UZAKDOĞU & ASYA & AFRİKA & PASİFİK & ATLANTİK

KORE DOSYASI : Bir Kamu Diplomasisi Örneği Olarak Güney Kore

En basit şekilde, bir
devletin başka bir devletin halkını, aydınlarını ve politikalarını kendi
menfaatleri doğrultusunda etkilemeye çalışması olarak tanımlanabilecek kamu
diplomasisi, iletişim ve bilgi devrimleri neticesinde dış politikanın
vazgeçilmez unsurlarından biri haline gelmiştir. Zira  gelişen iletişim
teknolojileri geleneksel diplomasi kavramının değişmesine kamuoyları ve gündemi
etkileme becerisinin önem kazanmasına sebep olmuştur. Yumuşak güç
kaynaklarından beslenen kamu diplomasisinin geleneksel diplomasiden en büyük
farkı, sadece hükümetler tarafından gerçekleştirilen faaliyetleri değil, aynı
zamanda hükümet dışı kuruluşların ve toplumların da birbirleriyle olan
etkileşimlerini kapsamasıdır. Dolayısıyla kamu diplomasisi hem devletten-halka
hem de halktan-halka bir iletişim stratejisi izlemek demektir. Kamu
diplomasisi, iki yönlü bir iletişim ve etkileşimi öngörmektedir. Öncelikle
hedef kitlenin dinlenmesi ve önceliklerinin tespit edilmesi, ardından da
bilgilendirme, ikna ve etkileme şeklinde harekete geçilmesi gerekmektedir.



Günümüzde internet teknolojisinin yaygınlaşması ve uydu yayıncılığı, bilgilerin
çok hızlı biçimde tüm dünyaya yayılmasına olanak sağlamıştır. Bu bakımdan kamu
diplomasisinin yürütülmesi hem kolaylaşmış hem de kaçınılmaz hale gelmiştir.
Zira pek çok farklı bilginin bu kadar hızlı paylaşıldığı, dolayısıyla
manipülasyona açık bir ortamda kendini anlatabilmek ve algıları yönetmek
zaruridir. Dünyanın 15. büyük ekonomisi olmasına, dünyaca ünlü kurumsal
markalara sahip bulunmasına ve mobil internetin en fazla kullanıldığı ülke
olmasına rağmen halen çok da iyi tanınmayan ve hakkında ön yargılar bulunan bir
ülke olan Güney Kore, bu kamu diplomasisi zaruriyetini gözler önüne
sermektedir.



Dünyanın farklı bölgelerinde halen “Kore” adı ya zihinlerde Kuzey Kore, Kore
Savaşı, ikiye bölünmüş bir halk gibi imajlar canlandırmakta ya da hakkında
fazla şeyin bilinmediği bir ülkeyi ifade etmektedir. Ayrıca medyada yer alan
politik yolsuzluklara, estetik ameliyatların aşırı yaygınlığına, köpek eti tüketimine
dair haberler de Güney Kore’nin imajına zarar veren unsurlardandır. 2010
yılında Doğu Asya Enstitüsü’nün 28 ülkede gerçekleştirdiği bir ankette pek çok
Asya ve Avrupa ülkesinin Güney Kore’nin uluslararası toplumdaki rolünün net
olmadığına vurgu yaptığı görülmektedir.(1) Tüm bu unsurlar, Şubat 2008’de
göreve gelen Cumhurbaşkanı Li Myong-bak’ın öncelikli faaliyetlerinden birinin
etkin bir kamu diplomasisi stratejisi belirlemek ve uygulamaya koymak olmasının
temel sebebidir.



Güney Kore’nin Yumuşak Gücü



Güney Kore’nin somut kamu diplomasisi uygulamalarına geçmeden önce bu kamu
diplomasisini besleyen yumuşak güç kaynaklarına değinmek uygun olacaktır.
Yumuşak güç kavramını uluslararası ilişkiler literatürüne kazandıran Joseph
Nye, bu kavramı başkalarını cezbetme, onların kalbini ve zihnini kazanma
yeteneği olarak tanımlamaktadır. Yumuşak güç, bir ülkenin kültürünün, siyasi
değerlerinin ve dış politikalarının cazibesinden kaynaklanmaktadır. Bu bağlamda
işleyen bir demokrasiye sahip olması, insan hakları ile temel hak ve
özgürlüklerin korunması, Konfüçyüsçü öğretiden kaynaklanan politik ahlak
anlayışı siyasi değerlere örnektir.



