Mehmet Ali DEMİR : Siyasi İslam Özgürlükçü Avusturya İçin Bir Tehdit
31-05-2023
Cumhurbaşkanlığı seçimi 2. turundan Erdoğan, yeniden Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı seçildi. Erdoğan’ın kazanması sonrası Avusturya’da ve Avrupa’nın birçok ülkesinde ‘Allahü Ekber’ naraları atıldı. Sokaklara çıkan siyası İslamcılar arasında, ‘Viyana kapılarına yeniden dayanacağız’ diyenler bile çıktı. Yani bırakın yaşadığı ülkeye entegre olmayı, Osmanlı sevdalıları ülkeyi tekrar işkâl etme sevdasında.
Başkent Viyana’da 2020’de meydana gelen olaylar daha dünkü gibi aklımızda. Gazeteci Nurettin Civandağ, bir grup faşist çetecinin saldırısına uğramış, işkal binası bu çeteciler tarafından içindeki insanlar ile birlikte yakılmak istenmişti.
Avusturya’da İslami kurumlara bağlı çocuk yuvalarında ve camilerde Kuran kurslarında çocuklara radikalizm öretiliyor. Şunu asla söylemiyorum, bu kurumlar kapatılmalı. Buralar tabiki açık olmalı ve insanlar kendi inancını öğrenmeli ama buralar Türkiye’deki siyaset yapan siyasi İslamcıların emellerine hizmet eden yuvalar olmamalı. Buralardaki öğretmenler sürekli denetlenmesi, cami imamları denetlenmeli ve bunlar Avusturya’da okumuş, yetişmiş kişilerden olmalı ve sıkı denetlenmeli. Bu ülkede yaşayıp bu ülkenin tüm haklarından yararlanıp ülke insanlarını inançlarında dolayı ‘kafir katli vaciptir’ diyen bir kuşak yetiştiriliyor, bilmem farkında mısınız? Camilerde kaçak Kuran kurslarına izin verilmemeli, Kuran kursları devlet denetiminde olmalı, gerekirse bu konuda Avusturyalı öğretmenler yetiştirilmeli. Çünkü biliyoruz ki birçok camide küçücük çocuklar cuma günü camilerde alınıp pazar gününe kadar çocuklar caminin bir bölümünde yatılı bırakılıyor ve buralarda bu çocuklara radikalizm öğretiliyor. Ayrıca bu çocukların tacize uğrama tehlikesi de bulunmaktadır, tıpkı Türkiye’de olduğu gibi. Siz buraları denetlemezseniz Avusturya’da doğan bu çocukları asla entegre edemezsiniz.
Tabii bunlar yapılırken, İslam’da reform adı altında Müslümanların sahip olduğu değerlerin sakıncalı ve bir o kadar da tehlikeli olarak kamuoyuna lanse etmek asla kabul edilir bir şey değil. Böyle yapmanız bu ülkede İslam düşmanlığı yaratmaktan başka bir işe yaramaz. Ayrıca bu tutum Avusturya aşırı sağını ve toplumunda var olan önyargıları belli amaçlar doğrultusunda kullanılmasına hem de bu önyargıların yoğunlaştırılmasına neden oluyor ki bu asla kabul edilebilir bir şey değil. Devlet, diğer inançlarda olduğu gibi İslami değerlere de saygı duyarak laik bir toplumda inançların nasıl yapılması gerektiği gibi yapılması için üstüne düşeni yapmalı. Buralara önemli bütçeler ayrılarak öğretmen imam yetiştirilmesi, illegal kurs ve yatılı Kuran kurslarına izin verilmemeli, legal olanlar sık sık denetlenmesi, orada ders veren öğretmeler istibatlar örgütler tarafında gözetim altında tutulmalı. Ülkü Ocakları ve Osmanlı Ocakları gibi aşırı sağcı, ırkçı örgütler mutlaka denetlenmeli ve bunlara müsemma tanınmamalı. Eğer siz bunları yapmaz iseniz bu ülkede değil 2. kuşak 10 kuşak insanları dahi entegre edemezsiniz ve bu ülkede radikalizmi engelleyemezsiniz. Bu sorunları şu an seçim olduğu için Türkiye örneğini üzerinden verdim ama bu tüm siyasi İslam savunucuları için geçerlidir.
Mehmet Ali Demir