Mor Salkımlı Osmanlı
Eylül 21, 2024
***
Mor Salkımlı Ev, Halide Edib Adıvar’ın kendi hayatını anlattığı bir anı kitabı. İlk bölümde daha çok çocukluğunu, bir roman tadında okuyoruz. İkinci bölüm ise tamamen Osmanlı’nın 1900’lü ilk yıllarının başından, 1920’li yıllara uzanan bir panoramasını sunuyor. Halide Edib’in çocukluğu ve Osmanlı’nın son dönemleri, olayın ironisini oluşturuyor.
Halide Edib’in çocukluğunu okurken, hayatının nasıl şekillendiğini anlamak mümkün. Annesiz büyüyen bir çocuğun, bütün ihtiyaçları karşılanmasına rağmen dolmayan boşluğu hissediyorsun. Annesizlik, Halide’yi duygusal zekâsı yüksek bir çocuk yapmış. Tabi bunda, kendi babasının Osmanlı bürokratı olması ve anne tarafından yine İstanbul kültürüyle yetişmesi etkili olmuştur.
Mor Salkımlı Ev, Halide Edib Adıvar
Mor Salkımlı Ev, çocukluk yıllarında devreye giriyor. Koşup oynadığı, her evde izini aradığı bu Mor Salkımlı Ev aslında “haminne” diye hitap ettiği anneannesinin evi. Halide’nin şansı, annesini kaybetse de anne kokusunu aldığı anneannesiydi. Belki de bu yüzden Mor Salkımlı Ev sadece fiziki özelliğiyle bağlandığı bir yer değil, ruhsal olarak Halide’nin uğrak noktasıydı. Bu nedenle Mor Salkımlı Ev, Halide için sadece çocukluğunun geçtiği güzel bir ev olarak kalmaz, bütün hayatını etkisi altına alan bir sembol haline geliyor.
İkinci bölüme ise ben Mor Salkımlı Osmanlı demek istiyorum. Halide’nin çocukluğunda Mor Salkımlı Ev nasıl etkisini hissettiriyorsa; 1900’lü yılların dünyadaki siyasi ve sosyolojik değişim atmosferinde savrulan, durulan, yanan, pişen bir Osmanlı görüyoruz. Günümüzde “Türkiye gündemi hiç durulmuyor! ” diyoruz ya, Osmanlı’nın o döneminin yanında solda sıfır kalır. 1908 yılında darbeyle ll. Meşrutiyet’in ilan edilmesiyle ilk önce hürriyet rüzgarı esip geçse de daha sonra dünyadaki siyasi konjonktür tıpkı bir tespihin ipinin kopup boncuklarının dağılması gibi dağıtıyor Osmanlı’yı. Sanırım ll.Abdülhamid’in baskıları tespihin dağılmaması için son çırpınışlardı.
Tarihi, tarih kitaplarının yanında iyi romancılardan okumak insana ayrı bir zevk veriyor. Tarih kitaplarında aldığım bilgilerin altında ne varmış, onu görüyorsun. Bu, bir tencerenin kapağını açıp yemeği kendi gözlerinle görmek, kokusunu hissetmek gibi bir şey. Mor Salkımlı Ev bana bunu hissettirdi. Osmanlı’nın son dönemlerinde neler yaşadığını daha çok anlamlandırdım. Bu dönem sefaletin ve karmaşanın yanında eğitimde, kadın haklarında çağdaşlaşmanın ilk adımları atıldığı dönemler. Aslında Mor Salkımlı Osmanlı yerini, yeni Türkiye Cumhuriyeti’ne bırakmanım hazırlıklarını yapıyor.
Halide Edib’e tekrar gelirsek mizacı, annesizliği ve babasının Osmanlı bürokratı olması, yazar olmasını şekillendiren başlıca unsurlar. O dönemin en iyi yazarlarından, bilim adamlarından özel dersler alıyor. Osmanlı bürokrasisini ve entelektüel çevresini yakından tanıyan bir Beyaz Türk. Beyaz Türklerin eğitim ve sosyal hayatlarında istediklerini yapabilen imkânlarını görünce rahatsız olmadım ve kıskanmadım değil. Her insanın sahip olamayacağı bir olanaklar cenneti. En kötü halde bile sana yollar, evler, tanıdıklar açılıyor. Örneğin, 31 Mart Vakası’nda Halide Edib’i öldürmek isteyen isyancılardan yine onların içinden bir duyumla, kaçarak vapurla Lübnan’a geçiyor ve babasının oradaki tanıdıklarına yazdığı bir mektupla aylarca kalabiliyor. Sanırım bu imkânlara sahip olmayan bir yazar, çoktan öldürülmüştü. En iyi ihtimal perişan olmuştu.
