ERMENİ SORUNU

ERMENİ SORUNU DOSYASI : Talat Paşa’nın katlinin ardındaki gerçek


(1874 – 15 Mart 1921)


15 Mart 1921,
Berlin… Öğleden önce istasyona doğru tek başına dalgın bir şekilde yürüyen
olgun yaşlardaki adam, arkadan hızla kendisine yaklaşan bir gencin ensesine
dayadığı soğuk namluyu hissetmesiyle kurşunu yemesi bir oldu. Kanlar içinde
yere devrilen adam sabık Osmanlı Sadrazamı Talât Paşa, vuran genç ise
İran-Selmas doğumlu 18 yaşındaki Ermeni Soromon Tehleryan’dı. Berlin’de
gerçekleşen bu olayın kökeninde 6 yıl öncesine dayanan bir dava vardı Tehcir…


Daha sonra eşi
Hayriye hanımın anlattığına göre, Berlin’in Charlottenburg semtindeki Hardenberger
Sokağı’ndaki 4 numaralı evde ikamet eden Talât Paşa 15 Mart 1921 sabahı bir
arkadaşıyla sohbet ederken, vatana kavuşanların toprağı nasıl öptüklerini
anlatırken, arkadaşının “Her halde siz de onlar gibi toprağı öpeceksiniz…”
deyince      Talât Paşa ağlayarak şu karşılığı vermişti:“Ne
dersin sen? Ne dersin sen? Ben öpmekle doyamam ki… Yiyeceğim vatan toprağını,
yiyeceğim…”


Saat 11’e doğru
tütün ve eldiven almak için evinden çıkmış, birkaç kez geri dönüp evine
bakmıştı. Sokak boyunca yürümeye başlamış, sonra kaldırım değiştirmişti. 17
numaralı evin önüne vardığında, karşısından gelen gri paltolu bir genç önce
Talât Paşa’nın kendisini geçmesine izin vermiş, ardından dönüp tabancasının
tetiğine basmıştı. Talât Paşa ensesinden giren tek kurşunla yere yığılırken,
genç adam silâhı atıp kaçmaya başlamıştı.  

Paşa çok cesurdu, katiliyle daha önce iki kez karşılaşmış, ona pervasız, sakin,
hatta gülümseyerek bakınca, adam avuçladığı silâhını doğrultmaya cesaret
edememiş. Anlatıldığına göre “Ben Talât Paşa’ya baka baka silâhımı
çekemeyeceğim, ancak arkasından vurabilirim” demiş.


sogomon tehliryan

  

Paşa’yı vurduktan sonra, caddeden geçenler katilin üzerine atlayıp yere
yatırmışlardı. Etrafındakiler kendisini tekmelerken genç adam kırık dökük bir
Almancayla “Ben yabancıyım, o da yabancı! Sizle ilgili bir durum yok!” dese de
hemen gözaltına alındı. 

  

Tehleryan 2 Haziran 1921 günü saat 9.30’da Charlottenburg Üçüncü Eyalet
Mahkemesi’ne çıkarıldı. Onu savunmak için, büyük bir bölümü Avrupa’daki ve
ABD’deki Ermeni diasporası tarafından toplanan 426 bin Mark ile Almanya’nın en
ünlü üç avukatı tutuldu. Yargıç Dr. Lehmberg şahitlere ve avukatlara, davanın
Ermenistan’da değil Berlin’de görüldüğünü hatırlatıp, politik yorumlara
girmemelerini, iddialarını hukuk sınırları içinde tutmalarını söyledikten sonra
duruşma başladı. Yargıç, Tehleryan’a “Talat Paşa’yı öldürmek istediniz mi,”
diye sorduğunda, Tehleryan’ın cevabı “Soruyu anlamıyorum. Öldürdüğümü söyledim
ya!” oldu. 


Yargıcın “Pişman
mısınız,” sorusunu ise sanık şöyle yanıtladı.  “Hayır! Bir insan öldürdüm,
ama katil değilim.”  


Son olarak da
şunları söyledi: “Biz Türklerle savaşamayız, aralarından çıkan büyük adamları
öldürürüz. Onları iyiliğe götürecek kimseleri ortadan kaldırmak bizim için
vazifedir!” 


