DR. DANIA KOLEILAT KHATIB : Nasrallah’ın öldürülmesinden sonra sırada ne var ???
Eylül 28, 2024 Yorum
***
İsrail ordusu, Cumartesi günü yaptığı açıklamada, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın önceki gece Beyrut’un güneyindeki yeraltı karargâhına düzenlenen hava saldırısında öldürüldüğünü duyurdu. Peki, Nasrallah’ın ölümünün ardından ne olacak? Bu suikast, Lübnan’ı ve bölgeyi nasıl etkileyecek? İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve İran üzerindeki etkisi ne olacak? ABD, tüm bu gelişmeleri dengelemek için nasıl bir rol oynayacak?
Netanyahu, ABD seçimleri öncesinde bir güç boşluğu olduğunu biliyor ve elinde 5 Kasım’a kadar bir fırsat olduğunun farkında. Bu yüzden bu süreyi sonuna kadar kullanmaya kararlı. Başarılı bir hava saldırısının ardından İsrail lideri, Nasrallah’ın peşine düştü. Şimdi, İsrail’e yönelik bu tehdidin ortadan kalkmasıyla Netanyahu’nun nasıl bir yol izleyeceği merak konusu. Netanyahu, bu durumu caydırıcı bir adım olarak mı kullanacak? Bu pek olası değil, çünkü mevcut statükoyu değiştirmek ve bölge ülkelerine, özellikle de Lübnan’a, yeni koşullar dayatmak için bir fırsat görüyor.
Olaylar, ya gerilimin azalmasına ve bölgesel bir anlaşmaya ya da daha fazla tırmanmaya yol açabilir. Her şey, ABD’nin Netanyahu’yu dizginleme kabiliyetine bağlı. Washington, bu suikastı kullanarak Netanyahu’ya Lübnan’da ve ideal olarak Gazze’de savaşı sonlandırması için baskı yapmalıdır. Ancak mevcut yönetim seçimlere odaklanmış durumda ve bu nedenle herhangi bir karar almak istemeyecektir. Lübnan’ın caydırıcılığı yok denecek kadar zayıf. İsrail açısından ise İran’ın caydırıcılığı da zedelenmiş durumda. Hizbullah, İran’ın İsrail’e karşı cephe hattıydı. Bu yüzden Netanyahu’nun önümüzdeki iki ay içinde nasıl hareket edeceğini yakından izlemek gerekiyor.
Nasrallah’ın öldürülmesi, Netanyahu’yu muhtemelen cesaretlendirecek ve bu durumu yeni bir paradigma dayatma fırsatı olarak görecektir. İsrail’in Lübnan’ı bombalamayı durdurması pek olası değil. İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, tehdit oluşturan herkesi ortadan kaldıracaklarını açıkladı. Ancak Hizbullah’ın tamamen yok edilmesi de olası görünmüyor. Nasrallah gibi önemli bir figürün öldürülmesi, Netanyahu’nun halka zafer olarak sunabileceği büyük bir başarıdır. Bu durumu savaşı sona erdirmek ve Hamas ile bir rehine anlaşması yapmak için kullanabilir. Ancak Netanyahu’nun durmaya niyetli olmadığı görülüyor. Önümüzdeki iki ayı maksimum fayda elde etmek için kullanmaya çalışacaktır.
Netanyahu, şu ana kadar komşu ülkelerin direnişiyle karşılaştı. Ürdün Kralı Abdullah ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah El Sisi, Filistinlilerin ülkelerine göç etmesini kategorik olarak reddetti. Bu nedenle, İsrail’in Batı Şeria’daki “terör gruplarını ve hücrelerini” ortadan kaldırma kampanyası durduruldu. Olayları yönlendirecek bir otorite olmadığı sürece, dizginlenemeyen bir Netanyahu, bölgeyi daha fazla kaosa sürükleyecektir. BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, tam zafere ulaşılana kadar durmayacağını taahhüt etti. Bu nedenle Nasrallah’ın öldürülmesini zafer olarak gösterip bunu diplomatik bir çözüme geçiş için kullanması pek olası değil.
İsrail, her savaşı daha fazla toprak kazanmak ve hegemonyasını artırmak için kullanmıştır. Bu savaş, Netanyahu’nun İsrail’i kimsenin karşı koyamayacağı bir bölgesel hegemonya haline getirmek istediği bir savaştır, özellikle de İran’ın bu savaşta neredeyse hiç yer almaması nedeniyle. Şimdi, Hizbullah liderinin öldürülmesiyle İran pasifize olmuş durumda. Netanyahu’nun önünde duracak biri var mı? Pek olası değil. Bu fırsatı, herkese yeni koşullar dayatmak için kullanacaktır. Ancak, bölge ülkeleri bir araya gelir, farklılıkları bir kenara bırakır ve bir çözüm üretirse bu vahim senaryodan kaçınılabilir. Bölge artık ABD’yi bekleyemez. ABD, seçimlerden önce harekete geçmeyecektir – tabii bir şey yapmaya karar vermezse. Seçimleri beklemek çok geç olacaktır. Netanyahu’nun önümüzdeki 40 gün içinde verebileceği zarar geri döndürülemez olabilir. Netanyahu tarafından temsil edilen tehdit, herkesi bir araya gelmeye itmelidir. Bunu bir an önce yapmalılar. Lübnan, Netanyahu’nun eylemlerine 40 gün daha katlanamaz; Gazze ve bölge de öyle. Bölgedeki sorun, çözümü hep dışarıdan beklememiz. ABD’nin seçimlerle meşgul olduğunu ve İsrail liderine baskı yapma olasılığının düşük olduğunu artık anlamanın zamanı geldi. Netanyahu ise zaferin tadına vardıkça daha fazlasını isteyecektir. Türkiye, İran, Suudi Arabistan, BAE, Katar ve Mısır bir araya gelerek bu çılgınlığa son verme kararı almalıdır. Bu sürecin başlangıç noktası İran olacaktır. Tahran, komşularından alacağı güvenlik garantileri karşılığında bölgede kaos yaratan vekillerini dizginlemelidir. Ne de olsa İran için bu vekiller, düşmanca bir çevrede caydırıcı bir rol oynuyor. Bölge, kendi kaderini kendi ellerine almalı – ABD’nin İsrail’e baskı yapmasını bekleyemez. Yeni bir felaket ve 1967’deki gibi bir yerinden edilme yaşamadan önce harekete geçmelidir.
***
arabnews.com internet sitesiden tercüme ve düzenlenerek yayına alınmıştır