Kendisi Amerikan Koleji‘nde okuduğu için Avrupalı entelektüel çevreyle ilişkisi başlıyor. Oradaki hocaları sayesinde Avrupalı yazar ve bilim adamlarıyla tanışıyor. Hatta o zamanlar daha yıldızı parlamamış yazarların ve bilim adamlarının evlerine, arkadaş sohbetlerine konuk oluyor. Bertrand Russell bunlardan biri.
Elbette Beyaz Türk olması Halide Edib’in bir seçimi ya da bir suçu değildi. Kader, şans, doğal seçilim… Hangisine inanırsak inanalım, sonuç aynı: Herkes aynı sınıfta doğmuyor. Halide Edib, bütün bu imkânlarını, hem kendini hem de toplumunu genişletmeye çalışarak kullanıyor. Ayrıca, Osmanlı ve Avrupa’daki entelektüel çevreyle ilişkisi sadece bağlantılarının ve imkânlarının olmasından değil, çocukluğundan beri kendisini iyi yetiştirmiş olmasından kaynaklanıyor. Genç kızken yaşıtlarının doğal olarak aklı bir karış havadayken, Halide ülke ve dünya meselelerine kafa yoruyor. Zaten çocukluğunda kendini bir çocuk gibi görmüyor. İnsanları,olayları gözlemliyor. Aile çevresinin çoğu yazar ve bürokratlardan oluşması, onlarla sürekli sohbet etmesi Halide’nin zihinsel gelişimini sağlayan basamaklar.
Halide Edib’in aydın bir Türk kadını olarak milliyetçi akımlardan etkileniyor. Bu milliyetçilik, hoşgörü ve özgürlükçülüğe dayanıyor. Ermeni dostları var. Ermeni kültüründen, özellikle müziğinden hoşlanıyor ve saygı duyuyor. Arap dünyasını, orada eğitim çalışmaları yaptığı için çok iyi biliyor. Lübnan ve Suriye’deki eğitim çalışmalarında Halide Edib’in çok büyük katkıları ve emekleri var. Günümüzde savaş ve kaosla boğuşan Suriye ve Lübnan’ın halini görse, Halide Edib ne düşünürdü acaba?
Halide, yetimlerin sahiplenilmesi ve eğitimi konusunda canhıraş çalışıyor. Annesiz olmasının ve bu nedenle duyduğu empatinin, böyle bir yönelime sahip olmasında etkili olduğunu düşünüyorum. En çok Lübnan’da bir yetimhanede Doktor Lütfi Kırdar’la el ele verip yaptığı mucizevi değişim, takdire şayan.
Halide Edib, hem kendi mizacından kaynaklanan hassaslıkla hem de sahip olduğu bilgi birikimiyle imkânlarını topluma harcamış bir yazar ve aydın. Fikirleri günümüzde bile çok ilerici ve demokrat, Özellikle bir kadın olarak kendine güvenen, fikirlerini ortaya koyan, çok değerli bir insan. Yazarlığını ve sosyal çalışmalarını, daha ilerici toplum oluşturmaya katkı sağlamak için yapmış, idealist bir kadın.
Mor Salkımlı Osmanlı’ya gelince, karmaşa ve sarmal içindeki bir sarmaşığın içinde, yaşlı bir Osmanlı’nın bahçesinde kaybolup duruyoruz. Okurken “Bu iş nereye gidecek?” diye düşünüyoruz. Okuduktan sonra zaman, her şeyde olduğu gibi bu kargaşayı da bir sonuca bağlıyor. Şimdi gözümü açtığımda ağır aksak da olsa bir kadın olarak özgür bir cumhuriyetteyiz. Ruhun şad olsun Halide Edib Adıvar. Teşekkür ederiz bize Mor Salkımlı Evi yazıp Mor Salkımlı Osmanlı’yı gösterdiğin için…