Katil, Tehleryan,
cinayetle suçlandı ve yargılandı.”Bir akıl hastası gibi” gösterilerek serbest
bırakılan Tehleryan, aslında Ermeni İntikam Örgütü Nemsis’in üyesi olup bu işi,
Alman gizli servisinin yardımıyla gerçekleştirmişti. General Liman Von
Sanders’in, bilirkişi olarak katil Tehleryan’ın lehinde ifade vermesi ve
mahkemeye, ailesinin tümünün, (Tehcir’de Talât Paşa İçişleri Bakanı olarak
bulunduğundan, bu olayda sorumlu gösterildi.) yok olduğu bildirildiğinden,
katil Tehleryan kısa zamanda serbest bırakıldı. 


General Liman Von
Sanders’in sorumluluktan sıyrılmak için verdiği ifadenin bir bölümü, bugünkü
sınırsız iftiralara açıklık getirmesi ve gerçek katilleri işaret etmesi bakımından
çok önemlidir:


“Ermeniler,
Ruslar’dan yana tavır koyup savaştılar tüm yenilenler gibi katledildiler.


Katliamı yapan
Türk askeri değil, işsiz, güçsüz haydutlardan oluşturulmuş yedek güçlerdi,
Kürtler de katliama katıldı.”


Bu ifade,
babaannemin anlattığı tehcir öyküleri ve  tehcirden kurtulan bir akraba
gelinin anılarıyla örtüşüyor. Bugün içte ve dışta bizi Ermenileri öldürmekle
suçlayanlar, aleyhimizde oy kullananlar dönüp ardlarına bakarlarsa dedelerinin
kana bulaşmış ellerini göreceklerdir.


Aslında bu olayın
ardında Batılıların bilinen tezgahları yatar! O dönemin bilinen gerçeklerini,
bir yandan Almanlar yok ederken, bir yandan da Fransız ve İngilizler, konuları
çarpıtarak kendilerine göre şekillendirdiler.


Tehcir’in baş
tezgahçısı Almanlar, Dünya Savaşı’ndaki yenilginin de acısıyla, Ermenilerin
tepkilerini üzerlerine çekmemek için, onlardan yana tavır almış, Ermeniler’in
iddia ettiği 1915 yılındaki olaylarda, Almanlar’ın Türk ordusundaki etkilerini
unutturmak için, büyük olasılıkla Alman gizli servisi, Talât Paşa’yı ortadan
kaldırmayı, konuşmasına ve bazı gerçeklerin ortaya çıkmasına fırsat vermemek
için böyle bir suikastı  gerekli  görmüşlerdi. Böylece, Liman Von
Sanders gibi Türkiye’de, özellikle de 1914 -1918 yılları arasında, Türk- Alman
askeri ittifakının yapıldığı bir sırada başlayan savaşta, oldukça yetkili ve
sorumlu olmaları, Almanlar’ın Ermeniler’e oldukça kin duydukları, Almanlar’ın
Ermeniler’i “Rus ajanı” olarak nitelemeleri, hatta Türkler’in Ermeniler’e karşı
harekete geçmesini bile, bazı Türk yetkililerinin karşı çıkmasına rağmen,
Tehcir kararını Alman subaylarının baskısıyla Türk yöneticilerinin aldığını ve
bu doğrultuda Alman subaylarının Türkler’e emirler verdiğini,çok iyi bilen ve
kendileri için tehdit oluşturan Talât paşa’dan kurtulma kararı verdiler. 


Gelecekte
Almanlar’ı ve Sanders Paşa’yı deşifre etmemesi ve Ermeniler’e karşı yapılan
uygulamalarda Almanlar’ın rolü olduğu gerçeğini açıklamaması için, Talât Paşa’nın
şahsındaki gizli tarihi katlederek susturma yolunu seçtiler… Talât Paşa’yı,
Alman gizli servisinin kiralamış olduğu, sonraları sarası nedeniyle akıl
hastası numaralarına yatan, Tehleryan’a yaptırmaları, sadece bilinen hedefi
işaret etmekti. Böylece suçlarını bütünüyle, Talât Paşa’nın ve Türkler’in
üzerine sonsuza kadar yıkmış oluyorlardı. 