Güney Kore yumuşak gücünün en temel kaynağı “Hallyu” (Kore dalgası) verilen
popüler kültürdür. Hallyu; Kore dizi, film ve müziklerinin uluslararası alanda
popülarite kazanması sonucu ortaya çıkmıştır. Bugün 80 ülkede 6.7 milyon kişiyi
kapsayan 830 Hallyu fan klübü bulunmaktadır.(2) Winter Sonata, Autumn Fairy
Tale, Princess Hours ve Boys Over Flowers gibi diziler, My Sassy Girl, A Tale
of Two Sisters, Old Boy, My Wife Is a Gangster, The Chaser gibi filmler, Big
Bang, Girls Generation, Super Junior gibi müzik grupları ve son olarak Gangnam
Style parçasıyla büyük ilgi gören PSY, ülke sınırlarını aşarak uluslararası üne
kavuşan popüler kültür unsurlarından bazılarıdır.



Kore oda müziği, Pungmul adı verilen folk müzik, çeşitli danslar, çömlekçilik
başta olmak üzere el sanatları, ay takvimi festivalleri ise geleneksel Kore
kültürünün ilgi çeken unsurlarındandır. Ayrıca Hollywood ünlülerinin geleneksel
Kore kıyafeti Hanbok tarzında dikilmiş kıyafetleri Hanbok’un günümüz modasına
ilham kaynağı olmaya başladığını göstermektedir. Yine Kore tarihini yansıtan
Jongmyo Tapınağı, Changdeokgung Sarayı, Bulguksa Tapınağı, Hwaseong Kalesi ve
Joseon Hanedanı’nın Mezarları gibi UNESCO Dünya Mirası listesine dâhil tarihi
yapıtlar her yıl binlerce turisti ülkeye çekmektedir. Öte yandan 2009 yılında
Kore mutfağının yabancı ülkelerde daha iyi tanıtılması amacıyla kampanya
başlatılmıştır. 2017’de Kore mutfağını dünyanın en popüler beş mutfağı arasına
sokmak amacıyla kampanyaya 40 milyon dolar ayrılmıştır.(3)



Dış politikaya gelindiğinde ASEAN +3 grubuna dâhil olan ve bölge ülkeleriyle
iyi ilişkiler geliştiren Güney Kore’nin Doğu Çin Denizi sebebiyle Çin, Dokdo
Adaları sebebiyle de Japonya ile arasındaki anlaşmazlıklar dışında komşularıyla
ciddi bir toprak sorunu bulunmamaktadır. Güney Kore dış politikasını etkileyen
en ciddi problem Kuzey Kore ile olan inişli çıkışlı ilişkilerdir. 2010 Mart
ayında Kuzey’in Güney’e ait bir savaş gemisini batırmasından sonra Güney
Kore’nin politikası sertleşmiş, Kasım 2010’da Kuzey Kore’nin Kuzey Sınır
Hattı’nda bulunan Yeonpyeong Adası’nı bombalaması ve sivillerin ölümüne yol
açması sonucu ise ilişkiler bir süre tamamen kesilmiştir. Ancak Güney Kore’nin
yeni lideri Park Geun-hye ilişkilerin geliştirilmesi için çaba sarf edileceğini
ifade etmiştir. Güvenlik ve barış temelli yeni bir politika geliştirilmesi
gerektiğini savunan Park, Güney’in uzlaşma yönünde adım atmaya hazır olduğunu
dile getirmiştir. Bu durum şüphesiz Güney’in diplomasiyi ön planda tutan
barışçıl ve uzlaşmacı bir ülke olduğu algısını desteklemektedir. Buna ilaveten
Kore Yarımadası’nda tam anlamıyla barış, güven ve istikrar ortamını temin etmek
amacıyla iki halkın birleşimini desteklemesi Güney Kore’ye olumlu bir imaj
sağlamaktadır.



Ayrıca 1993’te Somali’deki BM görev gücüne ilk askerlerini göndermesinden
bugüne Güney Kore’nin barış koruma operasyonlarına katkısı ciddi oranda
artmıştır. Seul 18 farklı ülkedeki operasyonlara 30.000 civarında askerle katkı
sağlamıştır.(4) Son olarak Aden Körfezi açıklarındaki deniz haydutluğu
olaylarına karşı Güney Kore bandıralı gemileri korumak amacıyla Mart 2009’da
bölgeye özel kuvvetleri taşıyan bir muhrip gönderilmiştir. Bu muhrip deniz
haydutlarının takibindeki Alman bandıralı bir ticaret gemisini de kurtarmıştır.



