AMERİKA DOSYASI : Hep Yahudiler’in aldığı topraklar konuşuldu… Peki ya ABD…

Hep Yahudiler’in aldığı topraklar konuşuldu… Peki ya ABD…

Emperyalizm denilince akıllara ilk gelen ülke olan ABD, topraklarını savaş dışı yöntemlerle de genişletti… ABD’nin mevcut topraklarının yüzde 40’a yakın kısmı, kolonici güçler ve bölge ülkelerinden yıllar içinde yapılan satın almalar yoluyla elde edildi. İşte o satın almalar…

03 Eylül 2024

***

Amerika kıtasında yerlilerden alınan topraklar üzerine kurulan Amerika Birleşik Devletleri, mevcut topraklarının yüzde 40’a yakın kısmını kolonici güçler ve bölge ülkelerinden yıllar içinde yapılan satın almalar yoluyla elde etti.

ABD, bugünkü topraklarının yaklaşık beşte birine karşılık gelen kısmını “Louisiana alışverişi” ile alırken, Çarlık Rusyası’ndan satın aldığı Alaska ise topraklarının yaklaşık yüzde 17’sini oluşturdu. Grönland ve Küba topraklarını satın alma girişimleri ise ABD için başarısız oldu.

4 Temmuz 1776’da ilan edilen “Bağımsızlık Bildirgesi” ile uluslararası sistemde bir aktör olarak ortaya çıkmaya başlayan ABD, ilerleyen yıllarda topraklarını genişletme politikası izledi. ABD, bu politika için savaş dışı yöntemleri de devreye soktu.

Kuzey Amerika’da, 15. yüzyılın sonlarında Kristof Kolomb’un Amerika kıtasına ulaşmasının ardından 16. yüzyılda İspanyol, İngiliz, Fransız ve diğer Avrupalı güçler kıtada koloniler kurmaya başladı. Yerli halkların elinden savaşlar ve katliamlar yoluyla toprak alınması uygulaması 17. ve 18. yüzyıllarda hızlandı ve Avrupalı güçler kıtaya hakim oldu.

İşte ABD’nin 19. yüzyıldan itibaren satın aldığı ve satın almak isteyip de alamadığı önemli topraklar:

“LOUISIANA ALIŞVERİŞİ”

ABD’nin 1803’te, bölgeyi kontrol eden Fransa’dan Louisiana bölgesini satın alması tarihe “Louisiana alışverişi” olarak geçti. ABD, Fransa’dan 2 milyon kilometrekareden fazla bir alanı satın alarak topraklarını büyük ölçüde genişletti. 30 Nisan 1803’te Paris’te imzalanan sözleşmeyle iki ülke, 15 milyon dolar karşılığında anlaştı. Anlaşma, ABD’nin topraklarını kıtanın batısına doğru genişletmesini kolaylaştırdı.

Fransa’nın ekonomik sorunları ve Fransız lider Napolyon Bonapart’ın Avrupa’da çatışma ihtimalinin getireceği ekonomik ve güvenlikle ilgili sorunları düşünmesi “Louisiana alışverişinde” ABD’nin elini güçlendiren faktörler oldu. Satın alınan topraklar, ABD’nin bugünkü sınırlarının yaklaşık yüzde 20’sinden fazla bir alana karşılık geliyordu.

Söz konusu alışverişte ödenen tutar, 1803-2024 dönemi ortalama dolar enflasyonu yüzde 1,52 olarak alındığında, bugünün parasıyla yaklaşık 420 milyon dolara karşılık geliyor.

FLORIDA 5 MİLYON DOLAR

Florida, İspanya’nın Amerika kıtasında bulunan sömürgelerinden biriydi. Ancak, İspanya, 19. yüzyılın başından itibaren Avrupa’daki savaşların da etkisiyle bölgedeki kontrolünü kaybetmeye başladı ve yerel halkla sorunlar yaşadı. Bu dönemde ABD Başkanlığı görevinde, “Amerika, Amerikalılarındır” sözüyle tanınan ve “Monroe Doktrini”nin sahibi James Monroe vardı.

Monroe liderliğindeki ABD, 1819’da “Adams Onis” antlaşmasıyla Florida’nın İspanya hakimiyetinde olan topraklarını, İspanya’ya karşı eylemlerde bulunan vatandaşlarının neden olduğu yaklaşık 5 milyon dolarlık zararı üstelenerek devraldı. Gadsden satın alımı da ABD ile Meksika arasında gerçekleştirildi. ABD, 1854’te Meksika’dan 77 bin kilometrekareye yakın toprağı 10 milyon dolara satın aldı. Bu topraklar şu an Arizona ve New Mexico’nun bir kısmını da kapsıyor.

ALASKA SATIŞI İÇİN TEKLİF RUSLARDAN

19. yüzyılın ikinci yarısı, Kırım Savaşı’nın ekonomiye getirdiği yük, Çarlık Rusyası için zor finansal koşullar yarattı. Çarlık Rusyası, Alaska’daki topraklarını ABD’ye satmayı teklif etti. ABD, bu teklifi geri çevirmeyerek toprak satın alma geleneğine Alaska ile devam etti. Alaska toprakları, 1867’de Rus Çarlığı tarafından 7,2 milyon dolara ABD’ye satıldı. Alaska için ödenen miktar da 1867-2024 döneminde ortalama dolar enflasyonu yüzde 1,97 olarak alındığında, bugün yaklaşık 153 milyon dolara karşılık geliyor.