Yaşanan
Türk-Ermeni trajesinde, aslında Almanlar’ın Türkleri kışkırttığı, Rus
işbirlikçisi Ermenilere karşı daha sert, yıldırıcı tedbirlerin alınmasını
sağladıkları da bilinen bir gerçektir. Özellikle “Tehcir Kanunu” bütünüyle
Almanlar’ın fikri olup, Alman etkisindeki Genel Kurmay ve İç ve Dışişleri
Bakanlıkları’na bu kararları uygulattıkları da, ayrıca açıklanması gereken bir
gerçektir. Liman Von Sanders ve Wilhelm, gizli planlarını, Anadolu’da Türk ve
Ermenileri kullanarak işe başlamışlar, sonuç facia ile 30 Ekim 1918 de
noktalanmış, ama savaşın o döneminde Türkiye’de bulunan askeri Alman
sorumluları hemen kaçmış, bütün belgeleri de gemilerle Almanya’ya kaçırmışlardı.


PİYER
LOTİ’nin anlattıkları:


Şimdi,
Almanlar’ın, Ermeni olaylarında baş sorumlu kişi olarak görevli Liman Von
Sanders’i, o günlerde Türkiye’de bulunan Pierre Loti’nin  “Sevgili
Fransa’mızın Doğu’daki Ölümü” adlı eserinde açıkça geçer. İngiliz ve Fransızlar
İstanbul’u işgal ettiklerinde, ilk olarak Liman Von Sanders’in yargılanması
işine el atıyorlar. Pierre Loti bu konu hakkında, 1919 yılında, 
“İstanbul’da Fransız Generalimiz Franchet D’Esperey’in, Alman Generali Liman
Von Sanders’i, Ermeni katliamlarını emreden kişi olduğu için Harp Divanı’na
verdiği biliniyor. Birçok Türk’ün bu suça engel olmak için durumlarını ve
hayatlarını riske attıkları da biliniyor ve Ermeniler bunu kendileri
söylüyorlar. ….. Elimde, dünya savaşı başında, katliamların provokatör ajanları
ve Ermeniler’in Asya’daki faaliyetleri ile ilgili kontrol edilmiş, imzalanmış
ve parafe edilmiş can sıkıcı dosyaları var.” diye yazar. 


Böylece
Almanlar ve L.V.Sanders, Talât Paşa’yı, gizli servislerine verdikleri
talimatla, Ermeniler’in de gönlünü alırcasına, yine bir Ermeni’nin adını olaya
karıştırarak, kendilerini yine gizlemeyi, Ermeniler’i yine aldatmayı ve de en
azından dünya kamuoyunun eleştirilerinden uzak durmalarını sağlamışlardı.
Böylece büyük bir manevrayla kendilerini Ermeni suçundan temize çıkarırlarken,
yaptıkları ve işledikleri bütün savaş olaylarını, Türkler’in üzerine yıkarak,
bir kenara çekilmişlerdi! Aslında, Osmanlı İmparatorluğu’nu İngilizler değil,
bu gizli oyunlarla sanki Almanlar yıkmıştı. İşte, müttefikimiz olan Almanlar bunlardı!..
Onlar da kendine göre bir oyun içindeydi. 


Usta
bir teşkilâtçı olan Talât Paşa, Almanlar’ın amacını anladığı için sivil
savunmaya önem verip, önemli yerlere silâh gömdürmüş, nedenini soran çevresine
“Asıl savaşımız Cihan Harbinden sonra başlayacak, Almanlarla…” demişti. Onlara
sığınmak zorunda kalması tüm çıkış kapılarını kapalı bulmasından
kaynaklanıyordu.


İlâhi
adalet Almanlar’ın gerçek yüzlerini II.Dünya Savaşı’nda ortaya çıkardı.
Tanıkları susturup, ortada hiçbir belge bırakmasalar bile Yahudilere
yaptıkları  “soykırım düşüncesinin” kime ait olduğunu kanıtlamaya yeter…
Yerel Alman parlamentoları da sözde Ermeni soykırımını kınama kararları alarak,
kendilerini bu işten uzak tutmaya çalıştılar. Oysa kafasını kuma gömen deve
kuşundan farkları yok…