Ekonomik güç yumuşak gücü destekleyen bir diğer faktördür ki bu noktada Güney
Kore’nin elinin güçlü olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Son otuz yılda
dünyanın en hızlı büyüyen ve gelişen ekonomileri arasında yer alan Güney Kore,
90’lara kadar ekonomik yardım alırken daha sonra en fazla kalkınma yardımında
bulunan ülkelerden biri haline gelmiştir. 2011 yılında 1.32 milyar dolarlık
kalkınma yardımıyla en fazla yardım yapan 23 ülke arasından 17. olmuştur.(5)
Ayrıca 1.6 trilyon dolarlık GSMH’si ile 15. büyük ekonomi olan Güney Kore’nin
bugün dünya pazarında söz sahibi olmuş Hyundai, Samsung, LG, Kia gibi birçok
markası bulunmaktadır.



Güney Kore’nin Kamu Diplomasisi Faaliyetleri



Güney Kore’nin sahip olduğu bu önemli yumuşak gücü kamu diplomasisinde
kullanmaya başlaması çok da eski değildir. Ocak 2009’da kurulan 47 üyeli Ulus
Markalaşma Başkanlık Konseyi etkin bir kamu diplomasisi stratejisi yürürlüğe
koymak adına en önemli girişimdir. Konsey Başkanı Euh Yoon-dae, kamu
diplomasisi stratejisinde on öncelikli noktanın belirlendiğini duyurmuştur:
ulusal spor olarak tekvandoyu tanıtmak; gelişmekte olan ülkelere çeşitli
faaliyetlerde bulunmak üzere gönüllüler göndermek; “Hallyu” adı altında Kore
kültürünü tanıtmak; yabancı öğrencilere yönelik bursları artırmak; Asya Kampüsü
programıyla diğer Asya ülkelerinden gelen yetenekli ve eğitimli gençlerin
istihdam edilmesini sağlamak; dış yardımları artırmak; teknoloji ihraç eden
ülke imajını vurgulamak; turizm sektörünü güçlendirmek; yabancı ve göçmenlere
daha iyi muamele edilmesini temin etmek; Güney Kore halkını kamu diplomasisinin
bir parçası haline getirmek.(6) Ayrıca 2010 yılında Kamu Diplomasisi Forumu
oluşturulmuş, 2011’de de forum bünyesinde Kamu Diplomasisi Politika Birimi
kurularak ilk Kamu Diplomasisi Büyükelçisi atanmıştır.



Kamu diplomasisi çalışmalarına yakın dönemde başlamakla birlikte Güney Kore’nin
etkin faaliyetler gerçekleştirdiği görülmektedir: “Kore’yi seviyorum, çünkü…”
konulu video yarışması, Friends of Korea (Kore Dostları) iletişim ağı, Güney
Koreli ünlülerden oluşan Honorary Ambassadors of Korea’nın (Kore Fahri
Elçileri) faaliyetleri, Korea Corner (Kore Köşesi) adlı Güney Kore ile ilgili
kaynak kitap, gazete, dergi, CD ve DVD’lerin yer aldığı eğitim merkezleri…vs.



Hükümet sinema sektörüyle ortak projeler geliştirmekte ve Güney Koreli
ünlülerin diğer ülkelere giderek farklı projelerde yer almasına destek
vermektedir. Yine hükümet yaptığı çalışmalarla popüler dizilerin Paraguay,
Swaziland, İran, Peru ve Fas gibi ülkelerde gösterilmesini mümkün kılmıştır.
Buna ilaveten Dışişleri Bakanlığı her yıl farklı sanat etkinlikleri ve film
festivallerine Güney Kore yapımı eserlerin katılımını teşvik etmektedir. 
2009 yılında Güney Koreli sanatçılar 47 ülkede 77 etkinlikte yer almıştır.(7)



