SİYASET & DIŞ POLİTİKA

ORTADOĞU DOSYASI /// NECDET BULUZ : “Türkiye-Ortadoğu ilişkilerinin dünü, bugünü, yarını…”


“Türkiye-Ortadoğu
ilişkilerinin dünü, bugünü, yarını…”


NECDET BULUZ


Zafer Karadağ
Çin’in en önemli ticaret kentlerinden Şanghai’de Türk-Çin ticaret ve turizminin
gelişmesi yolunda çok büyük çaba gösteren kardeşlerimizden birisidir.
Karadağ’ın bazı izlenimlerini ve yazılarını köşemize taşıyoruz.


Geçenlerde
26.Genelkurmay Başkanımız İlker Başbuğ Paşa beraberinde Balanlı ve Sağdıç
Paşalarla Shangai’ye gitti. Burada önemli bazı konuşmalar da yaptı. Zafer
Karadağ, bu izlenimleri ve görüşlerini sosyal medyada bizimle de paylaştı.


Önemsediğimiz
bu etkinlik ve görüşleri biz de bugün sizlerle paylaşmak istedik:


“Çin’de
ailecek yaşadığımız 13’üncü yılımızda unutulmaz iki gün geçirdik.


Emekli
olmasına ve fetö kumpası nedeniyle yıllarca hapis yatmasına rağmen, yüreğinden
hiç eksilmeyen Vatan sevgisiyle, zor günler geçirmekte olan karamsar Halkımıza
umut aşılamak için, adım adım Türkiye’yi dolaşıp konferanslar veren değerli
komutanımız, Türkiye’nin 26. Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ,
hedef büyüttü ve yurt dışında da konferanslar vermeye başladı.


Kıbrıs,
Almanya ve Amerika’da verdiği konferanslardan sonra, bu defa Çin seferine çıkan
Başbuğ Paşa ile birlikte, yine Fetöcülerin ayak oyunları yüzünden 3 yıl hapis
yatmakla kalmayıp, Hava Kuvvetleri Komutanı olması da engellenen, Harp
Akademileri eski komutanı emekli Orgeneral Bilgin Balanlı ve Deniz Kuvvetleri
Komutanı olması beklenirken 40 ayını cezaevinde geçiren, Güney Deniz Saha eski
komutanı emekli Koramiral Kadir Sağdıç’ı, “Mustafa Kemal’in Şanghay’daki
askerleri” olarak ağırlamanın gururunu ve mutluluğunu yaşadık.


Önce Şanghay
Üniversitesi’nde, ertesi gün de bir Türk lokantasında dinleme fırsatı
bulduğumuz değerli Paşalarımız, önce konferansın ana konusu olan “Türkiye ve
Ortadoğu ilişkilerinin dünü – bugünü ve yarını” üzerine etkileyici birer
konuşma yaptılar, özellikle Sağdıç Paşa yaptığı zengin sunumla bize, binlerce
yıllık bir Ortadoğu tarihi turu yaptırdı.


Daha sonra
İlker Paşam, Atatürk’ün özellikle devrimci kişiliğini ve “Yurtta sulh, cihanda
sulh!” ilkesiyle ortaya koyduğu barışçıl kimliğini o kadar güzel anlattı ki,
salondaki Türkler kadar Çinli dinleyiciler de dakikalarca alkışladılar.
Konuşmasının sonunda Atatürk ile Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurucusu Mao
Zedung’un benzeşen devrimci özelliklerine dikkat çeken ve Mao’nun Atatürk
sevgisine vurgu yapan İlker Paşa, Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü’ne
üyeliği, uluslararası terör konusunda işbirliği, 15 Temmuz’da yaşadığımız darbe
girişimi, Suriye’deki Fırat Kalkanı harekatı, Türkiye ile Çin arasındaki dış
ticaret açığı, Çin’in çok önem verdiği “Bir kuşak, bir yol” projesi,
Güneydoğu’da yaşanan çözüm süreci, Türkiye’de Ordu ve siyaset ilişkileri ile
Amerika’daki Trump dönemi ve daha pek çok konuda değerlendirmelerde bulunduktan
sonra, sorunların çözümünü sadece demokraside aramamız gerektiğini fakat güçlü
bir demokrasi için de daha fazla örgütlü olmamızın şart olduğunu söyledi.


Hapisten
çıktığından beri verdiği sayısız konferansla yetinmeyip bilgi, tecrübe ve
görüşlerini kaleme aldığı kitaplarıyla da ışık saçmaya devam eden İlker
Paşa’mın karşısına geçip, “Çin’deki Fenerbahçeliler Derneği adına da
hoşgeldiniz diyorum Paşam” dedikten sonra, bugüne kadar yazdığı kitapların
hepsini birden önüne koydum ve imzalamasını rica ettim.

Paşalarımızın üçünün de Fenerbahçeli olması tabii ki bizi daha da mutlu etti.


Bu arada,
Balanlı Paşa konferans için taktığı üzerindeki Fenerbahçe kravatını, Hasdal
Cezaevi’nde birlikte hapis yattığı Fenerbahçe Başkanı sayın Aziz Yıldırım
tarafından hediye edildiğini söylediğinde, hepimiz hüzünlendik ve 3 Temmuz
sürecinde dik duran, onurlu Fenerbahçe Taraftarının birer ferdi olmanın
gururunu bir kez daha hissettik.