Berlin’de bir
çıkış arayan Talât Paşa, bir yandan Anadolu’daki hareketi izleyip, M.Kemal Paşa
ile umut içinde yazışırken öte yanda İngiliz gizli istihbarat servisi üyesi
Herbert Aubrey ile görüşür. İstanbul’da elçilikte görevliyken tanıdığı Aubrey
ile şöyle konuşur: “İrlanda’daki Sinn Fein hareketi üyelerine çok sert
davranıyorsunuz, hem sonra bizim Ermeniler sorununa kıyasla sizin sorununuz
nedir ki? Hiçbir millet savaşa girip, arkadan hançerlendiğinde buna rıza
gösterir mi? …. Siz İngilizler bu meselede kendinizi sorumluluktan
kurtaramazsınız. Biz Jön Türkler hemen hemen Türkiye’yi size sunduk,siz ise
bizi reddettiniz.”  İki gün süren bu görüşmelerde, Talât Paşa,
İngiltere’nin ezeli düşman Çarlık Rusyası ile birlikte hareket etmesinin ne
kadar yanlış olduğunu, kendilerini çok seven Osmanlı halkı ve yöneticilere
soğuk davranıp, sırt döndüğünü, gelişmelerin bundan kaynaklandığını, Ermeniler
ve İzmir konularında çok hata yaptıklarını sık sık vurgular. Bütün kozlarını
oynadığını belirten Talât Paşa, Türkiye’nin asla paylaşılamayacağını, İngiltere
ile ekonomik yönden dostluğun zorunlu olduğunu söyleyerek görüşmeyi noktalar.


Tehleryan’ın
mahkemedeki son sözleri, aslında İngilizler’in Ermenilerin kan davası için
1919’da buldukları gerekçeli çözümdü:“Biz Türklerle savaşamayız, aralarından
çıkan büyük adamları öldürürüz. Onları iyiliğe götürecek kimseleri ortadan
kaldırmak bizim için vazifedir!” 


1919 yılında
Erivan`daki Taşnak Kongresi‘nde 200 kişilik bir kara liste hazırlayan
Ermeniler, Talat Paşa’nın yanı sıra, Behbud Han, Sait Halim Paşa, Dr. Bahaeddin
Şakir, Cemal Azmi, Cemal Paşa, Enver Paşa’yı da ardarda öldürdüler.Lozan
konferansı sırasında da İsmet Paşa`yı öldürmek için çaba gösterdiler. 


Ermenilerin intikam
için neden üç yıl bekledikleri kolaylıkla açıklanamayan bir noktadır. Ama bir
gerçeği ısrarla belirtebiliriz ki, bu Ermeni eylemlerinin hiç biri bağımsız ve
Ermeni çıkarları doğrultusunda yapılmış değildir. Bir yandan Almanların
pisliklerini örtbas etme çabaları, öte yandan Türkiye’yi parçalamada başarısız
olmaya başlayan İngiliz emperyalizminin çıkarları için bu tetikler
çekilmiştir. 


1973’te tekrar
hortlayan bu sorunun gerisinde, Kıbrıs sorununda söz dinlemeyen Türkiye’yi
cezalandırmak isteyen ABD, Yunanistan ve Rumlar’ın yaptıkları da farklı
değildir.


Bugün sözde
soykırım tasarılarının onaylanmasında İngiltere’nin geri kalması şaşırtmasın.
Yakında AB kurallarına uyum gereği onlar da kabul edeceklerdir. Ermeni
sorununun hortlamasında ana kaynak gösterilen, gizli servislerince hazırlanan
“Mavi Kitap”taki tüm bilgilerin doğru olmadığını bile bile…


BATI’nın oyunu
çok, dostluğu yok… Kirli oyunları ve tezgahlarını yine onlar ortaya çıkarıyor.
Bu toprakların çocuklarını birbirine kırdırarak trajediye yol açanların,
ektikleri tohumları biçmeleri  için 1914, 1939 ruhlarının uyanması,
fallarının başlarına gelmesi dileğiyle…



*Kaynakça


  • Hikmet ÖZDEMİR:Üç Jöntürk’ün
    Ölümü/Talat-Cemal-Enver,  2. baskı,Remzi kitabevi, İstanbul-2007
  • Tevfik ÇAVDAR : Talât Paşa-Bir
    Örgüt Ustasının Yaşam Öyküsü,  Kültür Bakanlığı, Ankara-1995
  • Selahattin SERT : Fransızlar’ın
    Ermeniler’i Yok Etme Planı Kilikya 1918–1922 Haçin Ölüm Kampı S:29–33 Kum
    Saati Yayınları,  İstanbul, 2005
  • www.makturk.com


Link : http://sizdensize.milliyet.com.tr/Siyaset/Talat_Pasa_nin_katlinin_ardindaki_gercek/HaberDetay/2477