TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ & MİLLİ GÜVENLİK & MİLLİ SAVUNMA

TSK DOSYASI /// HABİP HAMZA ERDEM : ‘KEMALİST SUBAYLAR RAHATSIZ’


HABİP HAMZA ERDEM : ‘KEMALİST SUBAYLAR RAHATSIZ’




Amerikalı bir Düşünce Kuruluşu ‘Kemalist
Subaylar Rahatsız’ diye yazmış.


Gayri meşru Hükûmetin yandaşları da ‘Darbe
geliyor’ diye yırtınıyorlarmış.


‘Sözde Kemalist’ cephe ise ‘rahatsız
olmadıkları’nı göstermek için en az onlar kadar paralanmaktalar.


Efendim diyorlar biz 12 Mart’a da karşı idik 12
Eylül’e de.


O arada 28 Şubat’a da karşıyız tabii…


Biz diyorlar demokrasiye evrensel hukuka guguka
ıvıra ve zıvıra inanıyoruz.


‘Askerî Vasayet’e falan da karşıyız.


Sondan başlanacak olursa askerin ‘vesayet’
koyması başka ‘askerî bilgi ve disiplin’ içinde olması başka şeydir.


Bir ülkenin savunma plan ve programlarını iç ve
dış güvenlik stratejilerini Diyanet İşleri Başkanlığı mı hazırlayacaktı peki
ama?


Bu plan ve programların stratejilerin hükûmetin
önüne konulması ve onların uygulanmasını istemesi niye ‘vesayet’ oluyormuş aklı
başında biri anlatsa da öğrensek.


Gelelim ‘Kemalistlik’ konusuna.


Türk subayı bu ülkenin kurucusu ve askerî
dehası dünyaca kabullenilmiş olan Mustafa Kemal’ci olmayacak da neci
olabilecekmiş Tanrı aşkınıza.


Ve Kemalizm’in birincil niteliğinin ‘Asîlik’
olduğunu bilmeyen bir Türk askeri mi olabilirmiş?


Haksızlığa hukuksuzluğa adaletsizliğe karşı
‘isyankâr’lık.


Nerede bir haksızlık hukuksuzluk adaletsizlik
varsa Kemalist asker ya da sivil orada ya başkaldırandır ya da başkaldıranın
yanında yer alır.


Demek ki Kemalizm’in olmazsa olmazı ‘nabza göre
şerbet’ vermek değil tersine bizzat haksızlık ve hukuksuzluğun karşısına
dikilmektir.


‘Darbe’ konusuna gelince Kemalistler hiçbir
biçimde ‘darbe’den yana olamazlar çünkü onlar ancak ve sadece ‘devrimci’
olabilirler.


Şimdi bana Türk Ordusu içinden ‘devrimci’ bir
tek subay gösterebilir misiniz?


Kaldı ki uzun süredir Türk Ordusu diye bir
‘şey’in kalmadığı ve sözde ‘Türk Silahlı Kuvvetleri’nin adı üzerinde bir TSK
yani bir tür STK olduğunu söyleyegelmekteyim.


Neresinden baksanız Kemalizm’le herhangi bir
ilişiği kalmamış bir ‘Toplama’ silahlı kuvvet.


İçinde Fetöcüsü var ÖSO’cusu var IŞİDcisi var
Mehdicisi var tarikatçısı var; var da var…


Bir tek ‘Kemalist’i yok.


Bir kesim tatlısu ‘Atatürkçü’sü de vardır
belki.


Bu sonuncular sözde ‘demokrat’ ‘yasalara
saygılı’ ‘Devlet terbiyeli’ falan oluyorlar.


Dikkat edilirse ‘hukuk’a değil ama ‘yasa’lara
saygılı diyorum.


Bu ‘yasa’lar ‘hukuk’a uygun mu değil mi tatlısu
Atatürkçüsü’nün umurunda değildir.


Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli olan ‘Kemalist
Devlet’ göz göre göre her gün ve her saat bir tuğlası çekilerek yerle bir olmuş
olabilir ama onun umurunda değildir.


Olsa olsa ‘bu kadarı da fazla diyerek sözde
‘itiraz’ ediyormuş görünür.


Benim ‘Zeytin Çekirdeği’ ‘Gözyaşı Pınarı’
dediğim yurtdışı harekâtlarını da ‘Devlet terbiyesi’ gereği savunmak
durumundadır.


Suriye’de bile bile ‘yenilgi’yi tatmak üzere
yola çıkılmıştı.


Sonu ‘Bozgun’a varabilecek bu sözde harekâtlar
Rand C’nin ‘Kemalist’ dediği bu subaylar için ‘rahatsız’lık konusu olmadı.


Seçim yolsuzlukları mahkeme soytarılıkları
vurgun kapkaç ve talandan ‘rahatsız’ değiller.


‘Türk Ordusu’nun son yüz yıllık ‘yapısı’
darmadağın edildiğinde bu tatlısu Atatürkçü subayları ‘Devletimiz buyurdu’
diyerek sinelerine çekmişlerdir.


Hapislere tıkılmışlardır ‘rahatsız’
olmamışlardır.


‘Kol kırılmış yen içinde kalmıştır’.


Şimdi durup dururken niye ‘rahatsız’
olacaklarmış doğrusu ben anlayamadım.


Kimse merak etmesin onlar rahat siz rahatsınız.


Ancak Devrimci Kemalistler inanın gerçekten çok
‘rahatsız’.


Ne var ki ‘Darbe’ yapmayı kesinlikle
düşünmezler.


‘Devrim’ yapmayı ise akıllarından çıkarmış
olamazlar.


İşte o gün geldiğinde nerede alçak ve namussuz
nerede işbirlikçi hain varsa bu kez onlar çok rahatsız olacaklar ki o günleri
de göreceğiz.


Tatlısu ‘Atatürkçüleri’ ise pek yakında Gözyaşı
Pınarı’ndan akacak olan gözyaşlarını silmekle uğraşacaklar.


Çünkü bunlar ahlayıp/vahlamaktan başka bir şey beceremezler…


Bunların en büyüğü eleştiriler karşısında
‘orada olan sen değildin bendim’ demişti.


Ben de ‘zaten sen olduğun için bütün bunlar
oldu’ diye yazmıştım.


Ve yineliyorum keşke orada bir ‘Kemalist
Devrimci’ olsaydı…




LİNK : https://www.linkedin.com/pulse/kemalist-subaylar-rahatsiz-habip-hamza-erdem/