6-7
EYLÜL 1955 OLAYLARININ 63.YILDÖNÜMÜNÜN ANIMSATTIKLARI
Sn. Kekevi 6-7
Eylül 1955 olayları tanığı olarak bir anısını ve ilginç içerikleri olan iki de
bağ(link) paylaşmış . Anısı ve ilk bağdaki(13
Maddede Yakın Tarihimizin Kırılma Noktası: 6-7 Eylül Olayları) resimler çok ilginç.
****
Gayri müslimlere karşı “Selanik’te Atatürk’ün doğduğu ev
bombalandı “kışkırtması sonucu 6-7 Eylül 1955 tarihinde İstanbul’da
meydana gelen olaylar Cumhuriyet Tarihimizin çok partili döneminin ilk toplumsal
olayıdır.
Dış borca dayalı ekonominin
duraklaması ve yaşamın pahalılanması(enflasyon) artması halk arasında
huzursuzluk yarattığı, Demokrat Parti (DP) itibar kaybettiği süreçte olması bir
rastlantı mıydı?
DP iktidarıyla Türkiye ile
Yunanistan’ın komşuluk ilişkilerin gerginleştiği süreçte Kıbrıs sorununa
Menderes Hükümetinin yapıcı bir seçenek üretemeyince, çareyi gündem değiştirip
Yunanistan’a göz dağı vermek istemesi de siyaset miydi?
Genç Cumhuriyet’in
kurtuluş/kuruluş değerlerini ve iktisadi siyasetini yadsıyarak liberal iktisadi
esas alan DP’nin Menderes Hükümeti hedefine ulaşmak için artık herşeyi
mübah saydığı süreç olduğu düşünüldüğünde!
5 Eylülde Menderes, Kıbrıs Türktür
Cemiyeti ‘nden Hikmet Bil ile görüşür.
OLAYLAR NASIL BAŞLAR?
Olaylarının başlamasına sebep
olan “Selanik’te Atatürk’ün
doğduğu ev bombalandı” sonradan da öğrenileceği gibi, böyle bir
olay yaşanmamıştı çartıpma haberi İstanbul Eskpres
gazetesinde manşetten verilir. Ardından İstanbul Ekspress Gazetesi
“Yıldırım Baskı” yapar…Normalde 20 bin satan gazete o gün tam 290 bin
adet basılır.
DP’nin çizgisindeki gazetenin sahibi Mithat Perim, Yazı İşleri Müdürü
olan Gökşin Sipahioğlu tarafından kandırıldığını iddia eder. Kendisi gazetenin
baskısını durdurmuş, fakat Perim’den habersiz gazete yeniden basılmıştır. Hem
de matbaa da o esnada kağıt olmamasına karşın. Perim yıllar sonra,
Sipahioğlu’nu MİT’in kullandığını iddia etmiştir.
İçişleri Bakanlığı halkı Taksim
meydanına gösteri yapmağa çağırır. Büyük bir kitle Taksim meydanında
toplandıktan sonra, halkı galeyana getirilecek konuşmalar yapılır. Kitle
psikolojisi harekete geçince galeyana gelen kalabalıklar Taksim meydanını terk
eder. İlk olay Şişli’deki Haylayf Pastahanesinin basılmasıyla başlar. Ardından
Kumkapı, Samatya, Beyoğlu’nda, Galata’da, Harbiye’de ne kadar gayrimüslimlere
ait işyeri, mağaza varsa talan edilir; vitrinler kırılır, eşyalar sokaklara
saçılır.
Planlayanların öngöremediği
yağmaya evrilen projenin pratikteki uygulayıcısı İstanbul’da “hamallar”
örgütüdür. Bir meslek örgütü olduğundan sevk ve idaresi kolay olduğundan
yağmayı ilk başlatan hamallardır. Halkı galeyana getiren ve ön sırada hep onlar
bulunur.
Olayların Bilançosu: 15 ölü,
300 yaralı, saldırıya uğrayan mekan sayıysı5.317 .Tahrip edilen
işyerlerinin % 59’u Rumlara, 17’sinin Ermenilere, % 12’sinin Yahudilere
aittir.
Basının sürmanşeti: ‘’Menderes ağızlarının payını verdi’’
olur!
Demokratik Kitle Örgütleri,
aydınlar, sendikacılar, birçok politikacı gerçekleştirilen bu yüz kızartıcı
olaylardan Seferberlik Tetkik Kurulunu(sonraki adı Özel Harp
Dairesi),dolayısıyla DP sorumlu tutar.
Cumhurbaşkanı Bayar, Başbakan
Menderes ve bakanlar İstanbul Valiliği’nde durum değerlendirmesi toplantısı
yaparlar.
Sonuç:
– Birinci suçlu olarak basın
ilan edilir.
– İkinci suçlu
komünistler; bunlar Türkiye’nin dışarıdaki itibarını düşürmek istiyorlar.
-Yaşayan fişlenmiş komünistler
ile ölmüş dört komünist hakkında dava açılır.
– Basına ağır sansür
uygulanmaya başlanır.
****
10
Eylül günü Sıkıyönetim komutanı Harbiye’de bir basın toplantısı yapar.Basına
uygulanacak yasaklar gazetecilere bildirir.
•Halkı
heycanlandıracak haberlerin yayınlanması yasaktır. Meclisteki görüşmeler halkı
heyecanlandırabilirse yazılmayacaktır.