Ülkenin tanıtımı açısından yabancı öğrencilerin ülkeye çekilmesi ve bu
öğrencilerin söz konusu ülkeden olumlu duygu ve düşüncelerle ayrılmasının
sağlanması kamu diplomasisinin temel unsurlarındandır. Bu bağlamda hükümetin
burs sayısını artırmış ve çeşitlendirmiş olması önemlidir. Güney Kore yabancı
öğrencilere lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimi dışında bilimsel
araştırma, sanatçı yetiştirme, uluslararası bilimsel mübadeleyi destekleme amacıyla
da burs sağlamaktadır. Ayrıca Korece yaygın bir dil olmamasına rağmen dünya
çapında 640’tan fazla üniversite ve 2100 okulda Kore dili eğitimi
verilmektedir.(8) Kore dili ve kültürünün öğretilmesi amacıyla King Sejong
Enstitüleri kurulmuştur. Bugün dünya çapında 90’ın üzerinde King Sejong
Enstitüsü bulunmaktadır.(9)



Spor diplomasisi de Güney Kore’nin kamu diplomasisini güçlendiren bir başka
unsurdur. 1988 Yaz Olimpiyatları, 2002 Dünya Kupası, 2011 IAAF Atletizm Dünya
Şampiyonası’na ev sahipliği yapan Güney Kore, 2014 Asya Oyunları, 2014 Kış
Olimpiyatları, 2018 Kış Olimpiyatları ve 2022 FIFA Dünya Kupası için de
başvuruda bulunmuştur. Ülkenin geleneksel sporu tekvandonun olimpiyatlar başta
olmak üzere önemli spor etkinliklerine dâhil edilmesi, Güney Kore’nin kültürüne
olan ilginin artması bağlamında önemli bir gelişmedir.



Hükümet dışında ülkenin önde gelen şirketleri çeşitli sosyal sorumluluk
programlarına ciddi katkılar sağlamaktadır. Samsung Elektronik; Güney Afrika,
Nijerya ve Kenya’da mühendislik akademileri kurarak yerel halktan yetenekli
gençlerin bu alanda yetiştirilmesine katkıda bulunmaktadır. Hyundai Motor,
Hindistan’da ulaşım altyapısını geliştirecek projeler yürürlüğe koymuştur.
POSCO, Vietnam ve Moğolistan’daki evsizler için barınma evleri kurmaktadır.
Daewoo, Peru’da sosyal olanakları kısıtlı çocukların eğitimine destek
vermektedir.(10)



Uluslararası arenada devlet dışı aktörlerin rolünün giderek artmasına bağlı
olarak sivil toplum kuruluşları ulusal sınırların ötesine geçmeye başlamıştır. STK’lar,
kamu diplomasisi çalışmalarında devletlerin en önemli ortakları haline
gelmiştir. Bu bağlamda Eylül 2012 verilerinde göre Güney Kore Dışişleri
Bakanlığı’na kayıtlı 750 STK da sahip oldukları uluslararası bağlantılarla
kamuoyu oluşturma ve lobicilik faaliyetleri aracılığıyla kamu diplomasisine
destek vermektedir.



Sonuç Yerine



Kamu diplomasisi çalışmalarına geç başlamasına rağmen yumuşak güç bağlamında
Güney Kore’nin elinin güçlü olduğunu ifade etmek mümkündür. Kore dizi ve
filmlerinin tüm dünyada ilgi ile takip edilmesi bu ülkenin kültürüne olan
merakı artırdığından yabancıları bu ülke hakkında daha detaylı bilgi edinmeye
ve hatta ülkeyi seyahat rotalarına dahil etmeye itmektedir. Popüler kültürün
dışında uluslararası etkinliklerde yer alma, önemli organizasyonlara ev
sahipliği yapma, yabancı öğrencileri ülkeye çekecek burs ve değişim
programlarını artırma, sosyal sorumluluk projelerinde yer alma, BM görev
güçlerini destekleme, kalkınma yardımlarını artırma gibi ülkeye olumlu imaj
kazandıracak faaliyetler de göze çarpmaktadır.