Bu alışverişte, dönemin ABD Dışişleri Bakanı William Seward önemli rol oynadı. Ancak Seward, o dönemde birçoklarının ağır eleştirisine maruz kaldı. ABD medyası, Alaska’nın satın alınmasını “Seward’ın aptallığı” olarak nitelendirdi. Değeri yeraltı zenginliklerinin keşfiyle artan ve bölge turizmi açısından da gelişmiş bir konuma sahip Alaska, güncel ABD topraklarının yaklaşık yüzde 17’lik bir kısmına denk geliyor.

Alaska ve Arktika bölgesinin jeopolitik önemi kendini ilerleyen zamanda çarpıcı şekilde gösterdi. ABD için Rusya’ya karşı bir “ileri karakol” avantajı sağlayan Alaska ayrıca, ABD’nin Kuzey Kutbu’ndaki, askeri varlığı ve savunması açısından da oldukça önemli bir merkez oldu. Alaska’nın en batı noktası ile Rusya’nın en doğu noktası olan Dezhnev Burnu arasındaki mesafe ise yaklaşık 80 kilometre.

Rusya Parlamentosunun alt kanadı Devlet Duması’nın Başkanı Vyaçeslav Volodin, Temmuz 2022’de “ABD, topraklarının bir parçası olan Alaska’yı asla unutmamalı. Yurt dışındaki kaynaklarımızı yönetmeye çalıştıklarında, öncelikle bizim de onlardan alabileceğimiz bir şey olduğunu unutmasınlar” ifadelerini kullanmıştı.

ABD’NİN KÜBA İLGİSİ

ABD, Küba’yı da İspanya’dan satın almak için girişimlerde bulundu. ABD’li 3 diplomat tarafından 1854’te yazılan Ostend Manifestosu’nda, ABD’nin İspanya’dan Küba’yı hızlı şekilde satın alması; İspanya’nın teklifi reddetmesi durumunda dahi Ada’nın ne pahasına olursa olsun ele geçirilmesi ima edildi.

Bu durum tepkiye neden olsa da ilerleyen süreçte Ada’da ABD etkisi artmaya başladı. Dönemin Kübalı karar alıcıları, bağımsızlık sürecinde 1903’te Guantanamo üssünün bulunduğu toprakları ABD’ye kiraladı. ABD ve Küba arasındaki ilişkiler, eski Küba Devlet Başkanı Fidel Castro’nun 1959’da yaptığı devrimden sonra giderek bozuldu. İki devlet, Soğuk Savaş döneminde farklı kutuplarda yer aldı.

VIRGIN ADALARI DANİMARKA’DAN ALINDI

20. yüzyılın başından itibaren ABD’nin stratejik olarak önem gösterdiği Karayipler bölgesinde varlığını artırmak istemesi, bu bölgedeki toprakların Washington’un dikkatini çekmesine neden oldu. ABD bunun sonucunda o dönemki ismi “Danimarka Batı Hint Adaları” olan Virgin Adaları’nın Danimarka’ya ait bölümünü 1917’de, 25 milyon dolar tutarında altın karşılığında satın aldı.

ABD, bu satın alma ile hem Karayipler’de konumu güçlendirdi hem de İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde Virgin Adaları, ABD’nin turizm açısından önemli duraklarından biri olarak ortaya çıktı.

GRÖNLAND PLANI TUTMADI

Kuzey Kutbu’nda Danimarka’ya bağlı özerk bölge olan Grönland’ın güneyinde ve batısında bulunan küçük kıyı kesimleri hariç büyük bölümü buzla kaplı. Grönland, 2 milyon 166 bin kilometrekare ile Türkiye’nin yaklaşık 3 katı yüz ölçümüne sahip ve Ada’da yaklaşık 57 bin kişi yaşıyor.

1979’da Danimarka’dan özerkliğini kazanan Grönland, dışişleri, güvenlik ve mali konularda hala Danimarka’ya bağlı durumda. Grönland’da uranyum başta olmak üzere altın ve değerli taşların yanı sıra petrol ve gaz rezervleri bulunuyor.

Eski ABD Başkanı Harry Truman, 1946’da, Grönland’ı satın almak için Danimarka’ya 100 milyon dolarlık altın teklif etti. Truman’ın teklifinden 73 yıl sonra 2019’da dönemin ABD Başkanı Donald Trump da Grönland’ı satın almak istediklerini belirtti. Konu Danimarka ile ABD arasında kısa süreli bir diplomatik krize neden oldu. Diplomatik gerilim nedeniyle Trump, Danimarka’ya yapacağı resmi geziyi iptal etti. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ise Mayıs 2021’de, ülkesinin Grönland’ı satın almak istemediğini kaydetti.

SON ÖRNEK

Son olarak Bangladeş’te protestoların ardından ülkeyi terk eden eski Başbakan Şeyh Hasina, ABD’nin Bengal Körfezi’ndeki St. Martin Adası’nı ele geçirmeye çalıştığını ve bunu kabul etmediği için iktidarda kalmasına izin verilmediğini iddia etmişti. Beyaz Saray ise Hasina’nın sözlerini yalanlamıştı.

Odatv.com