaki şartlı tahliye talepleri bir istisnayla reddedilmiş, 2016 yılındaki
talebi Kaliforniya Şartlı Tahliye Kurulu tarafından kabul edilerek o günkü Vali
Jerry Brown’a gönderilmiş ancak Vali Brown’un itirazıyla reddedilmiştir. 2018
yıllında ise şartlı tahliye isteği Sasunyan’ın “toplum için makul olmayan bir
güvenlik riski teşkil etmesi” nedeniyle kurul tarafından reddedilmiştir[2]. Aralık 2019 itibariyle tekrarladığı
şartlı tahliye başvurusu kabul edilen Sasunyan hakkındaki karar bir kez daha
Vali’ye gönderilmiştir.
Öncelikle
dikkat çeken husus, 2018 yılında “toplum için makul olmayan güvenlik riski”
taşıyan bir kişinin iki sene içerisinde ciddi oranda düzeldiği iddiasıdır. 2016
yılında Türkiye-ABD arasındaki gerginliği fırsat bilerek lobicilik yapan Ermeni
milliyetçisi radikal çıkar gruplarının, bir kez daha, ABD’de oluşan Türkiye
karşıtı havayı fırsat bilerek Şartlı Tahliye Komitesini etkileyebildiği
görülmektedir.
Kaldı ki,
Sasunyan’a destek uzun süreden beri devam etmektedir. Sasunyan’ın destekçileri
daha önce de tahliyenin gerçekleşmesi adına bağışlar toplamış ve propaganda
faaliyetleri yürütmüşlerdir[3]. Bu desteğin en yakın örneği, geçtiğimiz
aylarda ABD’deki Batı Ermeni Kilisesinden Papaz Rafi Garabedian’ın Sasunyan’ı
cezaevinde ziyaret etmesi ve ardından birlikte çekilmiş fotoğraflarını
kilisenin internet sayfasında yayınlamasıdır. Böylece terörist geçmişi tescilli
katil Sasunyan’a verilen destek dini bir boyut da kazanmıştır[4]. Kaliforniya eyaleti gibi Ermeni nüfusun
yüksek olduğu bir bölgede, Kilise aracılığıyla desteklenen birinin,
salıverilmesi için gösterilen çabalar, radikal Ermeni milliyetçiliğinin ve Türk
düşmanlığı üzerinden kurulan söylemin ulaştığı boyutu da ortaya koymaktadır.
Şartlı tahliye
için başlatılan süreçte Kaliforniya Valisi Gavin Newsom’un önemli bir pozisyonu
bulunmaktadır. 27 Aralık 2019 tarihinde, teröristin Kaliforniya Tahliye Kurulu
tarafından onaylanan şartlı tahliye talebi yaklaşık 120 günlük süreçten ve
hukuki prosedürlerden sonra valinin tekdirine sunulmaktadır. Kaliforniya
Valisi, tahliye kararına 30 gün içerisinde itiraz edebilmektedir. Bu noktada
Vali Newsom’un bu sürecin sonunda atacağı adım, ABD’de yaşayan Türklerin
yaşadıkları ülkeye olan güvenlerini de etkileyecektir. Türkiye-ABD arasındaki
gerilimi fırsat bilen çıkar gruplarının ve güncel siyasetin etkisiyle alınacak
müspet bir karar yalnızca Türkiye-ABD ilişkilerini etkilemeyecek, ABD’de
yaşayan Türkleri de, kuşkusuz, derinden etkileyecektir.
Kuşkusuz
Sasunyan’ın tahliyesi yönünde alınacak bir karar, terörle mücadele konusunda
2000’li yılların başından beri dünyada en çok operasyonu yapan ülke olarak
ABD’nin sorgulanmasına da neden olabilecektir. ABD yasalarına göre terörizmin
tanımı; siyasi olarak tasarlanmış, savaşmayan hedeflere karşı işlenen ve
kitleyi etkilemeyi amaçlayan motive edilmiş şiddet hareketi olarak ifade
edilmektedir[5]. Bu durumda Kemal Arıkan cinayeti de ABD
yasalarına göre bir terör suçudur. Yapılan eylemi bir terör örgütü
üstlenmiştir. Her ne kadar Sasunyan daha sonradan itiraz etse de, kendisi ve
hatta kardeş Harot Sasunyan bu örgüte mensuptur. Dolayısıyla, Hampig
Sasunyan’ın tahliyesi yönünde çıkacak bir karar, ABD’nin kendi değerleri ve
özellikle terörle mücadele yasalarıyla çelişen bir durum ortaya çıkartacaktır.
Terör gibi tüm dünya ülkelerinin ortak çabasının bulunduğu ve ciddi
operasyonların yürütüldüğü bir dönemde, bir teröristin serbest bırakılmasının
teröre teşvik edici bir algılama yaratması kaçınılmazdır.
Olası bir başka
sonuç ise, terör faaliyetlerinden tutuklu bulunan diğer mahkûmlar için,
Sasunyan davasının bir emsal oluşturabilmesi ihtimalidir. Bu itibarla, Vali
Newsom’un son derece hassas davranması gerekmektedir.
[1] “Deny Parole to Terrorist Hampig “Harry”
Sassounian,” Stop Terrorıst
Parole, Son erişim 18 Ocak 2020, https://www.stopterroristparole.org.
[2] Ali M. Taşkent, “Kaliforniya Eyaleti Terörizmle
Mücadeleden Yana Bir Karar Verebilecek Midir?” 09 Ocak 2017, https://avim.org.tr/tr/Yorum/KALIFORNIYA-EYALETI-TERORIZMLE-MUCADELEDEN-YANA-BIR-KARAR-VEREBILECEK-MIDIR.
[3] “More Than $70 000 Raised for Hampig Sassounian
Defense Effort,” Asbarez,
25 Şubat 2002, http://asbarez.com/46446/more-than-70-000-raised-for-hampig-sassounian-defense-effort/.
[4] Berfin M. Ertekin, “Hampig Sasunyan’a Piskoposluktan
Ziyaret,” Avrasya
İncelemeleri Merkezi, 16 Eylül 2019, https://avim.org.tr/tr/Yorum/HAMPIG-SASUNYAN-A-PISKOPOSLUKTAN-ZIYARET.
[5] 28 C.F.R. Section 0.85, https://www.govinfo.gov/content/pkg/CFR-2010-title28-vol1/pdf/CFR-2010-title28-vol1-sec0-85.pdf.