En geniş kapsamlı uluslararası tanınırlık ölçü sistemi olarak bilinen
Anholt-GfK Roper Ulusal Marka Göstergesi’ne göre, Güney Kore 2008’de 33. sırada
yer alırken 2010’da 30., 2011’de ise 27. sıraya yükselmiştir.(11) 2012’de ise
Güney Kore’ye ilişkin sonuç yayımlanmamıştır. Bu sonuçlar Güney Kore’nin marka
değerinin ve imajının artma eğiliminde olduğunu göstermektedir. Ayrıca BBC
World Service tarafından Mayıs 2012’de yayımlanan araştırma sonuçları da
uluslararası kamuoyunun Güney Kore algısının olumlu anlamda geliştiğini
vurgulamaktadır.(12) 21 ülkede yapılan araştırmada 15 ülkenin halkının Güney
Kore’nin uluslararası arenadaki etkisini olumlu gördüğü saptanmıştır ki bunlar
arasında Japonya, Çin, Endonezya gibi bölge ülkelerinin olması özellikle
önemlidir. Fakat Peru, Brezilya, Meksika, İspanya ve Almanya gibi ülkelerin ise
nispeten olumsuz algıya sahip olduğu görülmektedir ki bu da Seul’ün kamu
diplomasisi faaliyetlerini sürdürürken Avrupa ve Latin Amerika’ya özel önem
vermesi gerektiğine işaret etmektedir.



Son olarak belirtilmesi gereken, son yıllarda aktif bir kamu diplomasisi süreci
başlatmış olan Güney Kore’nin bu süreci sınırlandıracak bir takım faktörlerle
karşı karşıya olduğudur. Örneğin, Seul kamu diplomasisinin bir parçası olarak
“Global Kore” ve “Dinamik Kore” gibi zihinlerde pozitif imaj canlandıracak
sloganlar kullanmaya çalışmıştır. Fakat bu sloganlar gerçeği yansıtmadığı
gerekçesiyle eleştirilmiş ve dolayısıyla olumsuz bir yansımaya yol açmışlardır.
Zira Güney Kore’de yabancıların iş bulmakta, Korelilerle evlenmekte ve toplumda
belli yerlere gelmekte sıkıntı yaşıyor olmasının “Global Kore” sloganıyla
örtüşmediği vurgulanmaktadır.(13)



Ayrıca ulus markalaşma bağlamında yerel yönetimlerin bir bütün olarak ülke
üzerine yoğunlaşmak yerine kendi şehirlerini öne çıkarmaya çalışması
koordinasyon eksikliğini gözler önüne sermektedir. Yine STK’lar ile hükümet
arasında tam bir koordinasyonun olmayışı STK’ların faaliyetlerinin sınırlı
kalmasına sebep olmaktadır.(14)



Öte yandan politikacılar arasında kamu diplomasisi çalışmalarında Güney
Kore’nin geleneksel mi yoksa çağdaş yönünün mü vurgulanacağı konusunda
anlaşmazlık mevcuttur. Örneğin Ulus Markalaşma Başkanlık Konseyi Başkanı Euh
Yoon-dae, turizm kampanyalarında tarihsel yönün ön planda tutulabileceğini
ancak kamu diplomasisinde çağdaşlığın vurgulanması gerektiğini, aksi takdirde
Güney Kore’nin halen gelişmekte olan bir ülke olarak algılanabileceğini dile
getirmektedir.(15)



Dünyaca ünlü büyük markalar, doğdukları ülkelerle ilişkilendirilmekte ve
ülkelerinin yurtdışındaki imajlarına katkıda bulunmaktadır. Örneğin; Sony,
Toyota, Mitsubishi ve Toshiba gibi markalar Japonya’nın teknolojik bakımdan
ileri ve güvenilir ürünler üreten ülke olduğu yönündeki imajı
güçlendirmektedir. Ancak bilgi eksikliği nedeniyle Güney Kore’nin ünlü
markaları çoğunlukla bu ülke ile ilişkilendirilmemektedir.



Başarılı bir kamu diplomasisi izleyen Güney Kore’nin bu süreçteki artı ve
eksileri, bu alandaki uygulamalarını Ocak 2010’da Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü’nü
tesis ederek kurumsallaştıran Türkiye’ye fikir vermesi açısından önemlidir. Bu
bağlamda, dünya çapında Türkiye temalı ilgi çekici yarışmaların düzenlenmesi,
Türk dizi ve filmlerinin gösterildiği ülkelerde Türk sanatçı ve ünlülerinin
katılacağı etkinliklerin organize edilmesi, yakın coğrafya başta olmak üzere
Türk dili ve kültürü eğitim merkezlerinin artırılması, yurtdışındaki STK’larla
koordinasyon halinde çalışmalar yapılması, eğer slogan kullanılacaksa ülkeyi
doğru ve iyi yansıttığından emin olunması ve kamu diplomasisine özel sektörün
katılımının teşvik edilmesi sayılabilir.