Paşalarımız,
her iki toplantının sonundaki soru-cevap kısmında yöneltilen siyasi sorulara
karşı çok net bir tavır sergilediler ve kendilerinin partiler üstü olduğunu, bu
nedenle de iktidarda olsun, muhalefette olsun, Türkiye’deki partilerle ilgili
destekleyen ya da eleştiren söylemlerde bulunmadıklarını vurguladılar.


Son olarak,
sadece kendilerinin konuşmasının doğru olmayacağını, Şanghay’da yaşayan
Türkler’i de tanımak ve düşüncelerini öğrenmek istediklerini söyleyen İlker
Paşam’a ben de iki kez görüşlerimi aktarma fırsatı buldum.


Mikrofonu ilk
aldığımda, Zafer Karadağ olarak yıllardır kurulması için gayret sarfettiğim,
Şanghay Türk Ticaret ve Lojistik Merkezi’nin, Türkiye’nin Çin’e ihracatı
artırma yolunda çok önemli katkılarda bulunabileceğini, bu sayede utanç verici
boyutlara ulaşan dış ticaret açığımızın azaltılması için Ülkemizden Çin’e daha
çeşitli ürünlerin, daha fazla miktarda ihraç edilebileceğini ifade etmeye
çalıştım.


İkinci kez söz
aldığımda ise, İlker Paşa’mın salondaki herkese yönelttiği;


– “Bu Çinliler
ne kadar sakin insanlar, biz niye öyle sakin olamıyoruz?” sorusuna, bir başka
soruyla cevap vereceğimi söyledim ve dedim ki;


– “Paşam, bu
sakinlik karşılaştırmasını yapmak için önce size bir örnek vereyim. Ben 2004
yılında Şanghay’a yerleştiğim zaman, sadece iki metro hattı ve 30 tane istasyon
vardı, oysa bugün 14 metro hattı ve yaklaşık 400 tane istasyon var, yetkililer
2020 yılındaki hedefin 22 hat ve 1.000 istasyon olduğunu açıkladılar. Ne var
ki, 12 yıldır büyümesini gıpta ile izlediğimiz bu metro ağının hiç bir
aşamasında, yani bir hat veya istasyon açılışında, ne Çin Devlet Başkanının, ne
Başbakanın, ne bir Bakanın, ne bir Belediye Başkanının, ne de her hangi bir
müdürün açılış töreni düzenlediğini görmedik. Çünkü Çin’deki Devlet anlayışına
göre, metro yapmak Halka hizmet etmek için yöneticilerin üstlendikleri sıradan
görevlerden biridir ve bunun için gösterişli bir tören düzenlemek AYIPTIR!
Çinliler de bunu böyle kabul ettikleri için, şimdiden 700 kilometrelik bir
örümcek ağına dönüşen Şanghay metrosuna “sakin sakin” binip, tadını
çıkartıyorlar.


Geride
bıraktığım 12 yılda, ihracatın artması, turizmin gelişmesi, yatırımcı çekmek,
kültür faaliyetleri vs… hakkında çok tecrübe edindim, dolayısıyla söyleyecek
çok şeyim birikti, ben de her fırsatta bunları yazıyor ve söylüyorum, fakat ne
yazık ki 14 yıldır güzel Ülkemde çıkardığımız bu seslere pek kulak vermiyorlar.
Ama olsun, ben yine de hazırladığım projelerim ve naçizane çabalarımla Ülkeme
hizmet etmeye devam edeceğim çünkü sizin büyük Atatürk’ü referans göstererek
söylediğiniz gibi, bireyler olarak bizlerin de Ülkemizi sıkıntılardan
kurtaracak gayretler içinde olmamız gerekiyor. Bu bilinçle ben ve ailem,
öncelikle kendi evimizin önünü temiz tutmaya ve elimizden geldiğince katkı
üretmeye çalışıyoruz.”


Üç değerli
Paşamızı Şanghay’a getirerek, biz Çin’de yaşayan Türklere büyük bir mutluluk
yaşatan bu etkinliğin mimarları sayın Adnan Akfırat ve Prof. Dr. sayın Guo
Changgang başta olmak üzere, katkıda bulunan herkese çok teşekkür ederim.


Ben, her şeyi
Devletten beklemememiz gerektiği bilinciyle çabalarımı ve mücadelemi
sürdürüyorum. Bu bağlamda geçen ay ilkini düzenlediğim; “Türkiye – Çin
İlişkilerinin Gelişmesine Sivil Katkı” toplantıları ile de, iki ülke arasındaki
sorunların azalması ve dostluğun gelişmesi adına durum tespiti yapmaya ve çözüm
önerileri üretmeye devam edeceğim.


Öte yandan,
Shanghai Karya International Trading Co. Ltd. olarak şirketimizin en önemli üç
projesi olan;


– İçeriği
www.Gen-Turk.com adresinde yer alan Türk ihraç ürünleri fuarı projemizi,


– Şanghay Türk
Ticaret ve Lojistik Merkezi projemizi ve


– Çok daha
fazla Çinli turisti Türkiye’de ve özellikle Muğla’da ağırlamak üzere
geliştirdiğim turizm projemizi hayata geçirmek, böylece Türkiye ile Çin
arasındaki dış ticaret açığının azalmasına katkıda bulunmak için gecemi
gündüzüme katıp çalışıyorum.


Son yıllarda
Ülkemizde yaşanan sıkıntılar nedeniyle Halkımızın karamsarlığına anlayış
göstermemiz gerekiyor, fakat bunun umutsuzluğa dönüşmesine ASLA izin
vermemeliyiz.”


necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz