Türk Silahlı Kuvvetleri, Genelkurmay Başkanlığı, YAŞ ve Türk Ordusunun DURUMU …
(Ne güzel ülkede Askeri vesayet yok ve Asker siyasete karışmıyor)
***
Herşeyin sadece adı kaldı. İçleri ise tamamen boşaltıldı.
Adı ; Yüksek Askeri Şura (YAŞ).
Gerçekte ise sivil şura. Hatta tek bir kişi. Çoğunluk orduyla hiçbir ilgisi olmayan sivil bakanlarda. Arka arlaya yapılan değişikliklerle, Askerin hiçbir söz hakkı bırakılmadı. Karar alıcı ise tek bir kişi. Aslında YAŞ’ ı ve Genelkurmay Başkanlığını tamamen kaldırmak istiyorlar. Ancak gelecek tepkiden çekindikleri için işlevsiz hale getirip, fiilen kaldırdılar.
Önceden, teamül, ilke, prensip ve geleneklere göre YAŞ toplantısı 3 gün sürerdi.
Şimdi ise 1-2 saatte iş bitiyor.
Önceden askeri sekreteryası vardı. Ordu komutanları, Jandarma Genel Komutanı ve TSK’daki tüm orgeneral ve oramiraller YAŞ üyesiydi. Artık hiçbiri yok.
Genelkurmay Başkanlığının kuvvet, ordu, kolordu ve sıralı birlikleri üzerindeki tüm yetki, görev ve eşgüdümü kaldırıldı. En son askeri kamplar ve orduevleri bile MSB’ye bağlandı.
Jandarma Ordudan koparılıp kır polisi, Sahil güvenlik ise su polisi yapılıp Içişleri Bakanına bağlandı. Ne olduğu belirsiz sivil kişiler, garip ve anlaşılmaz bir şekilde askeri makamlar haline getirildiler.
– Genelkurmay Başkanı, adeta Cumhurbaşkanı askeri danışmanı oldu.
– Kuvvet Komutanları ve sıralı birlikler direk ve ayrı ayrı olarak Milli Savunma Bakanına bağlandı.
– Askeri Liseler, Askeri yargı ve Askeri Hastaneler kapatıldı.
– Harp Okulları sivil bir rektöre bağlandı.
– Harp Akademileri kapatıldı, Harp Enstitüleri olarak açılıp, sivil bir rektöre bağlandı.
– Yüksek Askeri Şura, Yüksek Sivil Şuraya döndürüldü, bazı terfi ve emeklilikleri Kuvvet Komutanları dahi Cumhurbaşkanı KHK’lerinden öğrendi.
– Yedi yılda yetiştirdiğiniz subaylar, bir ara altı ayda yetiştirilmeye başlandı.
– 30 Ağustos Zafer Bayramında, Ankara’da partili Cumhurbaskanı, İllerde ise valiler kabul ediyor tebrikleri.
– Ordu halktan kopartılıp, görünür olmaktan çıkartıldı.
– Ordunun hazırladığı projeler; bazı özel şirketlere ve kişilere verildi.
Bu liste, yapılan düzenlemeler ve diğer hususlar daha ciltlerce sıralabilir….
***
M.Ö. 209 yılında kurulan ve 2228 yıllık geçmişi bulunan Türk Kara Kuvvetleri, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin, devletimizin ve vatanımızın belkemiği ve asli gücüydü.
Ordumuzun temeli disiplin, eğitim, onur, saygınlık ve bağımsızlıktı.
TSK’nin saygınlığı, birliği, disiplini, milli yapısı ve kurumsal bütünlüğü, bu zorlu coğrafyadaki tek güvence ve en büyük teminatımız iken, maalesef yaşanan süreçte, TSK paramparça edilmiştir.
Ergenekon ve Balyoz süreçleriyle TSK’nın manevi saygınlığı yok edilmiş, kadim, koca ve muzaffer milli ordu, önce terör örgütü olarak ilan edilmiş, işbirlikçi hainlerce ve ortaklarınce kozmik odalarına girilip servis edilmiş, Genel Kurmay Başkanı, komuta kademesi ve tam bağımsızlıkçı ve devletçi paşalar tutuklanmış ve Ordudan tasfiye edilmişlerdir. Yerlerine iktidarca getirilen bir kısım hain soysuzların, farklı kılıklara girip ipin altında da üstünde de oynamaları sonucu yaşanan 15 Temmuz fırsat görülerek, TSK’nın maddi varlığı da paramparça edilmiştir.
