Zagros Dağları : Homo Sapiens ve Neandertallerin Kesiştiği Tarihi Kavşak
Eylül 16, 2024 Yorum/BİLİM
***
Modern insanlar Afrika’dan çıktıklarında, sadece yeni yerler keşfetmekle kalmadılar; aynı zamanda diğer insan türleriyle de karşılaştılar. Bu karşılaşmalar, İran’ın Zagros Dağları‘nda sadece bir selamlaşmadan çok daha fazlasını içeriyordu. Yeni bir araştırma, Homo sapiens ve Homo neanderthalensis’in melezleştiği yerin bu bölge olduğunu ve bu melezleşmenin binlerce yıl sonra bile Neandertal DNA’sını taşımamızla türümüzün kaderini değiştirdiğini öne sürüyor. Almanya’nın Köln Üniversitesi’nden arkeolog Saman Guran ve ekibi, bu konumu belirlemek için genetik, arkeolojik, topografik ve ekolojik verilerin bir kombinasyonunu kullandı.
Araştırma ekibi yayınladıkları makalede, “Zagros Dağları’nın bir koridor görevi gördüğüne inanıyoruz… [modern insanların] kuzeye, Neandertallerin ise güneye doğru dağılmasını kolaylaştırıyor,” diyor. Bu bölge, ünlü çiçek gömüsü de dahil olmak üzere on Neandertal bireyin kalıntılarının bulunduğu, en iyi bilinen Neandertal alanlarından biri olan Şanidar Mağarası’nı da içeriyor. Bu gibi keşifler, Neandertallerin başlangıçta düşünülenden çok daha zeki, yaratıcı ve şefkatli olduklarını gösteriyor.
Guran ve ekibinin çoklu veri kaynaklarına dayanan modellemesi, Zagros Dağları’nın modern insanlara en uygun çevresel koşullar ile Neandertallere en uygun çevresel koşulların örtüştüğü bir bölge olduğunu gösteriyor. Bu bölge, Neandertallerin Palearktik soğuk yaşam alanlarının yanı sıra, Homo sapiens’in köken aldığı Afrotropikal bölgenin daha sıcak ve zengin yaşam alanlarını da kapsıyor. Araştırmacılar, “Arkeolojik ve fosil kanıtlar [modern insanların] güneybatı Asya’ya [bu dönemde] girdiğini gösteriyor,” diyor.
İki Homo türünün habitat uygunluk modelleri ve güneybatı Asya ile güneydoğu Avrupa’daki potansiyel temas ve melezleşme bölgeleri. (Guran ve diğerleri, Scientific Reports, 2024)
Yaklaşık 120 ila 80 bin yıl önce gerçekleşen bu süreç, genlerimizde hala izleri bulunan ikinci melezleşme dalgasının zamanıyla örtüşüyor. Zagros bölgesi, yüksek biyolojik çeşitliliğiyle, her iki türün de yan yana var olmasına olanak sağlayacak yeterli kaynağa sahipti. Bölgedeki ekosistem çeşitliliği, zorlu iklim koşullarında güvenli sığınaklar sunuyordu.
Guran ve ekibi, “İki bölgenin sınır bölgeleri, buzul ortamlardan gelen türler için sığınak görevi gördüğünden biyolojik olarak önemlidir,” diye açıklıyor. İklim koşullarındaki değişimler, her iki türü birbirine yaklaştırarak etkileşimlerini artırmış olabilir. Ekip, taş alet koleksiyonuyla ilişkilendirilen 65.000 yıllık bir Neandertal dişinin, Neandertalleri doğru zamanda doğru yerde konumlandırarak ekolojik modellemelerini desteklediğini belirtiyor. Ayrıca, önceki araştırmalar bu bölgede Neandertaller ve modern insanlar arasında yüz özellikleri açısından benzerlikler olduğunu ortaya koymuştu. İlginç bir şekilde, insanlarda Neandertal DNA’sına dair çok sayıda kanıt bulunurken, Neandertallerde modern insan DNA’sına dair henüz bir örnek keşfedilmedi.
Bu durum, Neandertallerden elde edilebilen DNA örneklerinin sınırlı olmasından veya iki tür arasındaki 500.000 yıllık genetik ayrılıktan dolayı başarılı gen alışverişinin nadir olmasından kaynaklanabilir. Guran ve ekibi, bu tür gizemleri çözmek için İranlı arkeologları belirledikleri bölgeyi daha detaylı araştırmaya davet ediyor. İki insan türü, Neandertaller yok olmadan önce Pers platosunu on binlerce yıl boyunca paylaştı. Günümüzde, bu karşılaşmalardan geriye kalan tek şey, bu genetik miras sayesinde yaşamaya devam ediyor.
***
Araştırmanın kaynağı : Scientific Reports