•Hükümeti
tenkit etmek yasaktır.
•Hükümetin
çalışmalarını etkileyecek biçimde yazılar yasaktır.
•Sıkıyönetim
çaılşmalarıyla ilgili haberler yasaktır.
•NATO
devletleriyle ilgili haberler yasaktır.
•Darlık,
kıtlık ve yokluk haberleri yazılmayacaktır(örneğin, ekmek almak için fırınların
önünde sıra bekleyenlerin resimleri konulmaz).
•6
Eylül olaylarını komünistlerden başkalarının yaptığı yolunda yazı ve yorumlar
yasaktır.
•6
Eylül olaylarıyla ilgili haber ve resimler yasaktır.
•Magazin
sayfalarında da halkı heyecanlandıracak resim ve yazılar yasaktır. Çıplak kadın
resmi basmak yasaktır. İkinci baskı yapmak yasaktır.
İstanbul’da “hamallar” örgütlü
bir meslek teşkilatı olduğundan yönetilmesi, sevk ve idaresi kolay olduğundan
Projenin pratikteki uygulayıcısıdır.Yağmayı ilk başlatan onlardı. Halkı
galeyana getiren ve ön sırada hep onlar bulunuyordu.
Olaylarının başlamasına sebep
olan “Selanik’te Atatürk’ün
doğduğu ev bombalandı “ çartıpma haberi İstanbul Eskpres Gazetesi
manşetten verilir. Gazete sahibi Mithat Perim, Yazı İşleri Müdürü olan
Gökşin Sipahioğlu tarafından kandırıldığını iddia eder. Kendisi gazetenin
baskısını durdurmuş, fakat Perim’den habersiz gazete yeniden basılmıştır. Hem
de matbaa da o esnada kağıt olmamasına karşın. Perim yıllar sonra,
Sipahioğlu’nu MİT’in kullandığını iddia etmiştir.
****
OLAYLARDA ADI ÖNE ÇIKAN
ÜÇ İSME NE OLDU?
Oktay Engin, Mithat
Perim, Gökşin Sipahioğlu.
Üç ismin kısa öyküsü:
OKTAY
ENGİN: Atatürk’ün Selanik’teki evine bir ses bombası atılıyor. Yunan polisi
fail olarak iki kişiyi yakalıyor. İkisi de Türk; Hasan Uçar ve Oktay
Engin. Failler için Türk konsolosluğu iki avukat tutuyor. Yunan avukatlar
zanlıların suçlu olduğunu görüyorlar ve savunmayı bırakıyorlar. Bu defa
konsolosluktaki hukuk müşaviri bombacıları savunmaya başlıyor. 9 ay
tutukluluktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan faillerden
Oktay Engin Türkiye’ye kaçar. Hasan Uçar ise 2 yıl cezaevinde kalır. fitilin
ateşlenme olayı budur.. Türk hükümeti 3,5 yıl ceza almasına rağmen Engin’i iade
etmedi. Engin o tarihte 21 yaşında bir hukuk öğrencisiydi. İstanbul
Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde kaldığı yerden devam etti. Mezun
olduktan sonra kaymakamık sınavlına girdi. Çankaya Kaymakamı oldu. Emniyet
Genel Müdürlüğü Siyasi İşler Müdürlüğü görevine getirildi. Onu bu göreve
getiren kişi Emniyet Genel Müdürü Hayrettin Nakipoğlu, 6-7 Eylül’de Beyoğlu
Kaymakamıydı. Nakipoğlu başarılı bulunmuş ki, 6-7 Eylül ‘den hemen sonra
İstanbul Emniyet Müdürü olarak atanmıştı. Oktay Engin en son Nevşehir valisi
olarak görev yaptı.
MİTHAT
PERİN: İstanbul Ekpres Gazetesi’nin sahibi idi. Olaylardan iki yıl sonra yani
1957’de DP’den İstanbul milletvekili oldu. 1958 yılındaki ‘Dokuz
Subay Olayı’nın hükümete bildirilmesinde rol oynadı. 60 darbesinde Yassıadaya
gönderildikten sonra hüküm giyerek, 33 ay Kayseri cezaevinde yattı. 1962
yılında tekrar gazeteciliğe döndü. Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanlığı,
Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Üyeliği, İstanbul ve İzmir Gazeteciler
Cemiyeti Başkanlıkları görevlerinde bulundu.
GÖKŞİN
SİPAHİOĞLU: Gazeteciliğe devam etti. 1960’larda dünyanın siyasi ve askeri kriz
yaşanan kimsenin girmeyi başaramadığı ülkelerine girmeyi başararak, dünya
basınına fotoğraflar geçti. 1969’da Fransa’da kurduğu SIPA Press dünyanın en
büyük fotoğraf ajansı oldu. Sipahioğlu çalıştırdığı gazetecileri olay çıkacak
bölgelere olaylar daha çıkmadan göndermekle ünlendi. MİT’in Avrupa’daki
önemli kaynaklarından birinin Sipahioğlu olduğunu da eklemek gerek.
****
6-7 Eylül’den sonra
hepsinin önü açılmış vesselam…
Kırk türlü oyunu olan CIA
emrindeki MİT’in Türkiye’den çok emperyalizm için çalıştığı süreçler sonlanmış
olabilir mi?