İSRAİL DOSYASI : İsrail’in Suriye Üzerindeki Stratejik Etkisi

İsrail’in Suriye Üzerindeki Stratejik Etkisi

Küresel İfşa

26 Aralık 2024

***

Suriye’nin Geleceği, Karmaşık Geçmişin Gölgesinde Şekilleniyor…

Suriye’nin geleceği, karmaşık geçmişin gölgesinde şekillenirken, küresel güçlerin çıkarları doğrultusunda yeniden yapılandırılan arenaya dönüşmüş durumda. Al-Kaide’nin uzantısı Hayat Tahrir al-Sham (HTS), Esad rejimini devirdiğinde, Suriye’nin kaderi yalnızca yerel dinamiklerle değil, aynı zamanda ABD, Rusya, İran ve İsrail gibi büyük güçlerin stratejik hesaplarıyla belirlenmeye başlaması, Suriye halkı için belirsizlik ve kaos yaratıyor. Uluslararası aktörlerin müdahale isteği, bölgedeki güç dengesini daha da karmaşık hale getiriyor.

İsrail’in Askeri Müdahaleleri: Güç Gösterisi mi, İstikrar Tehdidi mi?

İsrail’in Suriye’ye yönelik askeri müdahaleleri, sadece askeri hedefleri yok etmekle kalmıyor; aynı zamanda bölgedeki istikrarı tehdit eden güç gösterisidir. 350 füze ile gerçekleştirilen saldırılar, Suriye’nin askeri kapasitesini yok etme amacını taşıyordu. Bu durum, küresel elitlerin bölgedeki güç dengesini değiştirme çabalarını gözler önüne sererken İsrail, Suriye’nin askeri varlığını ortadan kaldırarak, gelecekteki olası tehditleri bertaraf etmeyi hedefliyor.

Golan Tepeleri: Uluslararası Hukukun İhlali

Golan Tepeleri’nin işgali, uluslararası hukukun açık ihlali olarak karşımıza çıkıyor. Ancak bu durum, küresel elitlerin çıkarları doğrultusunda göz ardı ediliyor. İsrail’in bölgedeki kalıcı varlığı, Suriye’nin geleceği üzerinde derin etkiler yaratıyor ve bölgedeki güç dinamiklerini yeniden şekillendiriyor. Golan Tepeleri’nin stratejik önemi, İsrail’in güvenlik politikalarının merkezinde yer alıyor ve bu durum, Suriye’nin uluslararası alandaki konumunu zayıflatıyor.

HTS’nin Yükselişi: Yeni Bir Dönüşüm

HTS’nin Suriye’de yeni yönetim olarak ortaya çıkması, dikkat çekici dönüşümünü göstermekte. Bu grup, geçmişteki düşmanlıklarını bir kenara bırakarak, İsrail ile gizli işbirliği içinde olabileceğini düşündürüyor. HTS’nin, Esad rejiminin düşüşü sonrası Suriye’deki yeni yönetim olarak kabul edilmesi, küresel elitlerin çıkarları doğrultusunda şekillenen senaryoyu işaret ediyor olması, Suriye’nin geleceği için belirsizlikler ve uluslararası güçlerin müdahale etme isteğini artırıyor.

Uluslararası Güçlerin Rolü: Karmaşık Tablolar

İran, Türkiye ve Katar gibi ülkelerin tepkileri, Suriye’deki durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Çünkü, İsrail’in müdahalesini kınarken, kendi çıkarları doğrultusunda hareket ediyor. Uluslararası toplumun bölge üzerindeki etkisi, stratejik hesaplarıyla şekilleniyor ve Suriye halkı için belirsizliklere neden olurken, ülkenin geleceği için öne sürülen senaryolar, kaos ve kontrol temaları etrafında şekilleniyor.

Korkutucu Senaryolar: Kaos mı, Kontrol mü?

Suriye’nin Gazze benzeri kaotik ortamına sürüklenmesi veya Batı Şeria gibi kontrol altında tutulması, küresel elitlerin stratejik hedefleriyle doğrudan ilişkilidir. Bu senaryolar, Suriye halkı için korkutucu geleceği işaret ederken, ülkenin bölünmesi, uluslararası güçlerin çıkarları doğrultusunda şekillenen durum olarak karşımıza çıkıyor. İsrail’in Suriye üzerindeki stratejik hedefleri, yalnızca kendi güvenliğini sağlamakla kalmıyor; aynı zamanda bölgedeki hegemonya arayışını da yansıtıyor.

HTS ve Geçmişin Gölgesi

HTS’nin Al-Kaide ile olan geçmişi, günümüzdeki rolüyle birleştiğinde karmaşık tablo ortaya çıkarıyor. Bu grup, geçmişteki düşmanlıklarını kenara bırakarak, yeni yönetim olarak kabul edilme çabası içinde görünüyor olması, küresel elitlerin Suriye’deki güç dinamiklerini yeniden şekillendirme çabalarını gözler önüne sermektedir. Şu da bir gerçek ki, Suriye’deki iç çatışmalar, farklı milis gruplar arasındaki güç mücadeleleriyle şekilleniyor ve çatışmalar, elitlerin çıkarları doğrultusunda yönlendiriliyor.

İnsan Hakları İhlalleri ve Sivil Halkın Durumu

Suriye’deki insan hakları ihlalleri, İsrail’in hava saldırılarının sivil halk üzerindeki etkileriyle birleştiğinde korkutucu tablo ortaya çıkarıyor olması aynı zamanda, küresel elitlerin Suriye’deki insan hakları ihlallerine karşı duyarsızlığını gözler önüne seriyor. Sivil halkın çaresiz ve zayıf durumu, uluslararası güçlerin müdahale etme isteğini artırmakta ve Suriye’nin geleceği üzerinde derin etkiler yaratmaktadır.

Belirsizlik ve Gelecek

Suriye’nin geleceği, yalnızca iç savaşın ve bölgesel çatışmaların ötesinde, küresel elitlerin stratejik ince hesaplarının yansıması olarak karşımıza çıkıyor. El-Kaide’nin yeniden yapılandırılmış gölgesi olan HTS’nin, Suriye’deki yeni yönetim olarak yükselişi, elitlerin Büyük Sıfırlama (Great Reset) planlarının parçasıdır. Plan, dünya genelinde güç dinamiklerini yeniden şekillendirmeyi ve ulus devletlerin egemenliğini zayıflatmayı hedefleyen stratejiler içermektedir.

Suriye’nin parçalanması ve istikrarsızlaştırılması, elitlerin çıkarları doğrultusunda kontrol mekanizması oluşturma çabalarının sonucudur. Suriye’nin kaderi, küresel ve yerel elitlerin eylemleri ve stratejileriyle şekillenecek. Ancak süreçte ortaya çıkacak sonuçlar, yalnızca Suriye halkı için değil, başta Türkiye olmak üzere tüm bölge için derin etkilere sebep olacaktır.

Sonuç olarak; şu bir gerçekki;
Suriye’nin kaderini Şam’ın ‘kurtarıcıları’ değil İsrail belirleyecektir…


Sadi ÖZGÜL

Yazar