En son olarak 1927 tarihli ve 1111 sayılı Askerlik kanununun kaldırılarak yerine getirilen yeni düzenleme, Türk Ordusunun ve Türk Milletinin Ordu-Millet özelliğini tamamen ortadan kaldırmaktadır.
TSK her türlü siyasi tartışmanın ve hesapların dışında ve üstünde tutulmalı, ordunun terfi, teamül ve geleneklerine tamamen uyulmalı, YAŞ ve MGK konusunda anayasaya uygun hareket edilmeli, ordu içerisinde SİYASET, MEZHEP, TARİKAT ve CEMAAT yapılanmalarına asla müsaade edilmemeli, liyakat ve ehliyete tam olarak uyulmalıdır. 1834 yılında kurulan Şanlı yuva Kuleli, Maltepe ve Işıklar gibi Askeri okullarımız, Ordumuzun beyni ve bel kemiği olup, aynı şekilde, derhal geri açılmalıdırlar. Ordudan ayrılan eğitim, yargı, sağlık, jandarma, sahil güvenlik ve diğer tüm parçalar, tekrar asıl gövdeye eklenmelidir.
Asla unutulmamalıdır ki, milli ordusu olan ülkeler ve milletler asla yıkılmazlar.
TSK ile ilgili yapılan ve yapılacak olan her türlü düzenlemelerde, ordumuzun tarihi geçmişi, saygınlığı, disiplini, milli yapısı ve bütünlüğü, bir an için dahi göz ardı edilecek olursa, bunun faturasını çok ama çok ağır öderiz. Genelkurmay, kuvvet komutanlıkları ve ordu komutanlıkları arasına, başkaca konulacak sivil kişi ve kurumların, bu yapılar arasındaki bütünlüğe zarar vereceği ; teamül, prensip, liyakat ve ehliyetle değil de, başkaca sair amaçlarla yapılacak atama, terfi, disiplin ve adli işlemlerin sonuçları, tarihimizde çok acı olaylar, ağır hezimet ve yenilgilerle sabittir. Tarih boyunca bağımsızlığımızın ve özgürlüğümüzün teminatı, devletlerimizin kurucusu, Büyük Türk Milletinin çelikleşmiş iradesi, modernliğin ve gelişmenin öncüsü hep Ordumuz olmuştur.
Emperyalizmin, siyonizmin, haçlı zihniyetinin, sızmaların ve içteki hain ortak, işbirlikçi ve piyon irticai ve bölücü yapıların, feto-festö örgütünün ve ortaklarının ilk ve en büyük hedefi, her zaman TSK olmuştur.
Ergenekon, Balyoz vb. hainliklerle yara alan Ordumuzun ve Mensuplarının iade-i itibarı tam ve eksiksiz olarak yapılmalıdır. Bu nedenlerle, bedelli askerlik uygulaması son bulmalı, profesyonel ordu kumpasına ve tuzağına düşülmemeli, emir-komuta zincirine zarar verilmemeli, TSK’nin üniter, laik ve işin özelliğinden gelen özerk yapısı yeniden sağlanmalıdır.
Ne yaparlarsa yapsınlar, bu milletin yüreğindeki asker, vatan ve ordu sevgisi bitmez. Bunun için Ordu Peygamber Ocağı, Asker Mehmetçik olarak adlandırılır, askerliğini yapmayana kız verilmez ve evlendirilmezdi. Ordumuzun disiplini, milletimizin Mehmetçiğe olan sevgisi ve güveni, yüzyıllar boyunca büyük Türk Milletinin en büyük iftiharı olmuştur. Ordu millet geleneğinin en büyük tezahürü olan TSK, göz bebeğimizdir.
En son 6 Şubat depreminde perde arkasında yaşanan gerçekler bilinmektedir.
GERÇEK AMAÇ ve NIYETİ, 100 yıldır Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarının niye Türk Silahlı Kuvvetlerini hedef tahtasına oturttuğunu, şu anda içteki ve dıştaki tüm ortak ve işbirlikçileriyle birlikte zafer çığlıkları attıklarını görüyoruz ve biliyoruz.
Milletin bir kısmı ise yaşananlardan ve yapılanlardan tamamen bi haber…
Herkesin bir hesabı varsa, bir de hesap sahibinin hesabı var.
Bakalım görelim Mevlam neyler, neylerse güzel olur.
Gelin binmiş deveye, gör kısmeti nereye…
***
SAYIN HALKIMA SON BİR SORU:
CUMHURİYET REJİMİ Mİ VAR YOKSA MONARŞİ Mİ?